Geçtiğimiz hafta TBMM’de Meclis Başkanı seçimi vardı. Kırşehir’de herkes bu seçimin sonucunu merakla bekledi.

Geçtiğimiz hafta TBMM’de Meclis Başkanı seçimi vardı. Kırşehir’de herkes bu seçimin sonucunu merakla bekledi.
Kırşehir’in iki milletvekilinin birisi AKP adayına, diğeri de MHP adayına oy verdi.
MHP artık yenilecek, yutulacak, rakiplerinin küçümsediği, “yavru muhalefet” olmayacak, iktidar adayı, ya da ana muhalefet partisi olmaya namzet bir parti olduğunu, 7 Haziran seçimlerinin sonucunun açıklandığı ilk saatlerde ve geçen hafta yapılan Meclis Başkanlığı seçimlerinde Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin açıklamaları baştan beri oyun tezgâhlayan AKP’nin ve CHP’nin hayallerini suya düşürdü.
CHP’nin çok arzuladığı Meclis Başkanı’nın seçilmesi suya düşünce, CHP’liler ve HDP’liler koro halinde Devlet Bahçeli’ye yüklendiler ve “AKP’nin payandası oldun”, “AKP’ye devlet kuşu”, “AKP’nin koltuk değneği”, “Koltuk tedarikçisi” gibi sözler söylediler.
Başlangıçta biz de başkaları gibi düşünmüştük. Ama daha sonra MHP’nin sözcüleri ve Bahçeli’nin açıklamaları gerçekleri gözler önüne serdi.
Bahçeli diyor ki “Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben. Aziz milletimizin biriken ve ağırlaşan sosyal ve ekonomik meseleleri çözüm beklemektedir. Bu tartışmasızdır. MHP siyasi mücadelesini önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben anlayışına uygun olarak tam bir inanç ve iddia ile yürütmeye kararlıdır. AKP ile HDP arasında çoktandır fiili koalisyon zaten vardır. Küresel sermaye AKP ile CHP’ye göz kırpmaktadır. Kılıçdaroğlu bilmelidir ki bana başbakanlık teklif etmesini bu bayat numaralarını kimse kolay kolay yutmayacaktır. Sen kimsin ki bana başbakanlık teklif ediyorsun? Ben ve partim kırmızı plaka için, koltuk için; hırsızlarla, bölücülerle bir araya gelemeyiz. Ben meydanlarda milletime açık açık ifade ettim. Vatanımızın bölünmezliği, hukukun üstünlüğü bizim olmazsa olmazlarımız arasındadır. Türk milliyetçileri, oy verdikleri partisi MHP’yi öyle kolay kolay başkalarına peşkeş çekemez.”
MHP ve Devlet Bahçeli 7 Haziran seçimleri öncesi meydanlarda böyle kararlı, dik duruş sergiledi ve halk kendisine ve partisine bu nedenle oy verdi.
CHP de 7 Haziran seçimleri öncesi MHP gibi seçim meydanlarında MHP gibi konuşmalar yapmadı mı? 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzlukların üzerine gideceğini, bakanları Yüce Divan’a göndereceğini açıklamadı?
Sonra ne oldu?
MHP sözünde durdu, CHP sözünü unuttu. MHP’yi kullanıp, daha önce AKP’nin kaset skandalı ile harcadığı Deniz Baykal’ı Meclis Başkanlığına seçtirmek istedi. MHP bu sinsi oyuna gelir mi?
İşin en acı tarafı da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davet ettiği Baykal ile Erdoğan ne konuşmuştu, bu açıklanmadı.
