Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacak aziz Kırşehir diyerek başlamak istiyorum yazıma!. .

Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacak aziz Kırşehir diyerek başlamak istiyorum yazıma!..
Bak yine kalemin ucunda pranga.
Git… Gitmez… Yürü… Yürümez… Nasıl olacak bu iş?
Bir kelime… Haydi bir kelime daha… Düşünmek, düşünerek Kırşehir’i yazmak istiyorum…
Açılsın akıl ve gönül kapıları, açılmaz… Paslı ve ağır…
Takvime bakıyorum 2017 yılı gideli neredeyse iki ay olmuş.
Yani biten yıl “evvel” olmuş…
2018 yılına girdik, günler, aylar, hızla geçip gidiyor. Cemreler düşmeye başladı. Mart ayına gireceğiz birkaç gün sonra. Kış geride kalacak…
Bir adım daha atmışız “ahir”e…
Rahmetli hemşehrimiz Neşet Ertaş’tan dinlediğimiz bir türkünün bitip, diğerinin başlaması gibi…
Ömür gibi…
Ömrümüz gibi…
Gençliğimin yokluk ve zor yılları, türküyle yoğrulmuş bir anısını, benim gibi beraber seyahat ettiğimiz rahmetli babam gibi, sizleri de hissettirmeye davet etsem ne dersiniz?
Eski külüstür Magiros marka bir otobüsle yolculuk…
Şoförümüz iri yarı, uzun boylu, meşhur Cabban Ağa adında birisi…
Geçmişte efkârlı bir yolculuğa çıkalım gelin hep birlikte…
Uçsuz, bucaksız, bitmeyen yolculuk… İlk Ankara yolculuğum…
Camın ötesinde alabildiğine hüzün dolu. Ah o karlı dağlar, o karlı yollar!..
Zalim şoför bir de plak koymaz mı pikaba…
İlk tezene düşünce bağlamanın teline, hemşehrimiz Neşet’in yüreğinden dökülen çığlığı kapladı otobüsün içini…
“Cahildim,
Dünyanın rengine kandım…
Hayale aldandım, boşuna yandım
Seni ilelebet benim sandım,
Ölürüm sevdiğim, zehirim sensin…
‘Evvelim’ sen oldun, ‘ahirim’
Sensin…”
Kimini kavuşturan, kimini gurbete ulaştıran yolculuk…
Kırşehir’i Ankara’ya bağlayan kara yolu.
Kırşehir-Kaman yol ayrımından geçiyoruz. O tarihlerde bugünün Kırıkkale yolu yok. Ankara’ya Kaman’dan geçiyoruz. Eski adı Sofular, yeni adı Aydınlar, Kaman, İğdebeli’ndeki söğütlü çeşmeden su akan lokantada mola veriyor şoförümüz Cabban Ağa.
Karakeçili, Kesikköprü, Bala, Atatürk’ün bir gece konakladığı Beynam Köyü, Gölbaşı, Dikmen, Ankara ve son durak İtfaiye Meydanı…
8 saat süren yorucu bir yolculuk… Şimdi bu yolculuk bir buçuk saate indi.
Babamın da ahbabı Mucurlu Kamil Bey’in kahvesinde çay molası ve babam bana orada eskicide ilk defa beş liraya iskarpin ayakkabı alıyor. Unutmak mümkün mü o yılları.
Meraklı gözlerle Ankara’yı seyrediyorum ilk defa… o günkü itfaiye Meydanı’nın pür melali görünmeye değerdi.
Garson Kırşehirli Güdüğün Ahmet…
Aradan yıllar geçti… Uzun yıllar… Elem dolu yıllar…
Çocukluğumuz, gençliğimiz zorluk ve sıkıntılar içinde geçti, gitti…
Bugün 2018’e girdiğimiz aylardan birini yaşarken ister istemez anılarım, o gençlik yıllarına götürüyor beni…
Ankara’ya varıncaya kadar babam öğütler veriyordu bana.
Otobüsümüzde yolcuların bavullarının dolusu efkâr yüklüydü! Otobüsün üstünde bagajda urganla bağlıydı yükler…
Gençtim de, ruhum o yollarda büküldü, burkuldu saatler geçmedi nedense…
İşte Neşet Ertaş’ın sevdiğim dizelerinden birisi daha:
“Sözüm yok şu benden kırıldığına,
Gidip başka dala sarıldığına,
Gönül inanmıyor ayrıldığına,
Gözyaşım sen oldun, kahrım sensin...
‘Evvel’im sen oldun, ‘ahir’im sensin!”
Yıllarım, hayallerim, gazeteciliğim, her şeyim Kırşehir için, Kırşehir’in sorunlarını yazmakla geçti.
Tam 50 yıl, dile kolay yarım asır yazdım.
Yeni yılda günler yine hızla geçiyor, kadere bak; ömrümde bir yıl daha gitti…
Ülkenin sorunları kadar, Kırşehir’in sorunları da yıllar yılı benim bitmeyen meselem oldu nedense…
Servetine servet katanlar, gözünü para ve hırs bürümüşler, etliye sütlüye karışmayanların da memleketi değil miydi Kırşehir? Zaten onların da nesilleri bitmiş ya. Ben de bunlarla uğraştım, kimi zaman Kırşehirimiz adına!
Unuttuğumuz, “mutluluk” sözcüğünü ne zaman kullanacağız?
