MHP lideri yine yaptı yapacağını, 16 yıl önceki gibi ülkeyi yine bir erken seçime götürme kararı aldırdı.
MHP lideri Devlet Bahçeli’yi tanıyabildiğimiz kadarıyla iyi bir satranç oyuncusu olduğu ortaya çıktı.
16 yıl önceki o unutulmayan çıkışıyla Türkiye’yi erken seçime götürüp AKP iktidarının yolunu açan Bahçeli geçen haftaki partisinin grup toplantısında ilerlemiş yaşına rağmen yine bildik coşmalarıyla coştu gürledi:
“Önümüzde iki seçenek var. Ya normal tarih beklenecek, ya da milli mecburiyetten dolayı seçim erkene çekilecektir” dedi ve teklifini açıkladı:
“26 Ağustos 2018 günü, yani Malazgirt Zaferi ve Büyük Taarruzun yıldönümünde yeni bir zafer ruhuyla Cumhurbaşkanını seçmek en mantıklı yoldur. Seçimse isteğiniz hodri meydan. Pusu kuranları, pusuda boğalım” dedi çıktı!
Böyle siyaset olur mu? Boğmak ne demek, yok etmek ne demek?
Ve ertesi gün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la otuz dakika Beştepe’de görüştükten sonra bu defa da kameraların karşısına Erdoğan geçti ve seçimin tarihini açıkladı, “Seçim 24 Haziran 2018 Pazar günü yapılacaktır” dedi.
Bu açıklamalardan sonra nasıl bir değerlendirme yazısı yazalım diye düşünürken Devlet Bahçeli’nin zikzaklarla dolu siyasi çizgisini şöyle bir gözden geçirelim.
Neler yapmamış ki Bahçeli, 2001’deki ekonomik kriz sırasında da yapacağını yapmış ve Bülent Ecevit Başbakanlığındaki DSP, ANAP, MHP’den oluşan 57. Koalisyon Hükümetini bozup dağıtmış ülkeyi erken seçime götürüp, kendisi baraj altında kalmış, kaybetmiş ve diğerlerinin de sonunu hazırlamış, AKP’nin de önünü açmış bir parti başkanı olarak bugünlere geldi.
Devlet Bahçeli 7 Temmuz 2002 tarihinde partisinin Bursa’nın Keles İlçesinde düzenlediği 11. Kocayayla Türkmen Kurultayında yaptığı açıklamada 30 Kasım 2002 tarihinde erken seçim yapılmasını istedi.
16 Temmuz 2002’de Koalisyon Hükümetini oluşturan üç partinin Genel Başkanları arasında yapılan zirve toplantısında 3 Kasım’da erken seçim yapılması kararı alındı ve bu karar TBMM’de 31 Temmuz 2002’de onaylandı.
Türkiye böylece 3 Kasım’da 16 yıldır iktidar olan AKP iktidarıyla tanıştı.
Bakın Devlet Bahçeli neler yapmadı ki, Erdoğan’ın karşısına aday çıkma olasılığı ve KHK’lara yönelik eleştirileri nedeniyle, bugün sert sözlerle eleştirdiği 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e 2007’de Cumhurbaşkanlığı yolunu açmamış mıydı?
Anaya Mahkemesi Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda Genel Kurul’da 367 milletvekilinin bulunması gerektiği yönündeki kararı sonrası köşk seçimi yapılamayan genel seçime gidildiğini daha dün gibi hatırlıyoruz.
Zorlanarak barajı aşıp Meclise giren MHP’nin lideri Bahçeli seçimden kısa süre sonra yaptığı açıklamada, “Eğer konu Anayasa Mahkemesi’nin son kararına göre 367 sayısı açısından sayılıyorsa MHP Cumhurbaşkanlığı seçiminde orada olacaktır” dedi.
MHP’nin Genel Kuruldaki oylamaya katılma kararı Gül’e o zaman Cumhurbaşkanlığına temsil eden Çankaya Köşkü’nün yolunu açtı ve Abdullah Gül 28 Ağustos 2007’de 11. Cumhurbaşkanı seçildi.
7 Haziran 2015’teki seçim sonrası hükümeti reddetti, yine AKP kazandı.
AKP hükümeti 7 Haziran 2015’te yapılan genel seçimlerde iktidara geldiği 2002 seçimlerinden sonra ilk kez tek başına hükümet kuracak oy oranına ulaşamadı.
Kırşehir’den Prof. Dr. Yıldırım Türk’ün Milletvekili seçildiği 7 Haziran 2015 seçimleri akşamında Devlet Bahçeli daha resmi sonuçlar açıklanmadan kendisinin hiçbir hükümet formülü içinde olmayacağını ilan edip, kendilerine ana muhalefet görevi verilmesini talep etti.
Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesi nedeniyle dönemin Başbakanı ve AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu koalisyon için arayışlara başladı.
Kapısı çalınan Bahçeli AKP’nin koalisyon teklifini reddederken koalisyon formüllerini de önerdi.