Bu konuda ne dedi Bahçeli:
“Ey Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi Ekmeleddin İhsanoğlu’nu siz bulup, getirip ‘Cumhurbaşkanı adayımız, oy vermenizi istiyoruz’ dediniz. Biz araştırdık, gayet güzel, dindar, milliyetçi, muhafazakar birisi olan Ekmeleddin İhsanoğlu’nu beraber çatı adayımız olarak duyurduk. Çalıştık ama kazanamadık. Daha sonra 7 Haziran seçimleri öncesi bu değerli insanı MHP çatısı altına aldık. Aday gösterdik, başardık, kazandık İstanbul’dan MHP’nin milletvekili seçildi. Peki soruyorum Kılıçdaroğlu’na, siz bizim adayımızı çok iyi bilmenize rağmen oy vermiyorsunuz da bizi kendi adayınıza oy vermeye neden mecbur tutuyorsunuz? Sonra diyorsunuz ki ‘Çatı mı kaldı?’
“Siz ülkemizi mi düşünüyorsunuz, kendinizi mi? Zaten Meclis’te herkes kendi adayına oy verdi. Biz AKP’nin adayına oy vermedik ki? Bizim inanç ve ilkelerimiz neyi gerektiriyorsa onun yanında oluruz. İşte gördünüz 4. turda HDP’liler de CHP’nin adayına oy verdi. Ey CHP’liler, ey sözde Atatürkçüler görüyorsunuz işte CHP’nin düştüğü acıklı durumu. Kendinize bir bakın, öz eleştiriyi önce kendinize yapın. MHP dik duruşuyla, oyunu satan bir parti değildir. Biz Türk milliyetçileri gerçek Atatürkçüler ona bağlıyız ve saygısızlık yapacak değiliz, Biz özden Türk milliyetçisi, Atatürkçü bir partiyiz. Sizin genel başkan yardımcınız diyor ki ‘Ben ve yakın çevrem HDP’ye oy verdi’ İşte CHP’nin kendine bakması gereken bir durum. Adam kendi partisine oy vermiyor, bölücülerin partisine oy veriyorsa Kılıçdaroğlu kendi vilayetinde seçilemeyeceğini anlayınca soluğu İzmir’de alıyorsa, işte CHP. Kel başa şimşir tarak.”
Yine Devlet Bahçeli diyor ki can alıcı konuşmalarının birinde “Bu PKK canilerinin uzantılarıyla, onların oylarıyla Meclis Başkanını seçmek, ya da koalisyon olmak Türk milliyetçilerinin işi değildir ve olamaz. 30 yıldır kan döken bebek katili PKK, 50 bin askerimizi, polisimizi, öğretmenimizi şehit etti. Devletin iş makinalarını yaktılar, toplu katliamlar yaptılar. Bunları unutalım mı? Şehitlerimizin kemikleri sızlamaz mı? Şehitlerimizin aileleri bizleri affeder mi? Ya yüzlerce, binlerce bacakları kopmuş, kollarını, gözlerini kaybetmiş gazilerimiz ne olacak? Bunlar biz Türk milliyetçilerine ne diyecek? Onlar haklarını helal ederler mi? MHP’ye yakışır mı bu durum. Milletimiz MHP’yi iktidar yapsaydı, 150-200 milletvekili çıkarsaydık bütün bu olumsuzluklar yaşanmazdı. HDP’li seçmenlere saygımız var. Ama onlarla bir arada olmamız, siyasi ilkemize aykırıdır.”
MHP ve onun lideri Devlet Bahçeli doğru söylüyor ama, Bahçeli’ye hatırlatmak isteriz ki şehit ailelerinin hiç sesi çıkıyor mu? Hepsi ne oldu, nasıl oldu bilemiyoruz AKP’nin dümen suyuna girdiler.
Ya gazilerimiz?
GATA’da hala yatan, ayağa kalkamayan yiğit Türk evlatları, vakıf ve dernekleri de onun temsilcileri, onların haklarını savunmak yerine onlar da AKP’nin safına geçtiler, ne acı!
