Sevgili gençler, kendi bilgi ve hünerleri ile bir şeyler ortaya koyabilmenin gururunu taşımak, haysiyetli yaşamanın başlıca koşuludur. İçinde bulunduğumuz teknoloji ve bilgi çağı, insanı ekip halinde çalışmaya zorlamaktadır. Bu durum insan ilişkileri bakımından birbirine daha saygılı ve birbirinin refahında kendi mutluluğunu bulan uygar bir toplum yaratmıştır. Batının gelişmişliğinin temeli budur. Müsbet bir iş, bir meslek, ilim ve teknik öğrenmek sure-tiyle her fert kendini ve ailesini refaha kavuşturabileceği gibi, memleketine de faydalı olur. Güzel bir çalgı çalan insan, kendisi ile beraber başka insanları da mutlu eder. Mucitler icatları ile dünyanın çehresini nasıl değiştirmişlerse, siz de yurdumuzun çehresini değiştirebilirsiniz. Öncelikle buna inanmalısınız.

Atatürk dünyanın gelmiş geçmiş en büyük devlet adamı, milleti esaretten kurtaran bü-yük bir komutandır. Getirdiği yeniliklerle milletimizi çağdaş uygarlığa taşıyan bir inkılâpçı-dır. Öyleyse Atatürkçülük, bugün dünden daha çok aradığımız o eşsiz insanın, yolundan, izin-den gitmek demektir. Atatürkçülük demek, onun ilke ve inkılâplarına, bütün gücümüzle, sahip çıkmak demektir. Onun dünya görüşünü benimsemek demektir.

Ülkümüz, Atatürk’ün gösterdiği “Çağdaş uygarlığın üstüne çıkmak”tır. Ülkümüzü açıkça ifade etmeliyiz. Onu kalbimizde duymalı ve hiç yılmadan takip etmeliyiz. Şahsi men-faatlerimizden, hasis emellerimizden sıyrılmaya ancak böyle canlı ve alevli ülkü sayesinde muvaffak olabiliriz.

Fakat Atatürk’ün Gençliğe Hitabesinde belirttiği gibi, “Bütün iyi niyete, gösterilen bütün yılmazlığa, kararlılık ve dayanıklılığa, meydana getirilen bütün birlik ve beraberliğe rağmen yine en güzel, en şaşmaz, en doğru zihniyetleri ve ülküleri bozmağa çalışacak insanla-ra tesadüf edilecektir. Öylelerini karşı bütün millet fertleri çok sert karşılık vermelidir. Hepi-miz için öylelerine karşı ezici bir birlik kitlesi şeklinde belirmemiz en zarurî bir vicdanî ge-rektirir.

Zirâ bu hususta bozgunculuk yapacak insanlara müsamaha göstermek, kıymet vermek, terbiye eseri değil, belki bir milletin saadetine, şerefine, namusuna göz dikmiş insanlara mü-samahadır ki, hiçbir vakit, hiçbir fert buna müsaade edemez. Hiç kimse buna müsaade temek hakkına değildir ve siz de olmamalısınız. (M. K. Atatürk, 1923)

Sevgili gençler, İlerlemenin sırrı, insanların zekâ ve kabiliyetlerini geliştirmesindedir. Fertlerin ailelerin, öğretmenlerin üzerinde ısrarla durmaları gereken konu budur. İyi yetişmiş her fert, memleket ve insanlık için bir kazançtır.

Bilgi hangi türden olursa olsun, mutlaka bir yarar sağlamak için kazanılmalıdır. Unutmayınız ki çağımıza “bilgi çağı” denilmektedir. Bu realist görüş içindeki gençlik, herke-sin daha mutlu yaşama imkânına sahip olacağı 21. Yüzyılın büyük ve mutlu Türkiyesini mut-laka yaratacaktır.

Önümüzdeki 21. yüzyıl yeni bir Türk asrı olacaktır. Bu çağı yakalamada herkese bü-yük sorumluluk düşmektedir. Başarı umutlarının en sağlam desteği yine biz gençlerin omuzla-rında olacaktır. 21. asırdaki yeni Türk mucizesini yaratabilmek için, büyük çoğunluğu genç-lerden oluşan ulusumuzun insan kaynaklarını bütün gücüyle harekete geçirmek marifetini gösterebilmemiz gerekmektedir. Bu gücün ortaya koyacağı maddî varlıklar, yeteneklerimizi daha da ileri götürerek, âhenkli gelişmenin yollarını bütün genişliğiyle aşacak ve önündeki engelleri kaldırmaya yetecektir.

Cumhuriyet yönetimi haysiyet ve eşitliğe sahip, Türklüğü ile övünen, 85 milyona yak-laşan dinamik insan gücüyle, fedâkârlığı kadar, azmi, cesareti ve bilgisi de bulunan bir toplum yaratmıştır. Onu dıştan çökertemeyeceğini anlayan düşmanların içeride yaratmaya yeltendik-leri kargaşalar da boşa çıkmıştır. Büyük Türk Milleti karanlığı derhal sezerek gideceği yolu aydınlatmasını bilmiştir. Bundan sonra da bu böyle olacaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Atatürk tam bir gönül rahatlığıyla gençliğe inanmıştı. Bu sebeple cumhuriyeti, par-lamenter demokratik rejimi, bağımsızlığı, inkılapları Türk gençliğinin görev ve sorumluluğu-na vermişti. Bugün daha büyük refah ve saadetlere ulaşacağımıza inanıyoruz. Çünkü biz, Türk gençliği olarak görevimizin ve sorumluluğumuzun bilincindeyiz.

Huzur içinde yat Atam, gönlünüz rahat olsun şehitlerim. Emanetiniz emin ellerde. Kurtardığınız vatan, kurduğunuz devlet, tuttuğunuz bayrak, elden ele, gönülden gönüle sonsu-za kadar taşınacaktır.

Yazımıza yarın devam edeceğiz.