Geçtiğimiz hafta Nevşehir’de ikinci bir üniversitenin kurulduğu haberini alınca, anılarım beni nerelere götürdü… 1970’li yıllarda CHP’nin gelmiş geçmiş, en çalışkan, en projeci ve kafasına koyduğu her işin takipçisi olan Mustafa Aksoy’un Kırşehir’de ilk defa “Aşıkpaşa” adıyla bir üniversite kurulması için başlattığı çalışmaları hala bugün gibi hatırlatırım. Üstelik o yıllarda Kırşehir’in nüfusu 40 bin civarındaydı.

Geçtiğimiz hafta Nevşehir’de ikinci bir üniversitenin kurulduğu haberini alınca, anılarım beni nerelere götürdü…

1970’li yıllarda CHP’nin gelmiş geçmiş, en çalışkan, en projeci ve kafasına koyduğu her işin takipçisi olan Mustafa Aksoy’un Kırşehir’de ilk defa “Aşıkpaşa” adıyla bir üniversite kurulması için başlattığı çalışmaları hala bugün gibi hatırlatırım.

Üstelik o yıllarda Kırşehir’in nüfusu 40 bin civarındaydı. İktidarda ise Adalet Partisi vardı. Mustafa Aksoy’un gayretleri başarılı olamadı ve Meclis’te kadük olup, kaldı.

Sonra aradan yıllar geçti, ANAP’lılar girişimde bulundu, onlar da yapamadı.

Daha sonra yine eski bir zabıta müdürünün başkanlığında birkaç iş adamı, Kırşehirli bir profesör ve birkaç bürokrat Kırşehir’e gelip giderek “Kırşehir’e Aşıkpaşa adıyla bir üniversite açtırıyoruz!” diyerek birkaç yıl gündemde oldular!

Hatta Abdullah Gül Cumhurbaşkanı iken görüşmek için randevu istemişler, ama randevuları kabul görmemişti.

Ankara’daki bu hemşehrilerimiz iki de bir açıklama yapıyorlardı “Kırşehir’e Aşıkpaşa adıyla üniversite açtırıyoruz!” diye sürekli basın açıklamaları ile Kırşehirlileri umutlandırıyorlardı.

Kırşehir’e geliyorlar, Valiyi ziyaret ediyorlar, Belediye Başkanı’nı ziyaret ediyorlar, sivil toplum kuruluşlarını ziyaret ediyorlar, sizin anlayacağınız Kırşehir’de gövde gösterisinde bulunup şov yapıyorlardı.

Sonra bir pozla ile gelip, bir toz ile gidiyorlardı!

Şimdi bu konuda ne iş yapıyorlar bilmiyorum, Kırşehir’i de Aşıkpaşa Üniversitesi’ni unuttular!

Bu uyanıklar, yani kendilerine ayrı ayrı siyasi yol çiziyorlardı, kafalarında çeşitli partilerde milletvekili adayı olmak yatıyordu ve onları bir gün eleştirmiştim, “Yeter artık Kırşehir’le, Kırşehirlilerle oynamayın, elinizi çekin Kırşehirlilerin üzerinden” demiştim. Belki bana kızıp küstüler, bozuldular. Ama bugün hepsi kaybolup gittiler.

Ve aradan yıllar geçti. Ak Parti geldikten sonra zaten iyice olgunlaşan, altyapısı tamamlanan Ahi Evran Üniversitesi her ilde olduğu gibi Kırşehir’e de kuruldu. Bu üniversitenin kurulmasını çabuklaştıran da Milletvekili Mikâil Arslan oldu.

Komşu ilimiz Nevşehir’in nüfusu düşmüyor, artıyor. Milletvekili sayısı 3.  İlçeleri büyük. Bizim Kırşehir’in ilçelerinden Akpınar, Akçakent, Boztepe’nin nüfusunun tamamı bir eski ilçemiz olan Hacıbektaş, ya da Kozaklı etmiyor.

