Saygın okurlar, sevgili dostlar; zamanla tanıdığımız bildiğimiz bir şey olduğunu sandığımız, hatta değer verdiğimiz şahısların aslında hiçbir şey olmadıklarını öğreniyoruz.
Bunlar siyaseten bir yerlere gelen kendilerine insanca değer verilen bireylerdir, ama bu tür şahıslar olaylara toplumsal bakmadan tamamen bireysel ve kendi çıkarları doğrultusunda düşünen buna göre de hareket eden şahıslar, yani menfaatçilerdir.
Menfaatçi insanlar denildiği zaman her şeyde, her olay karşısında, sadece kendilerini düşünebilen, görünüşte insana benzeyen bencil şahıslar akla gelmelidir. Zira Kırşehir’de bu günlerde rüzgâra göre siyaset değiştirenleri az da olsa görebiliyoruz.
A partisinde siyaset yapıyor iken, menfaati gereği bir anda B partisinde boy gösterebilen tarihte örneği de olan siyasi zübüklerdir bunlar.
Kimi menfaatçiler, “ben kendimden çok başkalarını da düşünüyorum, ya da bunlar benden ve ben bunlardanım da” diye bilirler. Açık seçik internet sayfalarında görüyoruz ki içinde bulundukları siyasi arena da menfaatleri olmayınca, menfaatinin olabileceği tam karşı saflara geçip burada boy göstermeye başlamış, karşı safların başköşesinde kendine yer bulmuş ve menfaat beklemeye başlamış olabiliyorlar. Bu gibiler gittikleri yerde de kişisel çıkarları sağlanmadığı zaman yine sığınacak liman arayışları devam edecektir. Zira menfaatleri bunu gerektirir de ondandır davranış bozuklukları.
Kendi menfaat ve çıkarlarını her şeyin üstünde tutan bu tür insanların en belirgin özelliği her ne şartla olursa olsun, güçlünün tarafında yer almalarıdır. Ayrıca güçlünün yanında yer alırken bir yandan da ortamı kontrol etmeyi ihmal etmezler, güç kimin eline geçeceğini her zaman hesap etmek zorunda hissederler kendilerini rüzgara göre hareket ederler.
Her zaman bir beklenti içindedirler ki, gücün başkasının eline geçeceğini anladıkları anda, saf değiştirmekte bir an olsun tereddüt etmezler. Zira bunlar için siyasi ideoloji, ilkelilik, çoğulculuk, demokratlık çok fazla önemli değildir. Varsa yoksa kendi çıkarını ve menfaatlerini düşünürler.
En yakın arkadaş, akraba ve dostlarını, kendi çıkarı ve menfaati uğruna hiç düşünmeden, tereddüt dahi etmeden satabilir, yarı yolda bırakabilir düşünce ve davranış özelliğine sahiptirler.
Bana göre, toplumsal yarar, ülke sevgisi ve çıkarları her şeyin ama her şeyin üstünde olmalıdır. Biz böyle gördük, böyle öğrendik, böyle yaşadık ve böyle de yaşayacağız, hiç bir şey bunu bizden söküp atamaz.
Maalesef çıkarcılık ve menfaatçilik insanoğlunun hayatına girmiş bir hastalıktır. Menfaatçilerin hastalıklı birer yaratık oldukları unutulmamalı ve bu gibilerine hak ettiklerinden fazla değer hiçbir zaman verilmemelidir.