Yazık oldu bu milletin evlatlarına, onların haklarını koruyoruz, savunuyoruz diyerek protokollerde sırıtarak oturup kendilerine değer verilmesini bekleyenlerin sonları hüsran olacaktır. Çünkü şehitlerin, gazilerin ahı onları boğacaktır bir gün…
Şehitlerle, gazilerle makam sahibi olanlar ne diyorlar, ne düşünüyorlar? Halk bütün bunları izliyor…
MHP’ye 7 Haziran seçimleri öncesi de çok takip ediyor ve izliyorduk. AKP yolsuzluğa batmış, bölücü HDP ile yol arkadaşlığı yapacaklar mı? AKP, HDP ve CHP aynı yolun yolcuları gibi gözüküyor. Bu üçlünün koalisyon hükümeti kurmaları kendileri için elzemdir. Birbirlerine oy verdiler, MHP’yi oyuna getiremediler. MHP’yi eleştirmeyi bıraksınlar, gerçekleri görüp dürüstçe eleştirilerini kendilerine yöneltsinler. Siyasi ahlâk ve terbiye bunu gerektirmez mi?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “Eğer ki tüm alternatifler tüketilir, siyasi istikrarsızlık baş gösterirse Türkiye’yi Allah’ın izniyle namerde muhtaç etmeyiz, sorumluluktan kaçmayız” diyor ve koalisyon şartlarını sıralıyor.
MHP’ye işine gelen gelmeyen herkes neden bu kadar saldırıyor?
Küçük beyinliler MHP’yi şu partiye, bu partiye yem olarak kullanmak istiyorlar. MHP de diğer partiler gibi tabanı olan yüzde 17 oy almış bir parti. Eğer MHP, AKP’nin ya da HDP’nin oyununa gelip onlarla kucaklaşsaydı meydanlarda verdiği sözü yalamış, yutmuş olurdu.
MHP’ye kızıp eleştirenlerin haklı olduğu taraf ta var. Deniz Baykal MHP’lilerin oylarıyla Meclis Başkanı seçilseydi, Cumhurbaşkanı sanırım yurt dışına da çıkamazdı. Zira Cumhurbaşkanlığına Baykal vekâlet edecekti, ama olmadı.
Ertuğrul Özkök, 3 Temmuz Cuma günkü Hürriyet’teki yazısında bakın Meclis Başkanı seçimlerini değerlendirerek şunları söylüyor:
“… Sen Bahçeli’ye yüklenmeden önce, dönüp CHP’ye şu soruyu sor: ‘Arkadaş, bu ülkenin Cumhurbaşkanlığı’na layık görüp, aday yaptığın bir insanı Cumhurbaşkanlığı’na vekalet edecek bir makama uygun görmedin mi?’ Ekmeleddin İhsanoğlu, senin Cumhurbaşkanı adayın değil miydi? ‘Cumhurbaşkanı’na vekalet edecek bir koltuk TBMM Başkanlığı’na da yakışmaz mıydı? Yakıştıramadın mı?
“…Ey CHP’li kardeşim senin seçimde yüzde 10 barajını aşması için elin HDP’ye oy vermeye gitti de, AKP adayının önünü kesmek için Ekmeleddin Bey’e oy vermeye neden gitmedi?’ Üstelik HDP, PKK’nın temsilcisi bir parti. 50 bin kişinin katili, terör örgütünün temsilcisi bir parti. CHP, sen böyle bir parti ile ortaklık yapmayı içine sindiriyorsun, ama Türk Milleti ve Türk Devleti içine sindiremiyor. İlk seçimde CHP’nin oyları tepe taklak olacaktır. Sorumlusu da Kılıçdaroğlu ve yakın çevresi olacaktır.”
CHP’liler hataları kendilerinde arasınlar. Önce MHP’yle görüşüp işi bitirmeleri lazımdı. MHP’yi ciddiye veya gale almayanların sonu bu oldu.
Herkes biraz da kendilerini eleştirmelidirler.
MHP kimsenin yedek stepnesi değildir.