Ben idrak ettiğimiz 2018 yılından ve gelecek yıllardan Kırşehir’imiz adına umutlanmak
istiyorum. Ülkenin durumu zaten malûm…
Türk Milleti nasıl olsa gereğini yapacaktır bir gün diyorum…
Geçip giden yılları, Kırşehir’e “hizmet” yerine “hezimet” yapan o eski siyasilerden de kurtulduk ya çok şükür!..
Bu dönemde AK Parti iktidarından ve Kırşehir’in iki milletvekilinden çok umutluyuz. Kendilerine güveniyoruz, Kırşehir’imiz adına. Kırşehir’in başka kurtuluş çaresi de yok!
Özellikle Mikâil Arslan, geçmiş dönemlerdeki hizmetleri, eserleri onun için artı puandır. Kendisini seviyor ve destekliyoruz. Takip ettiği projeleri hayata geçirsinler.
“Kırşehir’imizin bilinen sorunlarını ancak Kırşehir’in bu değerli milletvekilleri çözecektir. Kırşehir’e hizmetler getireceklerdir. Eserler bırakacaklardır” diyorum.
Milletvekili Mikâil Arslan’ın, “İlk günkü aşkla hep birlikte Kırşehir” yazılı kitapçığı var önümde. Geçmiş dönemde yaptığı bütün hizmetlerini tek tek anlatmış. Biliyorsunuz ya; ben de burada bir kere daha Kırşehirlilere yazıp, duyurmak istiyorum.
Adliye Sarayı’nı, Açık Cezaevi’ni, Sıdıklı-Sarıyahşi Köprüsü’nü, Ahi Evran Üniversitesi’ni, Polis Meslek Yüksekokulu’nu, yeni Hastaneyi, Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi’ni, TOKİ binaları, Bin Beşyüz Kişilik Kapalı Spor Salonu ve Olimpik Yüzme Havuzu, Doğalgaz ve daha başka hizmetleri sıralamıştı.
Yine devam ediyordu Mikâil Arslan…
Hızlı tren, çevre yolu gibi daha onlarca hizmet projeleri… Hatta yapımına başlanan Ankara-Niğde çevre kara yolunun Kırşehir bağlantısına umut bağlıyoruz.
Mikâil Arslan yapmıştı bütün bu hizmetleri… O kazandırmıştı Kırşehir’e…
Ya eski milletvekilleri ne yapmıştı Kırşehir’e?
Hastanenin yanına alt geçit yerine üst geçit yaptırıp Kırşehir’in ana arterini mahvetmişlerdi. Bu eser onların mezar taşı gibi her gün gelip geçenleri konuşturuyor, onları unutturmuyor!
Şimdi Mikâil Arslan ve Salih Çetinkaya’dan da çok çalışmalarını, yorulmalarını, Kırşehir’e kalıcı hizmet ve eser bırakmalarını, yeni projelerini hizmete geçirmelerini bekliyoruz. İnanıyorum ki yapacaklardır, başaracaklardır. Zira başka illerin milletvekillerinin neler yaptığını, illerine neler kazandırdığını biliyoruz. Bakın başka illerin nüfusu hızla artıyor.
Milletvekili Mikail Aslan projelerini yine sıralıyor:
“Çevre yolunu başlatıp bitireceğiz. Havalimanı yolunu yapacağız. 15 bin kişilik Yeni Stadyum, 300 Yataklı Yeni Hastane Yapacağız. Yeni Hükümet Binasını yaptırıyoruz. Kırşehir’i kaplıcalar merkezi yapacağız. Hızlı treni başlatacağız. İl Emniyet Müdürlüğü’ne yeni hizmet binası yaptırıyoruz. 5 yıldızlı termal Öğretmenevi yaptırıyoruz. Kırşehir’e yakışır 4-5 bin kişilik modern bir kapalı spor ve kültür sarayı yaptırıyoruz. Kırşehir’e her alanda büyük ekonomik katkı sağlayacak bir et entegre tesisi kurduracağız… ”
Daha onlarca hizmet projeleri…
Bütün bu projeleri Kırşehir’in önünü açacaktır. Ve bundan dolayı hizmet eden milletvekilleri unutulmayacak ve hep şükranla anılacaktır.
Kırşehir’in kaderini değiştirecek, nüfusunu arttıracaktır.
2017 yılı Kırşehir için çokta iyi geçmedi, boş geçti dersem yalan söylemiş olmam.
Kırşehir’i çevre illerle kıyaslarsam. Gerçekten de kalıcı doğru dürüst hizmet ve eser göremedi.
Çevremizdeki iller hep kalkındı, büyüdü.
Sıdıklı-Sarıyahşi ve Evren ilçelerinin Kırşehir’e bağlanması konusunda kanun teklifi vereceklerini söyleyen Milletvekili Mikâil Arslan, inşallah başaracaktır. Bu durum Kırşehir’in nüfusunun artmasına, milletvekili sayısının 3’e, hatta 4’e çıkacağını hayal ediyorum.
Kırşehir’in sorunları çok, fakat açık söyleyeyim ben bu yıldan umutluyum. Bütün sorunlarımızın çözümünde, her şeyin yerli yerine oturtmak için milletvekillerinde hem akıl, hem bilgi, hem tecrübe, hem de Kırşehir sevgisi var diyorum.
Ben onları Kırşehir’imiz adına hizmet yolunda alkışlıyorum ve destekliyorum.