Siyasette zorlamanın olmayacağı ve baskı ile seçmenin düşüncelerine prangalar vurulamayacağı görüldü. 23 Haziran günü İstanbul seçmeni zorlamaları, baskıları, her türlü engelleri aşarak hür iradesini sandığa yansıttı ve her şey çok güzel oldu.
İstanbul seçmeni 31 Mart’ta seçimini yapmış ve Ekrem İmamoğlu’nu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçmişti. Ancak bazı güçler İstanbul gibi bir ili kaybetmenin Türkiye’yi kaybetmiş sayılacağını düşünerek seçimin yeniden yapılmasını, seçmenin bu kez de Ekrem İmamoğlu’nu değil de, Binali Yıldırım’ı seçmesi gerektiğini dile getirerek çaba sarf ettiler.
Seçimin yenilenmesine ve verilmiş mazbatanın geri alınmasına karar verildi. Seçmen bir kez daha sandığa gidecekti. Artık seçim kazanmak için her şey normal sayılabilirdi. Öyle de oldu, vip tartışması yaşatıldı, topal ördek denildi, Pontus denildi, Fetöcü denildi, sisi denildi, proje denildi, kravatın çirkin benzetmesi bile yapıldı hiç biri tutmadı.
Kimi seçmen kitlesini etkilemek için APO’nun mektubunu okudular ters tepti. Anadolu’dan birçok siyasi şahsiyetleri İstanbul’a getirdiler aşiret, hemşehri, ahbap çavuşluk ilişkileri nedeniyle oy istediler ama seçmen bunların hiç birinden etkilenmedi, doğru bildiğini yaptı, sonuç ortada.
Aslında millet 31 Mart günü ortaya koyduğu iradesine yapılan müdahaleyi kabullenmedi. Bu kez de iradesini daha güçlü bir şekilde ortaya koymuş oldu, 13 bin 729 olan oy farkı, 23 Haziran seçiminde 806 bin 415’e yükseldi, bunun ağır bir hezimet olduğu artık bilinmelidir.
23 Haziran’da sadece İstanbul da değil sanki tüm Türkiye’de seçim var gibiydi. Zira Kırşehir sokaklarına seçim havası hâkim olmuştu. Her köşe başında, sokakta, pazarda, iş yerlerinde seçim konuşuluyor yorumlar yapılıyordu, yaşlı, genç, kadın, kız hep İmamoğlu’nu konuşuyor ve seçimin galibinin İmamoğlu olacağı yüksek sesle konuşuluyordu da böylesi bir farkın olacağı ağır hezimetin ortaya çıkacağı doğrusu tahmin edilememişti.
Bu seçimin bir Türkiye seçimi olduğunu düşünmek yanlış olmaz. Seçim sonuçlarında, ekonomik kriz, siyasi gerginlikler, toplumu ayrıştırma, israf, tek adamlık, yönetememe etkili oldu. Seçmen oyunu Adalete, hukuka, sevgi ve saygıya, birlik ve beraberliğe, demokrasiye, Cumhuriyete, hoşgörülü sevecen kullanılan dile verdi, milli irade kazandı. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacağı anlaşıldı. Proje dediler “evet ben Atatürk Cumhuriyetinin projesiyim” diyen kazandı. Millet kazandı, Türkiye kazandı.