10 Temmuz 1994 tarihinde aramızdan ayrılan ve yaşadığı Çanakkale’nin Lapseki ilçesindeki yazlığında toprağa verilen Kırşehirli ünlü saz ve söz ustası hemşehrimiz Şemsi Yastıman’ın naaşını yıllar sonra memleketi Kırşehir’e getirilmesini sağlamanın gönül rahatlığı içindeyim. 
Geçmiş yıllarda da Şemsi Yastıman’ın memleketinden uzak olmasını kabul etmeyerek yaptığımız girişimler sonuç vermemişti. Ama nihayet bu uğraşlarımız amacına ulaştı ve Şemsi Yastıman ağabeyimizin “Memleket Hasreti” de böylece dinecek. 
10 Temmuz 1923 tarihinde Kırşehir’in Yenice Mahallesi’nde dünyaya gelen ve 10 Temmuz 1994 tarihinde 71 yaşında hayata gözlerini yuman Kırşehirli ünlü saz ve söz ustası, “Memleket Hasreti” Destanının yazarı değerli hemşehrimiz Şemsi Yastıman’ın Çanakkale’nin Lapseki ilçesindeki naaşı 27 yıl sonra önümüzdeki günlerde doğup, büyüdüğü memleketi Kırşehir’e getirilecek.
Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, İstanbul Ahilik Araştırma ve Eğitim Vakfı Genel Başkanı Süleyman Demir ve bendeniz Şevket Güner’in Yastıman’ın ailesi ile yaptığımız girişim ve çabalar sonucu Şemsi Yastıman’ın naaşı Lapseki Kaymakamlığı, Adatepe Köyü Muhtarlığı’nın oluru ile Lapseki’den getirilerek ölüm yıldönümü olan 10 Temmuz’da Kırşehir’deki İmaret Mezarlığı’nda toprağa verilecek.
Şemsi Yastıman’ın naaşının memleketi Kırşehir’e nakledilmesi için benim başlattığım bu girişimlere destek ve katkı sunan Şemsi Yastıman’ın oğlu Sinan Yastıman, İstanbul Ahilik Araştırma ve Eğitim Vakfı Genel Başkanı Süleyman Demir ve Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu’na teşekkür ediyorum. 
Şemsi Yastıman’ın “Memleket Hasreti” Destanı’nda ifade ettiği “Hacıbektaş, Ahi Evran sultanı / Aşık Paşa, Kaya Şeyhi cananı / İmarette neslim Şeyh Süleymanı / Uğrayıp hal, hatır sormak istiyom” vasiyetini yerine getirmenin de mutluluğunu taşıyacağız tabi ki… 
Bu vesile Şemsi Yastıman ağabeyimizi bir kere daha rahmetle anarken, onunla özdeşleşmiş, Kırşehir kültüründe unutulmaya yüz tutmuş bir gelenek: Helebişciler Gecesi’ni yeni nesillerimize aktarmak istiyorum. 
İstanbul’da yaşarken 10 Temmuz 1994 tarihinde kaybettiğimiz değerli hemşehrimiz Şemsi Yastıman'ın her yıl İstanbul'da geleneksel olarak düzenlediği “Helebişçiler Gecesi”ne Kırşehir'de çok sayıda kişi katılırdı. Son düzenlediği gecelerden birinde bana da davetiye göndermişti. Bu davetiyeyi siz değerli okurlarımla paylaşıyorum. 
Kırşehir’in yetiştirdiği büyük saz ve söz ustası değerli hemşehrimiz Şemsi Yastıman'ın öncülük ettiği, Kırşehir'in saz, söz, muhabbet aleminin en güzel yansıması şüphesiz Helebişçiler Gecesi'dir. 
Helebişçiler gecesi ile ilgili yazılacak……………………………..
……………………………………………………………………………………
Son defa düzenlediği İstanbul'daki Kırşehir Helebişçiler Gecesi'ne Davet Mektubu artık anılara iz bırakan bir tarihi belge olarak kalacak. İşte Şemsi Yastıman'ın Kırşehir ağzına özgü ifadelerle hazırladığı İstanbul'daki Helebişciler Gecesine Davet Mektubu
Duyduk, duymadık dimeyin, 
Aç karnına erik, koruk yimeyin…
Bin dokuz yüz seksen üç, on dokuz mart 
Kırşehir'liler düğününe gelmek şart.

