Sevginin, iletişimin, hoşgörünün dilini, Aşık Paşa, Ahi Evran, Cacabey’le çoktan çözmüş saygıdeğer Kırşehirliler: Dr. Gary Chapman, ikili ilişkilerdeki iletişimin, eşinizin sevgi dilini bilmediğimizden kaynaklandığına dair sorunları ve çözüm önerilerini ‘Beş Sevgi Dili’ kitabında şu başlıklar altında anlatıyor.

Sevginin, iletişimin, hoşgörünün dilini, Aşık Paşa, Ahi Evran, Cacabey’le çoktan çözmüş saygıdeğer Kırşehirliler: Dr. Gary Chapman, ikili ilişkilerdeki iletişimin, eşinizin sevgi dilini bilmediğimizden kaynaklandığına dair sorunları ve çözüm önerilerini ‘Beş Sevgi Dili’ kitabında şu başlıklar altında anlatıyor.
Kaliteli zaman, onay sözleri, hediye alma, hizmet eylemleri, fiziksel temas olarak sıralanmaktadır. Evlilik ve aile danışmanlığı üzerine seminerler veren yazar, kitabında eşinizin sevgi dilini öğrenip ona göre davranılması gerektiği konusunda danışmanlığını yaptığı çiftlerden örnekler veriyor. Sürekli hediye vererek eşini memnun etmeye çalışan tarafın, sevgi dilinin ‘hediye alma’ olduğunun aslında hediye veren eşin hediye almaktan hoşlandığı, dolayısıyla sevgi dilinin ‘hediye almak’ olduğu sonucunu çıkarıyor. Çiftlerin her biri, birbirlerinin sevgi dilini öğrenip ve ona göre davrandığı takdirde mutlu olabileceklerine dair ipuçları veren bir kitap olarak özetleyebiliriz.
Malumunuz 14 Şubat, “Sevgililer Günü” olarak uzlaşılan bir gün. Son bir haftadır, her türlü tüketim ürününün allanıp pullandığı, sevi kılıfıyla bizlere sunulan reklamların hedefi halindeyiz. Ekonomide canlılık kazanılması nedeniyle kabul edilen günlerden biri olduğunu unutmayıp, ipin ucunu kaçırmadan hayatımızdaki özel insana, özel olduğunu hissettirerek hoş bir güne dönüştürme fırsatı da olabilir. Umarım abartıya kaçmadan, gösterişe dönüşmeden, karşımızdaki insanla sağlıklı bir iletişim nasıl kurabileceğinin sorgulandığı, kenetlenme yollarının arandığı bir gün olur. Sevgilisi olmayanlarda aslında bu günün tüketim günü olduğunu unutmayıp psikolojilerini bozmamalarını tavsiye ederim.
Yazar Gary Chapman’ın; çocuklar, gençler, işyeri gibi konularda da beş dil olduğuna dair kitapları da bulunmaktadır. Chapman, ikili ilişkilerde neyse ki, sevgi diliyle uzlaşmayı önermiş danışanlarına ve okurlarına.
Ya korku dilini kullanmış olsaydı!
Mesela; sağlık iletişim yolları kurarak karşımızdaki insanın kalbini fethedip, medeni iki insan olarak mutlu bir şekilde geçinmek yerine, eşimizi ‘dize getirme ‘konusundaki deneyimleri sunsaydı mesela. Beş sindirme dili olsaydı: ‘’Gözüme görünme ve sorun çıkarma.’’ ‘’Benim söylediğim her şey doğrudur, Soru sorma ve dediğimi yap.’’ ‘Neyin eksik ki’, ‘ İstediğimi yap ve Bir ben vururum birde duvar.’’
Sevgi dili yerine, sindirme dili bizleri yola getirme konusunda daha etkili olacak ki, karşımızdaki insanın ne istediği, ne düşündüğü önemli olmayabiliyor. Bizim gibi düşünmüyorsa bir kişi, o halde şer güçler gibi düşünüyordur. O halde kötüdür, kötüyse şayet her tür fena muameleyi de hak eder. Üçüncü bir seçenek yoktur. Bizler düz mantıkla bakan bir milletiz sanırım. Bu nedenle, her seçim dönemi tercihlerimizi yönlendirmek için erk sahibi olanlar halkı bilgilendirmek yerine düz mantık sloganlarını tercih ediyorlar. Örneğin son günlerde meclisten iki partinin onayı ile muhalefeti dışlayarak kavga - gürültü çıkarılan ve 16 Nisan’da referanduma sunulacak olan ve 18 maddeden oluşan anayasa değişikliğinin içeriğini anlatıp halkı bilgilendireceklerine, hatta her seçmene posta yolu ile değişen maddeleri göndereceklerine, ‘’benim gibi düşünmüyorsan düşmanım gibi düşünüyorsun ya da düşmansın’’ gibi düz mantık kurarak halkı yönlendirip, sıradan vatandaşı vatan hainliği gibi çok ağır suçlamalara dahi cüret edebiliyorlar.
Siyasi aktörlerin seçim kampanyalarını; halkı bölmek, kamplaştırmak, ötekileştirmek, ayrıştırmak üzerine kurmaları da artık yetmiyor. Canından daha önemli saydığı vatanı için, gerektiğinde seve seve ölüme giden, neredeyse her gün evlatlarını şehit veren bu halkı kendi görüşleri doğrultusunda yönlendirmek için; şiddeti gittikçe artan, terörle, teröristle aynı görüşteymiş şeklinde, neredeyse vatan hainliği ile suçlanması çok ağır ve kabul edilemez bir durumdur.
Siyasi aktörlerin şiddet dilini acilen terk edip, sevgi diline, demokrasi diline, barış diline, farklı tercihlerin suç olmadığını aksine bir hak olduğunu, hoşgörü/olgunluk diline davet ediyorum.