16 Nisan’da halk sandığa giderek tercihini yapacak. Siyasiler alanlara indi, atılan nutuklarla vatandaşları kendi lehlerine göre etkilemek için çaba sarf ediyorlar.

16 Nisan’da halk sandığa giderek tercihini yapacak. Siyasiler alanlara indi, atılan nutuklarla vatandaşları kendi lehlerine göre etkilemek için çaba sarf ediyorlar.
Kırşehir’e siyasiler gelip Cacabey Meydanı’nda halkla buluşmaya devam ediyorlar. 16 Nisan’a kadar da çok siyasetçiyi burada görüp dinleyeceğiz. Elbette hepsinin söylemleri önem arz etmektedir ki, vatandaş doğru tercihini yapabilsin. Yapılacak olan bu oylama da vatandaşımız hayır oyu kullananlar olacağı gibi, evet oyu kullananlar da olacaktır. Bu demokrasinin gereğidir.
Ancak “evet” oyu verecekleri vermeyenler, yine “hayır” oyu verecekleri de vermeyenler akıllara ziyan yakıştırmalar ortaya atarak suçlamaktadırlar.
İster “evet”, ister “hayır” oyu kullanacak tüm vatandaşlarımızın bu türden yakıştırmalara, söylemlere itibar etmemesi en doğru olanıdır. Halkın hayır ya da evet tercihi toplumda bir bölünmeye, ayrışmaya neden olmamalıdır.
Bu gibi yakıştırmalar pirim yapmamalı ve bunu yapanlarda toplumda kabul görmemelidir.
İnsanları birbirine düşürerek, bunlar “hayır”cı, efendim bunlarda “evet”çi gibi bakış açılarıyla ayrıştırmanın kimseye yararı olmaz. Zira “Hayır” verecekler de bu ülkenin değerli insanları “Evet” verecekler de bu milletin köylüsü, kentlisi her türlü terör konusunda tek yumruk olup mücadeleye birlikte katılıyorlar.
Bu milletin sağcısı, solcusu her türlü terör konusunda tek yumruk olup mücadeleye birlikte katılıyorlar.
İhanet çetesi FETÖ terörüne karşı yine milletçe tek yumruk olup, mücadelede devlete destek olmaktadır.
“Evet” diyen de, “Hayır” diyen de bu memleketin insanıdır. Öyle ayrıştırma, ötekileştirme olmamalıdır.
İnsanlar arasında şuncu, buncu gibi yakıştırmalar hiç de doğru değildir.
Memleketin çözüm bekleyen birçok sorunu varken, “başkanlık” diye tutturulmasını anlamakta güç.
Anlatılmadan, tartışılmadan, kamuoyu oluşturularak toplumsal mutabakat sağlanmadan apar topar referanduma gidilmesi doğru yaklaşım olarak görülmemekte ve toplumda da zaten karşılık bulamamaktadır.
“Hayır”, verenin de “evet” verenin de birbirine üstünlüğü olamaz.
16 Nisan da sandığa giren “HAYIR” ya da “EVET” tercihlerine saygı duymak esas olanıdır. Bu aynı zaman da insana saygı duymaktır.
Seçim sandığında yapılan her türlü tercih demokrasinin bir rengi olarak görülmeli ve öyle de kabul edilmelidir.