Kırşehir…

Tarih ve kültür şehri memleketim…

Evliyalar ve erenler diyarı şehrim…

Demokrasi gazisi Kırşehir’im…

Ne diyeyim sana…

48 yıldır senin için ne mücadeleler verdik, ömür tükettik.

Sana hizmet yerine ihanet edenlerin yakasına yapıştık.

Aaaah memleketim, ah Kırşehirim ah...

Ekmeğinden mi, suyundan mı bilinmez, insanlar nedense bazı konularda sana hep vefasızlık yapıyor, utanmadan, sıkılmadan!..

Dün sana haksızlık edip, seni ilçe yapanlar, kolunu, kanadını koparanlar şimdi neredeler?

Şimdi bağrına hançer saplanmış, yaraların kanasa da, bizler makûs talihimize bakıp ağlayarak bugünlere geldik.

Başka iller sanayileşip kalkınırken, çağ atlayıp modern şehirler olurken, biz yerinde saymaya devam ediyor, gıdım gıdım ilerlediğimizle teselli buluyoruz.

Kim dur diyecek bu çaresizliğimize?

Kim kurtaracak bizi bu durumdan?

Umutlarımız kırılmış, düşlerimiz paramparça!

Aaaah memleketim, ah memleketim!

Uğruna bizler neler çekmedik ki!

Heyhaaat şimdi senin memleketini yönetenler, Kırşehir’den bihaber olanlarla dolu ne yazık ki!

Kişisel hırslarla sana saldıranlar, senin değerlerini küçük görenler!

Aşağılık bir ihanete teslim oldular haberin var mı?

Üç kuruşluk menfaat için soru işareti kadar kıvıranlar, menfaat için ona buna kuyruk sallayıp takla atanlar çoğaldı ne yazık ki!

Çünkü onların umurunda değil Kırşehir’in, Kırşehirlilerin dertleri!

İşleri güçleri fitnelik, fesatlık olanların sayısının her geçen gün arttığı canım Kırşehir’im…

Menfaatçiler gaflete düşmüş, insanları uyuyor Kırşehir’imin…

Toplumda hiçbir değer görmeyen, hatta adam yerine konulmadığını çok iyi bilmesine rağmen kendisine çeki düzen vermek yerine hala adam olmamakta ısrar eden nice zavallı var bu kadim şehirde!

Sabahlara kadar kimi nasıl çarparım, kimi nasıl köşeye sıkıştırır açığını bulur da ondan nasıl çıkar sağlarımın hesabını yapan yüzsüz, arsız, rantçı uyurgezerler!

Kırşehir uyurken senin her köşende, sinsice kol gezen aşağılıklar sana utanmadan dil uzatabiliyor ne yazık ki!

Aaaah memleketim, ah Kırşehir’im ah…

Senin için neler çektik bu alemde, neler çekmeye devam ediyoruz.

Ne yapsalar da, ne etseler de sana dil uzatanların hep karşısında olmaya devam edeceğiz.

Ekmeğini yiyip, suyunu içen, ama ihanetçilerin karşısında dik durmaya, onlara geçit vermemeye devam edeceğiz.

Görüyor ve yaşıyoruz işte Kırşehir’de olup bitenleri…

Kırşehir’i seviyor gibi yapıp rant elde etmek isteyenleri…

Kırşehir’i seviyor gibi yapıp köşe dönenleri…

Onların gündeminde Kırşehir yok, Kırşehir’in sorunları yok!

Varsa yoksa çıkar…

Varsa yoksa rant…

Kırşehir ölmüş, onların umurunda mı ki!

Kırşehir kan kaybediyor, küçülüyormuş kime ne ki!

Arkadaşlık mı, dostluk mu, akrabalık mı, o da neymiş ki!

Yat, kat, lüks otomobil her şeyin önünde!

Haram kazançla, ya da bir garibanın çöktüğü arsasına yaptırdığı konutla lüks ve şatafat içinde günlerini gün edenlerin gündeminde Kırşehir olur mu ki?

Kim düşünüyor ki Kırşehir’i onlar düşünsün

Evet üzücü ama gerçek son yıllarda Kırşehir’in adını kullanarak kişisel çıkar ve menfaat elde edenler türedi ne yazık ki!

Onlar için Kırşehir yanmış, bitmiş, tükenmiş önemli mi!

Varsa menfaat, yoksa çıkar!

Yalakalık, yağcılık diz boyu memleketimde…

Gelene ağam, gidene paşam zihniyeti nereye kadar sürecek ki?

Hiç görüyor musunuz Kırşehir’de bir sivil toplum örgütü başkanı Kırşehir’in sorunlarını gündeme getiren?

Hiç görüyor musunuz doğruları konuşup haykıran?

Yok…

Yok…

Yok…

Devir yağcılık dönemi olmuş kime ne ki?

Kırşehir ölmüş te ağlayanı yok!

Uyan Kırşehir…

Aç gözlerini Kırşehir…

Senin adını kullanıp rantlanan, köşe dönenlere bir bak…

“Kırşehir Sevdalısı”yız diyenler kalkın yerinizden, sevdanızı gösterin artık!

 

 

SEVDİĞİM BİR SÖZ

 

"İnsanı en çok üzen şey; ummadıkları kişiler adam olurken, adam sandıklarının insan bile olamamış olmasıdır." Adam Fawer

 

BİRAZ DA GÜLELİM!

 

Görgüsüz patron

Görgüsüz bir patron, şoförüne sorar:

– “Şoför, söyle bakalım eşekle şoför arasında ne fark vardır?”

Şoför, bir süre düşündükten sonra mahcup bir şekilde:

– “Bilemedim” demiş.

Patronu cevap olarak:

– “Eşeğe çüş deyince, şoföre ise dur deyince durur” demiş.

Bunun üzerine şoför çok sinirlenmiş.

Fakat karşıdaki patron olduğu için de bir şey söyleyememiş.

Belirli bir süre sonra bu defa şoför patronuna:

– “Size bir soru sorabilir miyim” demiş.

Patronu:

– “Sor bakalım” diye cevap vermiş…

Şoför sorar:

– “Eşekle patron arasında ne fark vardır?”

Patron düşünür, bir süre sonra:

– “Bulamadım şoför söyle bakalım” demiş.

Bunun üzerine şoför de:

– “Vallahi aradaki farkı ben de bulamadım…”