KIYMATLI HEMŞERİMİZ,
İstanbul'daki Kırşehirli tüm hemşehrilerimiz, her seneki gibi, bu defa da 12'nci helebişimizi, 19/MART/1983 Cumartesi günü, akşam saat 7'den itibaren, BEŞİKTAŞ P.T.T bitişiği ÇAM DÜĞÜN SALONU'nda, (R) Vitamini alıp, yiyip, içip kuduracağız. (R) Vitamininden hoşlanmıyanlar, onun yerine, gazoz mazoz içebilirler. Ve lâkin, Bağbaşı Mahallesinden ırahmetlik, abdallardan İrbağam Usta, şöööööğle dir idi:
-Yiğenim, boş kafa kabire gerek, kafaları doldurun…
Hele bir de, kulakları çınlasın, (Belki o da Helebişe gelecek), Üçgöz'den Civelâ-ğın Mehmet Aga da, aha şöööööğle dir idi :
-Hazretim, ırakı da bek iyi olyo biliyon nu? Daşı yok, kumu yok, attın mıydı, dakıl-madan gidiyo… Soyka, ucuz ossa da çoluğa çocuğa da içirsek…
    
KIYMATLI HEMŞERİLER,
Aha geldik, aha gidiyok. Gözlüye gizli olmaz… Ölümlü dünyada, daha kaç sene yaşıyacağık? Şööööööğle bi düşünelim… Bundan önceki tertiplediğimiz HELEBİŞ GECELERİ'ne gelen hemşerilerimizden kaç kişi noksanlaştı… Hepimiz sıradayız. (Allah gecinden versin) Zaman gelecek, bir gün, biz de HELEBİŞ'e gidemeyeceğiz. Ol sebepten, (Bu günkü çorba, yarınki pilavdan iyidir) diyip, HELEBİŞ GECESİ'nde buluşalım. Bu işin sonu yok… Hep dünya işine dalmıyalım. Bağzı bağzı da, böyle, toprağımızın uşakları bir araya gelelim, gurdumuzu dökelim, iki yârenlik idelim, horata yapalım, Kındamlılar, Yenice Mahalleliler, Dinekbağlılar, Özbağlılar, Aşşık Paşalılar, Bağbaşılılar, Kamanlılar, Çiçekdağlılar, Mucurlular, hepiciğinmiz şöyle biz bize bir HELEBİŞ yapalım, baş bağlıyalım. (İyi dimiş miyim?)
Bu dünyada, sıhhat, muhabbet, sohbet ve neş'eden gayrisi yalan… Hele bir de böyle, bütün KIRŞEHİRliler bir arada olursa, Dağrmen Deresi'nden çiğdem, Kümbetaltı'n-dan dümdüm, Avgun'dan da gülnasir kokuları gelmez mi? İnşaallah sağ olalım da, o geceye erişelim… Unuttum, munuttum, hasdayım, masdayım, uzak, muzak, dilmek, milmek yok… Şimdiden takvime not alın.
Bu datlı gecemize, avratdan korkanlar değil, Allah'dan korkanlar buyursun. Gelmi-yenler ise, Hülloğlu'nun didiği gibi ossun. (İyi dimiş miyim?)
Bizim bildiğimiz Kırşehirli avratdan korkmaz, sayar. Yok, eğer gurbete çıkalı kılıbık olduysa, ona bişiy diyemez… Böyle bir durum var ise, bu davetiyemizi alır almaz, hemen avrada bir dilekçe versin ki, anca izin çıkar. Mâlum, bizde kırtasiyecilik modadır.
    Bıldırki gibi, bu yıl da HELEBİŞ gecemize, Kırşehir, Ankara ve diğer yerlerdeki hemşerilerimizi de davet etdik. Onlar, taaaaaaaa nerelerden gelecekler, siz ise, Aşşa Bazaryeri'nden Kayabaşı nağdar bi yere gidemez misiniz???
Selâmlar, 
Hörmetler…
Bu İş'de mahallenin uşağını azdıran, İsdambul Helebişcileri deynekcisi Hemşeriniz Şemsi Yastıman

NOT:
Bu dâvetiyeyi alıp da, o gece gelmiyenlerin cıllığı yazılacak. Çok mühim sebeplerden dolayı gelemiyen hemşerilerimizin, 2-3 gün önceden durumu, telefon veya mektupla Şemsi Yastıman'a bildirmeleri rica olunur. Zira, ona göre irezervasyon yapılacaktır. Hem gelmeyip, hem de gelemiyeceğini önceden bildirmeyen hemşerilerimizden, ceza olarak, o gecenin adam başı mesarifi, ertesi gün, gendisinden bağırda bağırda tahsil olunacaktır. Bunu da ödemezse, bi daha: -GÖĞDE NE VAR?  BULUT… SEN DE BU DÂVETİ UNUT…
    