Kırşehir’in de o kadar termal suları var. Ama kimse yatırım yapmıyor, fakat Nevşehir’e bağlı eski ilçemiz Kozaklı kadar tanınmıyor, bilinmiyor. Bu ilçede onlarca beş yıldızlı oteller var, yüzlerce binlerce insan Kozaklı’ya geliyor, bu tesislerden yararlanıyor, burada binlerce insan iş ve aş temin ediyor.

Turizm derseniz Kırşehir’i hiç kimse bilmiyor, tanımıyor. Ama Nevşehir’i, Kapadokya’yı her yıl milyonlarca insan ziyaret ediyor.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde 7033 Sayısı Kanunla Nevşehir’de devlet üniversitesi Hacı Bektaş-ı Veli Üniversitesi’nden sonra ikinci bir üniversite olarak İlke Eğitim ve Sağlık Vakfı’nca “Kapadokya Üniversitesi” kurulmasına onay verdi.

“Kapadokya Üniversitesi”ne 70 bin dönüm arazi veren Nevşehir Belediyesi, kurulan Kapadokya Üniversitesi’ne olduğu gibi otel, motel yaptıranlara karşılıksız arsa ve arazi tahsis ettiğini öğreniyoruz.

Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci’den önce “Ahi Evran Üniversitesi Petlas tarafına mı kurulsun, Bağbaşı Mahallesi’ne mi kurulsun” diye fırıldak çevirenler, arsa kapatmaya çalışan sözde eşraf gözüken, saman altında su yürütenleri Kırşehirliler unutmadı.

Sonunda Milletvekili Mikâil Arslan kesin bir kararlılıkta Bağbaşı’na kurulmasını sağladı da Petlas tarafından arsa kapatanların hevesleri kursağında kaldı!

Yine Ahi Evran Üniversitesi’nin kuruluş günlerinde Organize Sanayi’ye fabrika, tesis kurmak isteyen SÜTAŞ’ı, panel radyatör fabrika ve tesislerini neden Aksaray’a kaçırdığımızı, kimlerin bu yatırımcılara zorluk ve engellemeler yaptığını herkes biliyor.

Bizim Kırşehir’de menfaat ve çıkar hizmetin önüne geçince böyle oluyor. Makissos Otel ne zorlukla, ne mücadeleyle kuruldu. 

Yiğit Akü’cüler de Kırşehir’de termal bir otel yapacaklardı. Onu da engelleyip, zorluk çıkararak kaçırdık.

Petlas’çılar jant fabrikası kuracaklardı Kırşehir’e, onların da yüzüne bakmadık, ilgilenmedik, türlü engellemeler çıkardık, onlar da baktı ki Kırşehir’den bir şey olmaz Ankara’ya yaptılar. Hatta ikinci bir lâstik fabrikasını Çankırı’ya kuruyorlar şu an…

Bunları engelleyip kaçıranlar  ne yazık ki şimdi kendileri Kırşehir’e gelip gidemiyorlar.

İşte görüyoruz Nevşehir kalkınıyor, ikinci bir üniversiteye kavuştu.

Kayseri’de dört tane üniversite var.

Konya beş üniversite ile zirveye çıkmış.

Kayseri ve Konya binlerce öğrenciden milyonlarca lira para kazanıyor, tüccarı, esnafı  sürekli büyüyerek yatırımlar yapıyor.

Ya Kırşehir?

Hep sen-ben çekişmeleriyle, böyle bir kafa ve yapıyla uğraşıyoruz.

Bu illerin güçlü siyasileri var, bürokratları var, zengin ve varlıklı büyük işadamları var.

Kırşehir’in milletvekillerinin hepsi Mikâil Arslan gibi olsalardı, projeler üretip, bakanlıklarda takibini yapıp, hayata geçirselerdi Kırşehir çoktan kalkınır büyürdü.

Bir kere daha belirtiyorum Mikâil Arslan gibi milletvekilimiz, Belediye Başkanı  Yaşar Bahçeci gibi  Belediye Başkanımız olsaydı Kırşehir de bir Kayseri, bir Nevşehir, bir Aksaray, bir Konya gibi olurdu.

Başka ne diyeyim Kırşehir için bilemiyorum…