Merhaba sevgili Kırşehirliler, merhaba değerli okurlarım… Bugün mutlu olduğum, sevinç duyduğum günlerden birisi… Gazetemiz “Kırşehir Çiğdem” bugün 41. yaşına girdi.

Merhaba sevgili Kırşehirliler, merhaba değerli okurlarım…
Bugün mutlu olduğum, sevinç duyduğum günlerden birisi…
Gazetemiz “Kırşehir Çiğdem” bugün 41. yaşına girdi.
50 yıllık gazetecilik hayatımda gördüklerimi, yaşadıklarımı bugün biraz da tüm okurlarımızın engin hoşgörüsüne sığınarak gazetemiz “Kırşehir Çiğdem”in 41. yılında özeleştiri yaparak dile getirip eleştirmek istiyorum.
41 yıldır Kırşehir’e hizmet yolunda nice engelleri aştık, bugünlere geldik.
“Kırşehir Çiğdem” 41 yıldır Kırşehir basının değişmez lideri olarak hep Kırşehir’e hizmeti ön plânda tuttu. Başkaları gibi çıkar, şantaj, tehditle gayrimeşru işlerle uğraşarak, haram kazanç peşinde koşarak gazetecilik yapmadık. Bu durumu bütün Kırşehirliler gibi ilin Valileri, Belediye Başkanları üniversite idarecileri, hastane yöneticileri, siyasi partilerin başkanları, sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yöneticileri yakından biliyor.
Düşünebiliyor musunuz, 41 yıl önceki teknoloji ile bugünkü değişimi kıyaslamak “Kırşehir Çiğdem” için kolay olmadı.
41 yıl önceki Kırşehir basınını hatırlıyorum da gerçekten çok zor günlerden geçerek bugünlere ulaştık.
Ulaştık ama maalesef saygıdan da uzaklaşarak, Türk basınında olduğu gibi Kırşehir basını da ilkelerinden uzaklaştı, ne acı ki!
Kim bilir kaç kere yazdım Kırşehir basınının yaşadığı o zorluklarla geçen evreleri…
Gelin bugün yine yeri gelmişken gazetecilik mesleğimin yarım asırlık süreci içerisinde “Kırşehir Çiğdem”in onurlu mücadelesi ve işte Kırşehir basının yakın tarihçesi…
Kırşehir’in yakın diyebileceğimiz 80 yıllık basın tarihi incelendiği zaman görülür ki Kırşehir basını Cevat Hakkı Tarım ile başlamıştır. Cumhuriyet’in ilânından hemen sonra, Kırşehir İl Özel İdaresi’nce sahibinin vali olduğu “Kırşehir” adıyla yayınlanan gazete elle tek tek dizilen ve elle basılan bir yayın organı olarak o yıllarda Kırşehir’in gözü kulağı ve sesi olmuştur.
Bugün her zaman rahmetle andığımız üstat Cevat Hakkı Tarım bugünkü Polisevi’nin giriş katında kurulu matbaada basılan “Kırşehir” gazetesinde başyazar olarak ilimizin sorunlarının yanı sıra, tarihini kültürünü araştırıp, kaleme alarak o yıllar için önemli bir misyonu yerine getirmiştir.
Kırşehir basınının üstad Cevat Hakkı Tarım’dan sonra son 70‐80 yılına göz atarsanız beni ve kardeşim Salih Güner’i yetiştiren ağabeyimiz, ustamız Dursun Yastıman’ın Kırşehir basını ile ilgili verdiği mücadeleler hâlâ gözlerimin önünde. O büyük adam Kırşehir basını için, Kırşehir için ne mücadeleler verdi. O başkaları gibi çıkarı için kalemini satmadı. Dik durdu, haksızlıklar karşısında susmadı, yazdı. Bugün biz de onun izindeyiz. Onu unutmak ne mümkün. Kendisini saygıyla, şükranla anıyor, böyle bir günde onun yanaklarından öpüyorum.
Dursun Yastıman ağabeyimizin yayınladığı nice gazetelerde benim de çok emekler verdiğimi Kırşehir’de herkes biliyor. Örneğin “Yeni Kırşehir” gazetesinin geçmiş sayılarına şöyle bir baktığımda o kaliteyi ve titizliği bugün teknik imkânlara rağmen günümüz yerel gazetelerinde bulamazsınız.
Bugün “Gazete” adı altında yayınlananlara bakınca eskinin gazeteleri her türlü imkânlardan uzak bir şekilde ne kadar kaliteli yayınlandıklarını görürüsünüz.
Bugün internet çağında her şeyin ayağa düştüğü, sözde çağı yakalayıp bir şey yaptıklarını sananlar emek vermeden, yorulmadan, heyecan duymadan, kopyala‐yapıştır mantığı ile hem kendilerine ihanet, hem de gazetelik mesleğini ayağa düşürdüklerini unutmasınlar. Unutmasınlar ki 10‐20 yıl sonra geleceklerin de bu mesleği arayacaklar. Ama kim bilir teknolojiye boyun eğmiş, yenik düşmüş olacaklardır. İşte o zaman şimdi yazdığım bu satırları unutmasınlar.