Bu gecemize, şu kimseleri yanınıza alıp getirmemenizi çok rica ediyoruz: Eşiniz, öz veya üvey oğlunuz, kızınız, torununuz, kardaşınız, pederiniz, anneniz, dayınız, emminiz, halanız, teyzeniz, yengeniz, yeğeniniz, bacanağınız, enişteniz, kayın pederiniz, kayın valideniz, kayın biraderiniz, damadınız, dayı oğlunuz, emmi oğlunuz, hala oğlunuz, teyze oğlunuz, yazlık ev komşunuz, kışlık ev komşunuz, dükkân komşunuz, meslek arkadaşınız, iş ortağınız, aile dostunuz, asker arkadaşınız, yolculuk arkadaşınız, okul arkadaşınız ve meyhane arkadaşınız… 
Bu dâvetiye tek kişiliktir…
Özel otosu olan veya taksi dutan hemşeriler, o gece, giderken, otosu olmuyan hemşerilerini, evine veya evine en yakın yere kadar götürmek mecburiyetindedir. Zira bu iş, HELEBİŞCİLİK KANUNU gereğidir. Niçin HELEBİŞ gecelerine yalnız erkekler gidiyor da, bizi çağırmıyorlar diye hanımlar darılmasın… Onların (GÜN)'ü olduğu zamanlar, erkekleri çağırıyorlar mı? (İyi dimiş miyim ?)

    DİP NOT: Hiç birimiz arzu etmeyiz amma, o gece oranın ahengini bozan olursa, o şahıs not alınacak ve ileriki HELEBİŞ toplantılarının heç birisine çağırılmayacaktır. Bu itibarla, o gün, gündüzden hanımı ile kavga edenler, iş yerinde münakaşa edenler, senedi protesto olanlar veya buna benzer olaylarla karşılaşanlar, lütfen o geceye gelmesinler ve de sözümüze darılmasınlar. Zira, orada ne gendileri, ne de hemşeriler ırahat idemez. Gecemiz yılda bir defadır. Düğüne giden oynamamış… Esasen, o gece, çalıp, çağırmak, gülüp, oynamak gecesidir. Gecemizde, siyasetin (S) harfi, ticaretin (T) harfi konuşulmaz. Açık artırma, piyango, miyango yoktur. (Bu lâf da iyi mi ?) AKLIMA GELMİŞKEN ŞUNU DA DİYİM: Gecenin mesarifi adam başı ÜÇ BİN gaymadır. Bu paranın 2600 gayması, rezervasyon için, kalan 400 gayması da böyle HELEBİŞ geceleri için, zarflı, kağıt, posta ve sair mesarife, artar ise, Kırşehir'imizdeki fakir, fıkara ve gariben hemşerilerimize taksim edilecektir. Tahkikatı selbestir. Belki, birinin aklına bişi, mişi gelir, melir… Bu ÜÇ BİN gaymayı, o gece, Salonun kapısından girerken, ilgili arkadaşa PEŞİN olarak ödedin miydi, taaaaaaaa muhabbet sonuna kadar ırahatça oturup, yiyip, içip, kurdunuzu dökersiniz ve gider-ken de bi guruş daha ödemeden, elinizi, kolunuzu sallıya sallıya hayırlısıynan evinize dönersiniz. Salonun oto park yeri müsait olup, hemen arkasında da kapalı garaj var.
MUHABBET YERİMİZİN TARİFİ: Beşiktaş Barbaros Bulvarı inişi sonu No. 3 Tel: 61.85.12 (Çam Düğün Salonu) P.T.T. Bitişiği.

Bu defaki salonumuz, bıldırki gibi dar değil. En az 500 kişilik. At oynat. Yiyecek, içeceklerimiz de meşhur (DALYAN RESTORAN)'dandır. Alengirlidir. DALYAN RESTORAN, yeni açıldı. Mâlum, taze destinin suyu soğuk olur… HELEBİŞCİLERİN DAİMİ KÜLLÜĞÜ AHA ŞURA :
İstambul'da: Şekerciağmedin Şemsi Yasdıman Beşşikdaş, Çırağan Cad. No.76 Tel: 61.90.86
Kırşehir'de: Obruğun kayalıkları, Ekizarası, Kındam, Dinekbağı, Kazankaya, Çaydeğirmeni, Şalgösteren, Dağrmenderesi. 

Bana niye davet mektubu gelmedi diyenler, darılmasın. Çünki, zamanında Şemsi Yastıman'a adres yazdırmadılar. İş ve ev adreslerini ve telefon no'larını bildiren hemşehrilerimize, mutlaka okuyuntu gelir. 

Al bi laf daha: O gece sizden bi bişi bekliyok. Nasıl mı? Aha şöğle:
Kırşehirimizle ilgili bir yiyecek maddesi getirip hemşehrilere ikram edebilirsiniz. Mesala bıldır, Yahyalardan Saim Selçuk Kırşehir'den bir çuval mor pürçüklü getirdi, kapış kapış gitti. Bek datlı oldu. Siz de Kırşehir turşusu, çemen, yufka ekmek, sızgıt, köğtür, armıt kakı gibi yiyecekler getirebilir veya getirtebilirsiniz. Afiyet olsun.