Her yılın 14 Şubat’ı özellikle batı Avrupa ve Amerika ülkelerinde olmak üzere, ülkemizde de sevgililer günü olarak kutlanıyor.
Bugün özellikle hediye almak için kutlanıyormuş gibi de bir uygulama yaygın. Çok fazla abartıldığı kesin. Hediye olmazsa sevgi de olmazmış gibi düşünce de maalesef var.
Bu günlerde hediyelik eşya satıcıları reklam üstüne reklamlar veriyorlar. Anneler günü, babalar günü, sevgililer günü, doğum günü, tanışma yıldönümü, evlilik yıldönümü gibi hatırlanmasını istediğimiz günler maalesef hep hediye alma maratonu ile başlayıp bitiyor.
Dün sevgililer günüydü, yine iş yerlerinden, internetle sanal âlemden hediyeler alan alana bir telaştır sürüp gitti. Harcanan emek, savrulan bir yığın para, bunların hepsi şirin görünmek adına yapılan beyhude çabalar.
Oysa benim için sevgi; lüks hediyelerin, pahalı mücevherlerin ve hediyelik eşyalar ve üç gün sonra sararıp solarak çöpe atılan çiçekler gibi harcamalarla 24 saatliğine savrulan milli servetin gösteriler yapılarak abartıldığı bir gün değildir.
Bence;
Sevgi, sımsıcak bir yürektir.
Sevgi, el uzatmak dokunmaktır.
Sevgi, merhamet, emek, fedakârlıktır.
Sevgi, zihinlerde saygı, kalplerde sevecenliktir.
Sevgi sadakat’ la sımsıkı bağlanmaktır.
Sevgi, el ele, göz göze, yürek yüreğe, acıyı, tatlıyı, varlığı, yokluğu birlikte paylaşmaktır.
Birçok yoksul ailelerin yüreği hiç hatırlanmadan gecenin sona erdiği, İşinde gücünde emeği ile geçimini zor güç temin eden Anadolu kadınının bırakın hediye almasını bir güle bile dokunamadan doğacak güneşi beklediği unutulmamalıdır.
Unutulmamalı ki, sevgi parada pulda, çiçekte, hediye de, pahalı mücevherlerde değil…
Sevgi, berrak kalplerde, saygılı zihinlerde saklıdır.
Gününüz kutlu yarınınız hep umutlu olsun…