Maalesef ülkemizin değişik yerleşim yerlerinde insanlık suçu işleniyor. Silahlar, bombalar patlıyor kan dökülüyor.

Maalesef ülkemizin değişik yerleşim yerlerinde insanlık suçu işleniyor. Silahlar, bombalar patlıyor kan dökülüyor. Bu tür eylemleri kimin nasıl ve nerede yaptığı pek önemli değil neticede bir terör saldırısı olduğudur. Öyle de anlaşılıyor ki, bazı dış odaklar tarafından ülkemiz coğrafi konumu gereği bilinçli ve planlı bir şekilde terör belası ile buluşturulmuş olmasıdır.
Ülkenin her köşesinde olduğu gibi Kırşehir’de de insanlar terör belasından dolayı endişeli ve karamsar durumda.
Eli kana bulaşmış kim olursa olsun,
Dostumuz yok ama düşmanımız çok.
Hırs aklın önüne geçince dost olanlarda düşman hale gelir oldu.
Ülkemiz idare edilemediği için, siyasi iktidar nereden ve kimden zarar geldiğini bilmiyor.
Terör; Suruç’ ta, Ankara Gar’da, İstanbul Sultanahmet’te, Ankara Genelkurmay yakınında, Diyarbakır’da, Ankara Kızılay’da, İstanbul İstiklal Caddesi’nde, İstanbul Vezneciler’ de, son olarak Mardin Midyat’taki bombalı saldırıda kan döktü, can aldı. Terör yine kanlı elleri ile insanlık üzerinde karanlık etkisini yarattı.
Son dönemde bu olup bitenlerden toprağa düşen yüzlerce canlar ve bir o kadar da yaralı var. Geride kalan yetimler, dul ve sakat kalanlar, ayrıca gözünün yaşı hiç dinmeyen analar, sanki amaçlanan da buydu gibi…
Tabi ki hepsi bu kadar değil.
Güneydoğu gerçeği düşündürüyor insanı, yakılan, yıkılan evler, ölü ve yaralılar. Ürkütücü tablonun kabul edilir bir yanı yok ama ülkemizde yaşamın gerçeği bu maalesef.
Ülkeyi idare edenler tüm olup bitenlerden sonra halen pembe tablolar çizmeye devam ediyor, bunların olması gerekiyormuş gibi de davranış sergilediklerini izliyoruz.
Hatta biraz daha ileri giderek her bombanın patlamasından sonra terör halka şikayet ediliyor.
Oysa biz biliyoruz ki aciz insanlar şikayet eder.
Güçlü insanlar ise mücadele eder ve gereğini yapar.
Ülkeyi idare edenler;
Terörün nereden geldiğini bilmeli,
İç ve Dış istihbarat verimli çalışır hale getirilmeli,
Terörün lojistik destek kaynakları acilen bulunup kurutulmalı,
Ortadoğu politikalarında olumlu değişikler yapılmalı,
Demokrasi çalışır hale getirilmeli,
Hukuk üstün kılınmalıdır.
İnsanları tahrik edici, yeni patlamaları, çatışmaların daha da şiddetlenmesini körükleyen bir yaklaşım yerine, bilimsel ve yaşamsal değerleri ön plana çıkaran çözümler getirilmelidir.
Barış, güven ve toplumsal huzur bir an evvel tesis edilmelidir.