İşsizlik her geçen gün artıyor, ekonomik sorunlar insanları rahatsız etmeye devam ediyor, her gün yeni siyasi ve ekonomik krizlerin çıkmasına, yeni yeni hadiselerin yaşanmasına tanıklık ediyoruz. 2002 yılından beri ülkemiz maalesef günü birlik politikalarla oyalanıp duruyor.
İşsizlik hat safhada, lise mezunları, üniversite mezunları işsizlikten yakınmakta ve genç işsizler çaresizlik içinde ümitsizce ne yapacaklarını bilememektedirler. ABD doları bizim paramız karşısında 7 bin lira, AB Avro’su bizim paramız karşısında ise 6 bin lira civarında işlem görmektedir. Her şeyden önce hükümet muhalefetle uğraşmayı bir kenara bırakıp ülkenin asıl gündemine odaklanmalı ve ekonomik krize bir an evvel çare bulmalıdır. İnsanlarımıza aş ve iş vermelidir.
Yine barışçıl bir dış politika sağlanmalı, teröre çare olmalı, hukuksuzlukların önüne geçilmeli, bir an evvel işsizlik belasına çözüm bulunmalı, bilimsel ve parasız eğitim politikası uygulanmalı, adil sağlık sistemi getirilmeli, verimliliğe dayalı tarım politikası bir an evvel uygulamaya konulmalıdır. Ama görülüyor ki! Hükümet, bu önemli sorunlarla uğraşacağına özellikle muhalefet partileriyle uğraşarak, farklı gündemler yaratıp milleti oyalamaya devam ediyor. Ülkenin en önemli sorunu, Suriye meselesi değil, diğer siyasi partilerle tartışmalara girmek değil, kanal İstanbul değil asıl sorun ekonomidir, iş ve aştır.
İnsanımızın yaşantısında karşılaştığı günübirlik her bir sorun kendi başına önem arz etmektedir. Ancak ekonomi ve işsizlik de en önemli sorunlarımızın başında gelir, ülkemizde ekonomik nedenlerden dolayı iş yerleri kapanmakta ve buna dayalı olarak işsiz sayısı her geçen gün artış göstermektedir. 18 senedir tek başına iktidarını sürdüren AKP hükümeti; İstihdama yönelik yatırımlar yapmakta, ekonomik refah düzeyini yükseltmekte, kalkınmayı sağlayacak yatırımlar yapmakta maalesef başarılı olamamıştır.
Bunun etkilerini yurdumuzun dört bir köşesinde olduğu gibi yaşadığımız kentimiz Kırşehir de fazlasıyla görüyoruz. İnsanımızın alım gücü her geçen gün azalmakta ve her geçen gün biraz daha fakirleşmektedir. Bu durum da ülkemizde ekonominin iyi yönetilemediğini göstermektedir. Zira ekonomi iyi olmayınca işsizlik, yokluk, yoksulluk yaşanır ki, hal böyle olunca da ne kalkınmadan söz edilir, ne de köylüde kentli de huzur olur.
Kırşehir’in sokaklarında, çarşı pazarında siyasi yelpazenin her kanadında olan insanlardan şikayetler var. Herkes dertli, her vatandaşımız yakınıyor. İşsizliğin, huzursuzluğun, yitirilen güven duygusunun partilisi, partisizi olmaz her kesimden insanımız sorunlarına çözüm bulunmasını beklemektedir. Ancak hükümetimiz pek oralı olmuyor nedense…
EYT’lilerin sorunları, 3600 ek gösterge sorunu, işsizlik, yabancı ülkelerden gelen göçmen sorunu, ekonominin kötü gidişatı umutları yitirmeye yetiyor artıyor bile.
Tüm bu olup bitenleri yan yana getirip baktığımızda ülkemizin ve yeni arayışlar içinde olan insanımızın aşa, işe, huzura, güvene, hukuka ve demokrasiye ihtiyacı olduğu asla göz ardı edilmemelidir.