31 Mart pazar günü halk sandığa gidecek ve Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimlerinden birini gerçekleştirecek.
Seçim sandıklarından çıkacak olan sonuçlar ise, ülkenin bundan sonra ki siyasi gidişatını belirleyecek. Şu anda ülkemizin içerisinde bulunduğu gerilim, baskı ve endişeli günlere devam mı denilecek, yoksa yeniden demokrasiye mi yüzümüzü çevireceğiz.
Seçimlere 59 günün kaldığı şu günlerde her köşe başında insanlar birbirine neler oluyor, ne görünüyor, kime oy verelim, hangi parti veya aday bir adım önde, kim kazanmalı diye sorular yöneltiyor.
İki adayın yarıştığı siyaset arenasında artık ben sen tartışmaları bir kenara bırakılmalı, havadan, topraktan ve hatta sudan nem kapılmamalıdır.
Artık içerisinde bulunduğumuz gölgeli günlerden kurtulmak için bir ve beraber olunmalı, çünkü bu gün o gündür. O nedenledir ki! Kime oy verelim, kim kazansın demek yerine, kim Kırşehir’e daha iyi hizmet edebilir, kim insanlarımızın sorunlarını çözüme kavuşturur, hangi adayın projeleri daha gerçekçi ve uygulanabilir diye düşünmek daha doğru bir yaklaşım olur.
Öyle ya, Kırşehir’in sanayileşmeye ihtiyacı var,
İşsizliğe çare bulmaya ihtiyacı var,
Göçü önlemeye ihtiyacı var,
İstihdam yaratmaya şiddetle ihtiyacı var.
Kısacası kalıcı, milli gelire katkı sağlayıcı ve üretime yönelik yatırımlara ihtiyacı var.
Ülkede ve Kırşehir’de olup bitenlere baktığımız zaman, şu an görünen manzara çok ta sağlıklı değil. 17 senedir doğru, gelir getiren, istihdam sağlayan, üretime yönelik bir yatırım yapılmamıştır. Yıllarca suni gündemler yaratılarak seçmen yönlendirilmiş, aldatılmış ve atlatılmıştır.
Yıl 2019 gelinen nokta da, demokrasi, hukuk, özgürlükler, insan hakları, eğitim, sağlık, tarım v.s alanlarda halka bilgi aktarılması gerekirken, maalesef liderler miting meydanlarında millete seslenirken hep birbirlerini suçluyorlar.
Bu millet suçlamadan ve şikâyet etmekten ziyade, iktidarın varsa yaptığı ile yapacağı icraatlarını anlatmasını bekliyor. Yine muhalefetin de bu güne kadar yapılamayan ülke sorunlarına ve insanların yaşamsal sorunlarına getirecekleri çözüm önerilerini duymak istiyor.
Halk; hukukun, özgürlüklerin, demokrasinin yok edilmesinden endişe duyar hale gelmiş, yerel seçimlerde halk demokrasinin düştüğü yerden ayağa kalkması için demokrasinin gereği sandığa gidip oyunu kullanacağı 31 Mart 2019 Pazar gününü bekliyor.