Gençken ölüm uzak gelir insana, ölüme meydan okursun adeta… Arabayı süratli kullanırsın ,viraja hızlı girersin hızın 200 iken telefonla bu durumu kameraya çeker hatta selfi bile yaparsın…! Kırşehir’de kışın buz gibi havada ince giyinirsin üzerini, başına şapka almaz ellerine eldiven takmasın aynen hayatı da takmadığın gibi… Üşür ama üşüdüğünü hissetmezsin tıpkı aç olduğun halde bunu hissettirmediğin gibi… Tozpembedir hayat sana daha yaşın çok genç ölmek için… Anlamaz, anlayamaz anlaşılmazsındır. O kadar hızlı yaşarsın ki hayatı zaman bile yetişemez senin hızına… Nerede sabah orada akşam.

Gençken ölüm uzak gelir insana, ölüme meydan okursun adeta…
Arabayı süratli kullanırsın ,viraja hızlı girersin hızın 200 iken telefonla bu durumu kameraya çeker hatta selfi bile yaparsın…!
Kırşehir’de kışın buz gibi havada ince giyinirsin üzerini, başına şapka almaz ellerine eldiven takmasın aynen hayatı da takmadığın gibi…
Üşür ama üşüdüğünü hissetmezsin tıpkı aç olduğun halde bunu hissettirmediğin gibi…
Tozpembedir hayat sana daha yaşın çok genç ölmek için… Anlamaz, anlayamaz anlaşılmazsındır.
O kadar hızlı yaşarsın ki hayatı zaman bile yetişemez senin hızına… Nerede sabah orada akşam.
Ruh halinde iyi değildir, üzersin üzülürsün, kırıp dökersin, kimse anlamaz seni, herkes sana yanlış gözle bakıyordur…
Delikanlısın ya kanın deli aktığı zamandasın kimseyi dinlemezsin dik başlı ve inatsındır.
Gece yarılarına kadar dışarıdasındır eve sokabilene aşk olsun…
Zaman sende çoktur bitmez hiç sende öyle sanırsın hayat çook uzun yaşa keyfine bak der eğlenirsin. Bu hayata sanki bir daha mı geleceksin…!
Ama bir bakarsın bu geçmez denilen ömür geçmiş, bitmez denilen hayat bitmiş. Bu defa ölüm başlar sana meydan okumaya tıpkı senin daha önce ona meydan okuduğun gibi.
Ve sonunda hep kazanan ölüm olur hayatta...Kaybeden ise hep sen…
Hani Hz. Ali diyor ya… Asla sahip olmadığın şeyler için üzülme!.. Kısmetinde varsa, onlar seni bulur zamanı gelince... O yüzden içinde sağ çıkamayacağın bir hayat için zorlama, kasma ve üzme kendini.
Mevlana “her şey gelip geçici ey gönül… Bak az önce aldığın nefes bile geldi geçti...”
Aldığın nefesi bile vermeye kudretin yoksa, üç saniye sonrasına hakim olamayacağın bir hayata sahip değilken bu kadar hoyratça yaşamanın ne önemi var.
Şu hayatta günde dünya da yaklaşık 350 bin kişi ölüyorken bunlardan birsinin sen olmadığı için şanslı olduğunu unutma.
Hayatınızı israf etmeyin, kullanma talimatınıza uygun hareket edin ve asla elmas ile kömürü karıştırmayın. Dünyanın şuan en şanslı insanı benim deyin çünkü hayatınız sayılı gün o günlerin kıymetini bilin.
Unutma ki canının istediği gibi yaşarsan elbette ki canının istemediği gibi ölebilirsin.
Aynanızı arada temizleyin o ayna kirli ise aynaya bakanda kirli ve pis gözükür.
Allah var deyip yok gibi yaşayanlardan olmayın. Bir şeyi değerli yapan o şeye ayırdığın zamandır ne kadar çok zaman ayırıyorsan o senin için o kadar kıymetlidir.
Fikirde Müslüman olup yaşantında gâvur olmak sana yakışmaz. Gemi denizden ayrı olmaz o halde kuralsız duruşun ve yaşantın olmasın bu hayatta.
Dünya bir gölgelik demiş atalarımız, bize düşen yolumuzun buradan geçtiğini ve sadece uğrayıp yolumuza devam edeceğimizi unutmamaktır.
Hayat bir avuç kar, hayatımız ise aslında o karın eridiği süre kadar…
Bilerek, anlayarak, duyarak ve idrak ederek yaşa o halde sana verilen bu hayatı…
Ne güzel demiş şair;
Çağırırsın bir gün beni de ölüm
Ansızın vurabilirsin kapıma
İster istemez gelirim...
Bir güzel kadına bir güzel kıza bakarken ölebilirim...