Kırşehir’de yaşıyoruz, öyle ya bu şehrin zor ve kolay şartlarını birlikte yaşıyor, tozlu ve temiz havasını birlikte teneffüs ediyoruz. Bireylerin birbirleriyle aynı zamanda içinde yaşadığı toplumla ve toplumun bireylerle ilişkisinden, kent yaşamının ortak malzeme ve mekânlarının kullanımına kadar bütün alanlarda yaşanan diyalog ve ilişkiler, saygı ve hakkaniyet ölçüsü oranında değer ve anlam kazanır.
Kırşehir’de yaşıyoruz, öyle ya bu şehrin zor ve kolay şartlarını birlikte yaşıyor, tozlu ve temiz havasını birlikte teneffüs ediyoruz. Bireylerin birbirleriyle aynı zamanda içinde yaşadığı toplumla ve toplumun bireylerle ilişkisinden, kent yaşamının ortak malzeme ve mekânlarının kullanımına kadar bütün alanlarda yaşanan diyalog ve ilişkiler, saygı ve hakkaniyet ölçüsü oranında değer ve anlam kazanır.Yani birlikte yaşadığımız bu kent de birbirimize ve çevreye verdiğimiz değer ve gösterdiğimiz saygı oranında ilişkilerimiz değerli ve anlamlıdır.
Öyleyse bu şehrin insanları olarak, bireysel ve toplumsal ilişkilerimizin ne kadar değerli ve anlamlı olduğunu görmek için etrafımıza şöyle bir göz atalım.
Bizim düşüncelerimizi milletle paylaştığımızdan, sesli düşündüğümüzden, olumlu ve olumsuz olayları tüm çıplaklığı ile anlattığımızdan dolayı elbette memnun olmayanlar olacaktır. Ne yapalım, yaşananlar acıda olsa gerçeklerdir. Gerçeklerden kaçılmaz ki!
Şehrimizin özellikle ana arterlerinde bitmek bilmeyen bir çalışmadır aylarca sürüp gidiyor. Ankara Caddesi, Terme caddesi, Lise caddesi, Yenice mahallesi istikameti hava şartlarına göre ya toz toprak, ya da çamur deryası.
Elbette şehrin alt yapı düzenlemelerinin yapılması önemlidir. Elektrik, telefon, içme suyu, atık su gideri, doğalgaz, jeotermal kanalları kullanılır halde bulundurulmalı buna itiraz yok ama, bu denli uzun sürmesi, belirli bir plan ve program dahilinde olmaması, aynı anda şehir merkezinin hemen her yerinde çalışmaların başlatılması çekilmez bir hal almıştır.
İnsanların ortak kullanım yerlerinden olan kaldırımlarımızın hali, orta bölmeler içler acısı.
Oysa benim şehrimin yolları tertemiz pırıl pırıl, araçların rahatlıkla seyir edebildiği şekilde, tozu ve çamuru da olmamalıdır. Kaldırımları son derece iyi dizayn edilmiş ve kullanılabilir olmalıdır.
Yolların halen inşaat halinde olması araç ve trafik yükünü kaldırmakta elbette yetersiz kalmaktadır. Bir ana cadde üzerinde çalışma başlasın, o yol, kaldırım hatta o caddeye çıkan sokaklar bile inşaat bitene kadar kullanım dışı olmaktadır. Bu da, bu kent de yaşamı tabi ki çekilmez hale getirmektedir.
Şehir medeniyetin ölçüsüdür. Öyleyse, Kırşehir’in bir an evvel inşaat halinden kurtulması, toz ve çamurlardan arındırılması dileğimiz olur.
Hatırlayalım;
“Gönülde her ne var ise, şehir olarak görünür. Gönlü taş olanın şehri taş, gönlü aşk ile dolu olanın şehri gülistan olur.” Ne güzel söylemiş, Hacı Bayram Veli.