Çalışan, çalışmayan, emekli, kadın kız, yaşlı genç demeden tüm kesimden insanların içini karartan ve her geçen gün derinleşerek kötüye giden ülke ekonomisi, her kesimden tüm insanların yaşamlarını doğrudan olumsuz etkilemektedir.
Ülkemizde petrol fiyatları çok yüksek, dolar ve euro zaten olması gereken sınırları aşmış dolayısıyla da tüm tüketim ürünlerinin fiyatları sürekli artış göstermektedir. Hal böyle olunca da çalışanın, emeklinin, çiftçinin, esnafın, memurun, işçinin, ev kadınının, dul ve yetimin kısacası tüm toplumun alım gücü her geçen gün biraz daha düşmektedir.
İşsizlik her geçen gün artış gösterirken, tarımda çalışanlar da, işçiler de, çiftçiler de, emekliler de, memurlar da, ev kadınları da, öğrenciler de geçim sıkıntısından kurtulamıyor. Zira gelir düşük, gider yüksek bu da can sıkmaya yetiyor artıyor bile. Maalesef siyasi istikrar sağlanamayınca, ekonomik istikrar da zaten olmuyor.
Uzun yıllar iş başında olan AKP iktidarı, siyasette sağlayamadığı istikrarı, ekonomide de sağlayamamış olması bir yıldır devam eden kötü gidişattan anlaşılmakta ve milli paramız da uluslar arası piyasada değer kaybetmeye devam etmektedir. Siyaset ülkeyi iyi yönetemeyince, ekonomi de kötü yönetilmekte ve bundan dolayı da yoksul biraz daha yoksullaşmakta, ülkeyi yönetemeyenler ekonomideki olumsuzluklar karşısında çözüm de üretememektedirler.
Yılları alıp geriye doğru giderek tarihin akışına bakıyorum da, piyasalarda son günlerdeki gibi alış verişin durağan olduğu, kiralık boş iş yeri sayısının arttığı, ticaretin durma noktasına geldiği, nakit darlığının yok denecek kadar az olduğu bir dönemi daha önce bu millet sanki böylesine yaşamamıştı.
Toplumun içerisinde mutluluğu, sevgiyi, saygıyı, huzuru, güveni, özgürlüğü, adaleti ve insanca refah içinde yaşamayı temel değer olarak görmemiz gerekirken, maalesef böyle olmuyor.
Zamanla sohbet etme olanağı bulduğum, Kırşehir’in sokaklarında insanlara bir söz ettiğimde bin ah işitiyorum. Sokakta insanların yaşanılan ekonomik sıkıntılardan, yaratılan gerginlikten ve baskılardan bıkmış, usanmış olduğunu görüyor, geleceğe karşı umutsuzlukların her geçen gün arttığını milletçe yaşıyoruz. Tüm bu olumsuzlukların ortadan kalkması için 31 Mart yerel seçimlerinin ülkemize can simidi olacağı aşikârdır.