24 Temmuz 1923 yılında, Türkiye’nin “tapu senedi” Lozan Antlaşması imzalandı. 94 yıl önce yapılan bu antlaşma, birinci dünya savaşının sonuçlarını ilan eden Sevr antlaşmasının üzerinden üç yıl geçmeden yok sayan adeta yırtıp atan büyük bir diplomatik zaferdir.

24 Temmuz 1923 yılında, Türkiye’nin “tapu senedi” Lozan Antlaşması imzalandı.
94 yıl önce yapılan bu antlaşma, birinci dünya savaşının sonuçlarını ilan eden Sevr antlaşmasının üzerinden üç yıl geçmeden yok sayan adeta yırtıp atan büyük bir diplomatik zaferdir. Üstün nitelikli devlet adamlarımızın bu zaferini, birçok batılı emperyalist ülkeler içlerine sindirememişlerdir.
Anadolu’nun boz topraklarından çıkan Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki Kuvayı Milliyeciler, Sevr Antlaşmasını hiçbir zaman tanımadıkları gibi, üzerinden 3 yıl bile geçmeden yırtıp tarihin çöplüğüne atmışlardır. 24 Temmuz 1923’te yapılan Lozan antlaşması ile Birinci dünya Savaşının ülkemiz ile ilgili, siyasi, askeri, coğrafi, ekonomik ve sosyal sonuçları kabul edilmemiş ve yok sayılmıştır.
Lozan antlaşması sırasında İngiltere temsilcisi Lord Kürzon’un tarihi tehdidi bu durumun en açık belgesidir. Lord Kürzon İsmet İnönü’ye: “… Hiçbir isteğimizi kabul etmiyorsunuz, memnun değiliz. Ne var ki, neleri reddederseniz onu cebimizde saklıyoruz. Harap bir memleketiniz var. Yarın türlü ihtiyaçlarla karşımıza geleceksiniz. O gün cebimizdekileri birer birer çıkarıp size kabul ettireceğiz.” demiştir. Bu acı ve bir o kadar da tehdit dolu sözler Anadolu halkı tarafından unutulmadı, unutulmayacak ve siyasilerimizin de unutmaması gereken sözlerdir.
Mustafa Kemal Paşanın şu tarihi sözleri de hiçbir zaman unutulmamalıdır. “ Efendiler, egemenlik hiç kimsece, hiç kimseye, bilim gereğidir diye, görüşmeyle, tartışmayla verilmez. Egemenlik, güçle, erkle ve zorla alınır. Osmanoğulları, zorla Türk Ulus’unun egemenliğine el koymuşlardı. Bu yolsuzluklarını altı yüzyıldan beri sürdürmüşlerdi. Şimdi de Türk Ulusu bu saldırganlara ‘artık yeter’, diyerek ve bunlara karşı ayaklanıp egemenliğini eylemli olarak kendi eline almış bulunuyor.”
Lozan Zaferinin 94. yılında, bu tarihi antlaşmayı Türk milletine armağan eden Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü başta olmak üzere kahraman devlet adamlarımızı saygı ve minnetle anıyoruz.
Türkiye’nin tapusu olan Lozan Antlaşması sonsuza kadar yaşamalı, yaşayacaktır.
Bence bu gibi önemli konularda konuşması gereken üniversitelerdir. Hatta üniversiteler ilim yuvası olması nedeniyle de;
Atatürk,
Cumhuriyet,
Lozan,
Kıbrıs konusunda,
Ermeni soykırımı iddiaları, konularında konuşması açıklamalar yapması ve toplumu aydınlatması gerekmektedir.
Bugün Lozan’ı gündeme getirenler kafaları karıştırarak, Lozan 2023 yılında bitecek diyebilmektedirler. Oysa bu millete bu sözler öyle sanıldığı gibi çok fazla da inandırıcı gelmiyor. Çünkü Lozan anlaşmasının kan ve gözyaşı dolu yılların ardından hangi şartlarda imzalandığını, Ankara’lısı, Edirne’lisi, Kars’lısı, Hakkari’lisi, Muğla’lısı, Kırşehir’lisi kısacası Türk milleti gayet iyi bilmektedir.
Onun içindir ki!
Bu anlaşma Türkiye Cumhuriyeti var oldukça devam edecektir.
Bu anlaşma Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığını cihana kabul ettirdiği anlaşmadır.
Bu anlaşma Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığının simgesidir.
Bu anlaşma birlik ve beraberliğimizin tapusudur.
24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan barış anlaşması Türkiye Cumhuriyetinin tapusudur… tapusu, tarih bunu böyle yazar, böyle de biliriz, gerisi boş sözlerdir.