Kırşehir’imizin güzide insanları her beş yılda gelen bir seçimde hepimizin farklı görüşleri farklı düşünceleri vardır. Kimimiz Cumhurbaşkanlığı için oy kullanacağız, kimimiz ise Milletvekili seçimleri için… Burada her bir farklı seçim sonucu çıkabilir bu da bizlerin demokrasiye olan güvenimizden kaynaklanıyor.

Ben bu yaşıma geldim böyle bir seçim görmedim. Devletin tüm kurumları iktidara çalışıyor. Demokrasi olan ülkelerde İçişleri, Adalet ve Ulaştırma Baklanları istifa eder onların yerine Devletin Memuru Müsteşarlar görev alır. Ülkemiz neden böyle oldu? Hem Bakanlık, hem milletvekili görevlerinde bulunmaktalar, bunun nasıl bir adil seçim olduğunu söyleyebilirsiniz?

Vatandaş kuru soğan bulamazken il il gezdirilen hiç bir parçası bizim olmayan TOGG araba ile selfi yapıyorlar. Sanki muhalefet iktidara gelince bunlar ortadan kalkacakmış gibi.

Daha fazlasını yaparlardı bir zamanlar. Devrim arabası vardı her bir parçası Türk Mühendisinin eseriydi. Bir zamanlar Uçak, helikopter fabrikamız vardı yakın komşumuz Kayseri’de… Kim kapattı? Bizleri emperyalist güçlerin eline mahkûm etti? O zamanda aynı seçmen, şimdiki de aynı seçmen.

Kırşehir’de duyuyoruz, görüyoruz kenar mahallelere yiyecekler koli koli yardımlar dağıtılmakta. Alanlara afiyet şeker olsun, ama bir öğün için bizlerin beş yılını çalanlara, satanlara zehir zıkkım olsun.

Bizler 78-79 kuşağındanız, 1980 Askeri darbe gördük. Karakola çekilmeyen, cezaevine girmeyen ne ülkücü, ne de sosyal demokrat genç gördüm ve duymadım. Hepimiz oraların tezgâhından geçtik.

28 Şubatları gördük, 15 Temmuz darbe kalkışmasını gördük. Ekonomik krizleri gördük çoğumuz iflas etti başka işlerle uğraştık. Kimimiz pazarcı, kimimiz pazarlamacı, kimimiz sahibi olduğumuz yerde işçi, olduk.

Hiçbir zaman ne paraya ne makarnaya oyumuzu satmadık. Bu Türkiye’de demokrasi adına “son seçim” diyenler var. Hazine boşaltmış tarım ve hayvancılık bir Ankara toprağı kadar olan Sırbistan’a, Çek Cumhuriyetine veya Slovakya gibi ülkelere muhtaç hale gelmişiz. Dünyada ülkesinden toprak satan ülke haline gelmekteyiz.

Onun için oy verirken lütfen bir kez daha düşünün. Bu millete balık mı verelim, yoksa balık tutmayı mı öğretelim? Karar senin. Patron sensin.

Seçim sonuçları Millet İttifakında oluyorsa “sakın sokağa çıkmayın, taşkınlık yapmayın” hele hele şampanya hiç açmayın! Gerçi şampanya alacak bütçe nerde?

Hak, Hukuk, Adalet için Türkiye Cumhuriyetinin Bekası için gelecek nesillerin için, yarının için oyunu kullanırken bunları düşün.

Elbette milletvekilini seçerken, milletvekili olacakların kendi akraba, hısım, kuzen, danışman, şoför her ne ad olursa olsun yanına almaması gerekir. Çünkü böyle bir karar seçmene saygısızlık ve hakarettir. Seçmen sana oy verip milletvekili seçiyorsa, binlerce liyakatli kültürlü işin uzmanı dururken, sırf akraban diye liyakatsiz akrabanı, eşini dostunu yanına al demiyor sanırım.

Böyle bir karar alanların yanlış yolda olacaklarını bilmem anlatmama gerek var mı? Kaldı ki bunu “Hak, Hukuk, Adalet” diye kendini yırtanlar yaparsa daha vahim olur. Ayrıca böyle bir davranış ne adaba, ne örfe, ne de adalete sığar!

Sonuç ne olursa olsun bizim gidecek bir başka yerimiz yoktur. Ama bizlere gelecek Orta Doğunun işsizleri, serserileri, kadın düşmanları gelecektir.