Kırşehir yıllardır Hacıbektaş ilçesinin ilidir. Kırşehir 1954 yılında çok büyük bir haksızlığa uğradı. Dönemin iktidarı, yani siyasi irade Kırşehir'i ilçe yapıp, Mucur ve Hacıbektaş ile birlikte Nevşehir'e bağlarken, Kaman’ı Ankara'ya, Çiçekdağı’nı ise Yozgat'a verdi.

Bundan tam 69 yıl önce Kırşehir'i cezalandırmak isteyen Menderes Hükümeti'nin “Haksız ve Hukuksuz” bu uygulaması karşısında Osman Bölükbaşı şöyle demişti:

“Vilayeti kaldırdınız, bizi de kaldırın, zulmünüz tam olsun.”

1957 yılında hatasını anlayan Adnan Menderes Kırşehir'i tekrar il yaparken Hacıbektaş'ta yapılan referandumda halk Kırşehir'i istediği halde, Hacıbektaş Kırşehir'e tekrar dahil edilmemiş ve Nevşehir'de kalmıştı. Çünkü Osman Bölükbaşı Hacıbektaş'ın Hasanlar Köyü'nden idi. Hatta Bölükbaşı yapılan haksızlığa dayanamadı ve Meclis’te kavga bile etti.

Bu Kırşehir'in 69 yıllık bir mevzusu değildir.

700 yıllık kültürel, manevi ve siyasi bir birlikteliğin haksız ve hukuksuz bir şekilde yok edilmesidir. Hacıbektaş'ın Kırşehir ile sadece siyasi bir bağdan çok bin yıllık kültürel ve manevi bir bağı vardır. 700 Yıllık bir bağ olmasına rağmen hiçbir siyasetçi, ya da gelmiş geçmiş hiçbir Belediye Başkanı, “Gelin şuraya bir Cem Evi yapalım da hiç olmazsa inançlarına göre defnedilsin” dememiş, her yıl düzenlenen Hacıbektaş Şenliklerinden nasibini kültürel ve turizm olarak alamamış, almak içinde hiçbir gayret ve çaba göstermemiştir.

Şu an ki Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, Hacıbektaş’a otobüs tahsis etmiş, her türlü etkinliğe ve toplantılara davet etmektedir. Ama bu yeterli mi? Değil tabiî ki…

Sayın Ekicioğlu Kırşehir’in her mahallesine taziye evi yaptırmaktadır. Ama bunlara ilaveten bir “Cem Evi” yakışmaz mıydı? Hem de en güzeli olurdu.

Sayın Selahattin Ekicioğlu canı sağ olsun şu günlerde sağlık sorunları ve parti delegeleri seçimi ile uğraşmaktadır. 30 yıldır yeni üye alamamış; olanın çoğunu da ya küstürmüşler, ya dışlamışlar, yada kayıt almamışlar. “Bizden başka kimse olmasın! Kendimiz çalalım, kendimiz oynayalım!” havasında olmuşlardır. Üniversite öğrencilerine CHP gençliği olarak yaklaşılmamış gelenlerle de iletişim kurulmamış.

Sayın Ekicioğlu geçmiş dört yılda hataları var mıdır? Vardır. Yanlışları var mıdır? Vardır. Eksikleri var mıdır bence çok…

Biz Kırşehir Basın Konseyi olarak Sayın Ekicioğlu’ndan, Kırşehir Belediyesi Meclisi’nden oy birliği ile geçen Basın Müzesi’nin yerini alamadık.

Çok ısrarlarımıza rağmen Ahi Külliyesi’nden Basın Müzesi için yer istedik, bizim dışımızda her kesime yer verildi, bizi duymamazlıktan geldiler.

Cemiyetimize bir gelir olsun diye buradaki çay evini istedik, yok saydılar. Muhtarlara yer verildi, hatta yerel gazeteleri dahi belediyeden gidiyor gitsin. Boya, lostra salonları açıldı, o gariban insanlar soğukta sıcakta korunmuş oldu çok da güzel oldu. Taksi durakları çok güzel oldu. Taziye Evleri yapıldı, cenazesi olan vatandaşı kıymalı pideden ve ayrandan kurtardı. Adam acısına mı yansın, yoksa kıymalı pide ayran mı vermeye mi kalksın çok da güzel oldu.

Biz daha önce bir öneri sunduk bir parka “8 Mart Dünya Kadınlar Günü adı verilsin” dedik yapmadı, “Cumhuriyet, Demokrasi adları verilsin” dedik olmadı.

Diyeceğim o ki biz ne dediysek, ne istediysek Sayın Ekicioğlu duymadı görmedi. Şimdi de Kırşehir’de yaşayan Hacıbektaşlıların ibadetleri “CEM EVİ yapılsın” diyoruz. Umarız bu talebimizi bari duyar ve yerine getirir.

Büyük ozanımız Neşet Ertaş ne demiş, “Yalan dünya kimseye kalmaz.”

Verdiğin sözleri yerine getireceksin ki helalleşme olsun. Projelerini hayata geçir ki tekrar aday olduğunda yüzün olsun.

Şunu da buradan herkese ilan ediyorum. Benim adayım Selahattin Ekicioğlu’dur. Tabi burada daha iyi bir partili ya da daha iyi bir aday çıkana kadar…