Kırşehir’de olduğu gibi Ülkemiz ve Dünyada Korona virüsün etki ve yankıları artarak devam ediyor.
Belki de kurbanlık koyun gibi sıramızı bekliyoruz.
Kırşehir’de gözlemliyoruz bütün uyarılara rağmen çarşıda pazarda avare avare dolaşıyor,
Kim bilir birçoğumuz bu hastalığı atlattı bilmesek de.
Hiçbir güç bizi evde kalmaya zorlayamazdı değil mi? Ama bir küçük virüs bunu başardı.
Ne zamana kadar içerde kalacağımızı da Allah bilir.
En çok sevdiklerimizi öpüp koklayamıyor yanlarına dahi uğrayamıyoruz.
Ne garip ve acı bir durum bu değil mi?
Oysa biz sevdiklerimiz için her şeyi yapardık bakın şimdi hiçbir şey yapamıyoruz.
Allah korusun bu virüsten ölen yakınımız olsa kabrine gidemeyecek belki de cenaze namazını bile kılamayacağız.
İlk defa zengin ile fakir aynı kategoriye girdi bu virüs ile şimdi her şey eşit.
Para, mal, mülk, makam, mevki ve buna benzer onlarca şeyin hiçbir önemi kalmadı artık.
Hastalığa sevinilmez ama bu durumun en çok bu yönünü beğendim ben…
Öyle ise filmi az geriye sardıralım.
Virüs yokken ki hayatımızı tekrar gözden geçirelim.
Yapmak istediğimiz ancak yapamadığımız birçok güzel şeyi yapalım.
Ailenizle sevdiklerinizle daha fazla zaman geçirin.
Bu beş kuruş etmez hayatı anlamaya çalışmayın anlayamazsınız.
Elbette bu virüs kıyamete kadar kalacak değil.
İnsanoğlu yaşadıkça ve dünya da var oldukça bu ve buna benzer hastalıklarla karşılaşacağız.
Yarın öbür gün bu hastalıkta geçip gittiğinde eski halimize dönüp unutmayalım bu günlerimizi.
İçinize hiç bir şeyi atmayın, Allah’a şükredip dua edin, nefes aldığınız her anın kıymetini bilin, hayatı çok da ciddiye almayın.
Fâni olduğunuzu da sakın unutmayın.
Değerli enerjinizi başkaları hakkında konuşarak boşa harcayın ve sû-i zandan kaçının.
Hasetlik, kıskançlık, çekememezlik gibi değersiz şeyler için güzel zamanınızı harcamayın. İhtiyacınız olan her şeye zaten az çok sahipsiniz.
Geçmişte kalan meseleleri unutun. Tıpkı size yapılan yanlışları da sizin yaptığınız iyilikleri de unutmanız gerektiği gibi.
Hele ki bu beş para etmez hayat için hiç ama hiç kimseye kin güdüp kimseden de nefret etmeyin.
Bu hayatın bir imtihan hayatı olduğunu ve bir gün ölüp gideceğinizi aklınızdan hiç çıkarmayın.
Ağlamayı da gülmeyi de dengede tutun…
Her tartışmayı kazanmak durumunda değilsiniz. Tıpkı siyasette futbolda olduğu gibi, aynı fikir ve aynı görüşte olmak zorunda değilsiniz.
Farklı düşüncelerimizin zenginliklerimiz olduğunu da unutmayalım.
Herkesi her şeyi affedin özelliklede size yapılan yanlışları ve atılan iftiraları.
Yaşlılara ve çocuklara zaman ayırın emin olun çok daha mutlu olursunuz.
Başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüğü konusunu hiç kafanıza takmayın.
Doğru bildiklerinizi yapın, yanlışlarınız için de pişman olmayın çünkü yanlışta olsa bu karar senin kararındır.
En önemlisi de ne biliyor musunuz?
Her sabah canlı olarak uyandığınız için ALLAH’ a sonsuz şükredin.
Sağlıkla kalın…