Evet, görüyorsunuz Türk basınının ve yerel gazetelerimizin ne hale düştüğünü… Gazetecilikten uzak, bu mesleğe hizmet etmemiş, neidüğü belirsizlerin, sahtekârların, ihale takipçilerinin, haram kazanıp, haram yiyenlerin, hırsız yandaşlarının tutmaları tarafından kendini “gazeteciyim” diyerek boy gösterenler, sözde gazetecilik yaptığını sanıyorlar, gazetecilik oyunu oynuyorlar. Ama Kırşehirliler onlara ne diyor siz biliyorsunuz. Onlar benim meslektaşım olamazlar.
Ben bu mesleğe 14 yaşındayken, 1966 yılında Yeni İkinci Çarşı’daki Camcı Bekir Yastıman Usta’nın iki dükkan altındaki bir dükkanda Dursun Yastıman ağabeyimizin “Yeni Kırşehir” gazetesinde başladım. Gazeteyi Çarşı Camii yanında, eski veteriner dairesinin boşalttığı, şu anki Öztürk İş Hanı’nın birinci katına taşıdık. Ve aradan uzun yıllar geçti. Yine Dursun Yastıman ağabeyimizle beraber benim sahibi olduğum “Kılıçözü” gazetesini yayınladık.
1976 yılının sonunda kendi tesisimi kurarak 28 Mart 1977’de “Kırşehir Çiğdem”i yayınlamaya başladık. O günden bugüne tam 41 yıl geçti…
Yarım asra yakın bir süredir yayınladığımız ve halen aynı aşk ve heyecanı duyduğumuz “Büyük Kırşehir’in, Büyük Gazetesi” olmakla haklı olarak övündüğümüz “Kırşehir Çiğdem”in 41. yılını bütün hemşerilerimizle ve okurlarımızla paylaşıyoruz.
Ömrünü bu mesleğe vermiş, işi ve mesleği sadece gazetecilik olan bizler bugün görüyor ve izliyoruz ki maalesef mesleğimiz her geçen gün biraz daha ayaklar altına alınıyor. Bu durumdan utanç duyuyoruz. Böyle yapanların topuna lanet olsun.
Böyle gazetecilik yaptığını sananlar unutmasınlar ki, bir gün onlar da bugün olduğu gibi yarın “gazeteciyiz” diyemeyecek durumlara düşeceklerdir. Çünkü onlar da çıkar ve menfaatlerden başka ilke ve ideoloji kalmadı. Arsızlık, yüzsüzlük, zarfçılık, yalakalık, düzenbazlık gazetecilikle ilgisi olmayanların işi oldu ne yazık ki. Onlar efemine konuşurlar, efemine yürürler. Siz Onları görünce nasıl bir karaktere sahip olduklarını anlarsınız. Pek çoğu günümüzün modası abidik-gubidik liboşlardır onlar.
Kutsal gazetecilik mesleği böylelerinin elinde berbat oldu çıktı ne yazık ki.
Her şeye rağmen hiçbir kişi ve kuruluşla kavgası olmayan, amacı sadece Kırşehir ve Kırşehirlilere hizmet etmek olan “Kırşehir Çiğdem” bugün 41. yılını kutlarken, bundan sonra da gazetecilik çizgisinde ve dürüstlükten sapmadan; seviyeli, Kırşehir’e hizmet edenlerin yanında hep onların destekçisi olacaktır.
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerinden ayrılmadan, mesleğini ayağa düşürmeden 41 yıldır Kırşehir’e hizmet eden bizler, 41. yaşına girdiğimiz bugün Kırşehir’de basın mesleğine emeği geçmiş olanları saygıyla anarken, aramızdan ayrılmış olan meslek büyüklerimize de rahmetler diliyorum.
Gazetecilik mesleğimizi lâyıkıyla yapanlara da başarılar diliyorum. Onların da alınlarından öpüyorum. 41. yılın kutlu olsun “Kırşehir Çiğdem”… Yıllarca seni bitmez tükenmez bir aşkla yayınladım, sevdim. Bütün zorluklara göğüs gererek, zor günlerden geçerek bugünlere taşıdım, sana 41yıldır ömrümü verdim. Bitmez tükenmez sevgimi ve heyecanımı verdim. Kopamıyorum senden “Kırşehir Çiğdem…”
Bugün böyle bir günde bizleri arayarak, mesaj göndererek 41. yılımızı kutlayan değerli Kırşehirlilere, yıllar yılı bizleri yalnız bırakmayarak destekleyen okurlarımıza, il yöneticilerimize, siyasilere, sivil toplum kuruluşlarının başkanlarına gönül dolusu teşekkür ve şükranlarımı sunuyorum.
“Kırşehir Çiğdem” de 40 yıldır sevgim var, bitmez tükenmez aşkım var, heyecanım var, gözyaşım var, hüznüm var, elem dolu yılları yaşadım hep. Şimdi kopamıyorum.
Ömrün uzun olsun Kırşehir’e hizmet yolunda gazetem “Kırşehir Çiğdem...”