Kurumsallaşan terör, 1984'ten beri milli birlik ruhuna saldırmaktadır. Türk Milleti'ni can alıcı odak noktasından vurmaya çalışmaktadır. Yıldırmak, sindirmek, korkutmak ve giderek milleti ve vatanı bölmek! Amaçları budur. Milletin ve devletin özgür yaşama hakkına saldıran terörün hareketlerini "insanî boyutla", "insan haklarıyla" bağdaştırmak mümkün değildir. On binlerce can almış, ocaklar yıkmış, çocukları yetim, anaları dul bırakmış bir vahşeti herhangi nedenle olursa olsun savunmak mümkün değildir.

Ne yazık ki vahşi terörün milletvekili, belediye başkanı, belediye meclis üyesi, parti başkanı... bazında koruyucuları, teşvikçileri, destekçileri var!

Terör, ABD, AB, İsrail, Yunanistan, Ermenistan, Kıbrıs Rum kesimi... gibi ülkelerden, kuruluşlardan yardım ve destek görmektedir. Kuzey Irak sözde "Kürt Yönetimi" denilen haydutlardan yardım almaktadır. Koruma, kollama görmektedir. ABD'li dostlarımızın söyledikleri ile yaptıkları birbirini tutmamaktadır. Sözde dost, müttefik, eylemde, uygulamada düşman olmaktadırlar. Sevr Anlaşması (5.4.1920)’nın maddelerinin uygulanmasına geçilmektedir. Sinsi politikalar bunu göstermektedir.

Yüksek rütbeli emekli veya muvazzaf subayların, aydınların tutuklanması da bize 15 Mart 1920'deki " asker-sivil 150 aydının İstanbul'da tutuklanmasını" hatırlatmaktadır. İşgalcilerin marifeti olarak.

Terör, milli birliği parçalamaya çalışmaktadır.

Bu vahşetle aynı etkili güçle mücadele edilmelidir.

Bunların anlayacağı başka dil yoktur. Karakol basıp toplu kırımlara neden olanların karargâhları, yerleşim yerleri aynı metotla yok edilmelidir. Çünkü o eğitim ve barınma, lojistik alanları yaşadıkça, karakol baskınları bitmeyecektir. O halde "sivrisinekleri üreten bataklıkları" yok etmek lazımdır.

Eğitim, bilim, kalkınma, istihdam, aş iş, sanayileşme, yatırım, sosyal güvenlik.. uygulamaları dana sonra yapılmalıdır. Yani silahlar, silahlı saldırılar yok edildikten sonra. Çatışma ortamında bu gibi işler yapılamaz. Engel olurlar. Araçları yakarlar.

Terörün Türkiye'ye maliyeti 500 milyar dolar. Bu para yatırıma gitseydi 3 milyon 330 bin kişiye iş alanı açılacaktı. Yada 25 bin hastane, 150 bin 16 derslikli modern okul yapılabilirdi uzman görüşü).

Pınar Akdağ, evinin balkonunda oturan teğmen eşi genç bir öğretmen. Üç aylık evli, Amanos dağlarından açılan ateş sonucu Osmaniye'de can veriyor!

Buse Sarıyağ, 17 yaşında lise öğrencisi, babası uzman çavuş Ünal Sarıyağ ile bindiği servis aracıyla Mehmetçik Dershanesi'ndeki kursa katılmak üzere evden çıkıyor. Uzaktan kumandalı bombanın patlatılmasıyla otobüs havaya uçuruluyor. Buse can veriyor.

Buse bir Atatürk kızı, facebook'ta Atatürk için köşe oluşturuyor. Atatürk sevgisini dile getiriyor. Bu sayfanın 6 bin yedi yüz üyesi var. Buse orada şunları yazıyor: "O masmavi gözlerini görebilmek için her şeyimi feda ederim. Ayağının tozu olsam, o gurur yeter bana atam"!

Ve.. Şemdinli’de karakol baskını: 12 şehit! Büyük acı, kara değil kapkara bir gün! Ertesi gün Buse'nin de şehit edildiği İstanbul Halkalı'da 4 şehit asker daha.

"Anne bana ağlamayın!"

Son üç ayda teröre kurban 66 şehit! Bu acıya Türkiye nasıl da-yansın. Kurtuluş Savaşı, Çanakkale, Sarıkamış... şehitleriyle aynı dokudan şehitlerimiz. Amaç aynı, yurdun ve milletin bütünlüğünü korumak. Bağımsızlığı ayakta tutmak.

Çünkü Türkiye;

- Çok sesli ülkedir,

-Çok dokuludur,

- Farklı kökenlerle tek millet bilinciyle çok renkli bir prizmaya dönüşmüştür. Bu güzellik ebedidir!

Onların arkasında da emperyalizm vardı. Bunların da!.. Fark şudur: 1984'ten buyana ülkemize, insanımıza, ulusumuza saldıranlar, yani maşalar, yani sürülerin, hemen hemen tümüne yakın bölümü yurdumuzun insanı! Yani hain, satılmış, beyinleri boşaltılmış, kandırılmış sürüler.

Rus, Ermeni, Yunan, İngiliz, Rum, Fransız, İtalyan orduları değil! Bu ülkenin ekmeğini yemiş, suyunu içmiş, havasını solu-muş, öldürdükleri insanlarla, askerlerle komşu olmuş, birlikte yaşamış insanlar!

1915-1918 arasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Ermeni komitacıları: Hınçak katliam örgütü ve Taşnak Partisi'nin yönlendirmesiyle binlerce Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi... katletti.

PKK terör örgütü de başka bir ad altındaki partinin yönlendirmesi, cüretlendirmesi, yardım ve desteği ile aynı katliamı yapmaktadır. Bunlara PKK. Ermeni terör örgütü de denilebilir. Vahşet aynı vahşet, amaç gene aynı: Ülkeyi bölmek!

Vahşetin figüranlarına sesleniyorum: Mutluluk, güvenlik, huzur, çağdaşlaşma, adam olma, gelişme, kalkınma, sanayileşme, eğitim, bilim, teknik, teknoloji, birlik ve beraberliktedir. Ulusal tüm-lüktedir. Parçalanmaz Misak-ı Millidedir. Tek vatan, tek ülke, tek bayrak zeminindedir.

Bölünmek, parçalanmak, vahşettir. Yokluktur. Sefalettir.

Perişanlıktır, azaptır, ıstıraptır, sünepeleşmektir. Çingeneleşmektir. Tutsaklıktır. Esarettir, yok olmaktır!

Ey! Ankara’da, İstanbul’da, Diyarbakır'da... teröre destek çıkan sefiller, siz bari aklınızı başınıza toplayın!

Yazımızı Zülfi Livaneli'nin Buse'ye adadığı şiirin son dizeleriyle bitirelim:

"..İbret al Türkiye'm ibret al!

Ne siyaset önemli, ne demeçler, ne OHAL. ne bu hal!

Bir tek gerçek var: Kollarını açmış kızını bekliyor Mustafa Ke-

mal."

Türk Ordusu, Türk Milleti, Coğrafi Misak-1 Milliden, Marif-i Misak-i Milliden, Sây-i Misak-ı Milliden asla taviz veremez!...

(25.06.2010)