Bahçeli “birinci koalisyon modeli, baştan buyana birliktelikleri devam eden AKP, HDP arasında olması lazımdır. İkinci bir koalisyon modeli AKP, CHP ve HDP” diyerek bir kez daha hiçbir hükümet formülünde yer almayacağını ilan etti.
Erdoğan CHP’ye hükümeti kurma görevi vermeyince geçici hükümet kurularak 1 Kasım 2015’te erken seçim kararı alındı ve bugünkü iktidar yeniden göreve geldi.
Temmuz 2015’te PKK’nın çözüm sürecini bitirdiğini açıklaması ve arkasında Ankara, İstanbul gibi büyük kentlerde yaşanan ve onlarca insanın yaşamını yitirdiği IŞİD ve PKK saldırıları büyük bir kaos ortamı yarattı.
“Güven” arayışındaki seçmen yüzde 49,5 oyla AKP’yi bir kez daha tekrar iktidara taşıdı. Seçmen baktı ki “bu muhalefet liderlerinden bir şey olmaz” dedi ve yeniden AKP’yi iktidara taşıdı.
İşte ne olduysa bundan sonra oldu MHP’de…
Yıllarca AKP’ye ve onun liderini sert bir dille eleştirip demediğini bırakmayan Devlet Bahçeli’ye karşı parti içinde Meral Akşener, Koray Aydın, Ümit Özdağ ve Sinan Oğan gibi isimler olağanüstü kurultay istediler, delegelerin desteğini de alan muhalefet gruba Bahçeli kurultay imkânı vermedi. Sonunda bu muhalif grup MHP’den atıldılar, uzaklaştırıldılar. Onlar da mecbur kaldı İYİ Parti’yi kurarak siyasi yolculuğa devam kararı almaya.
İşte Devlet Bahçeli 15 Temmuz 2016’da yaşanan darbe girişimi sonrasında yapılan Yeni Kapı Mitingine katılarak kayıtsız şartsız destek açıkladı ve AKP’ye teslim oldu.
Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra gündeme getirdiği Başkanlık sistemine karşı olan Bahçeli, 15 Temmuz’dan sonra ise tutum değiştirdi, 11 Ekim 2016’daki grup toplantısında yaptığı sürpriz açıklamayla AKP’ye dolayısıyla Erdoğan’a başkanlık önerisini Meclise sunması önerisi çağrısı yaptı.
Bahçeli “fiili duruma hukuki boyut kazandırmak gerek” diyerek Başkanlık sistemine geçilmesi gerektiğini söyledi. Bundan sonraki süreç hızla ilerledi.
Ocak 2017’de adına iki partinin “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi “ dediği, “Türkiye Tipi Başkanlık sistemini” içeren Anayasa değişikliği TBMM’den geçti.
Referandum aralığında kabul edilen değişiklik 16 Nisan 2017’de halkoylamasına sunuldu.
Bahçeli Anayasa Referandumunda da “Evet” diyeceklerini açıkladı ve anayasa değişikliği yüzde 51,4 “Evet” oyuyla kabul edildi.
Bahçeli Türkiye’de sistem değişikliğinde de kilit oyunu oynadı, yani siyasetin inceliklerini sergiledi. Tam bir satranç oynadı. Ama partisi dağıldı.
AKP’den “Bahçeli’nin seçim çağrısı” yorumu: “Ok yaydan çıktı erken seçim olacak. 2017’de muhalefette “Cumhur İttifakına.”
15 Temmuz 2016’daki Darbe girişimi öncesi Erdoğan’a en sert eleştirileri yönelten, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’a karşı CHP’yle birlikte çatı adayı Ekmelettin İhsanoğlu’nu destekleyen Bahçeli darbe girişimi sonrasında başlayan Başkanlık anayasası ortaklığını yine kritik bir hamleyle “İttifaka” taşıdı.
Anayasa değişikliğinin kabul edilmesinin ardından Türkiye gündemine erken seçim tartışması girdi.
Bahçeli 8 Ocak 2018’de medya temsilcilerine partisinin Cumhurbaşkanı adayı göstermeyeceğini ve bu defa da Erdoğan’ı destekleyeceklerini açıkladı. Yapılacak uyum yasaları düzenlemesiyle önce yüzde 10’luk seçim barajının düşürülmesini talep eden Bahçeli Erdoğan’la görüştükten sonra ittifak yapabileceklerini açıkladı. Ve bunun “Cumhur ittifakı” olabileceğini bildirdi. Yine zikzaklar çizdi.
AKP’den olumlu yanıt gelince siyasi partilerin isimlerinin oy pusulalarında yer alacağı resmi ittifak düzenlemesi TBMM’de kabul edildi. Bahçeli mecburen kabul etti. Zira partisi karaya oturdu. MHP’yi pek çok isim terk etti, Bahçeli’nin yanlış politikaları yüzünden.
Düzenleme, ittifak yapan siyasi partilerinden birinin yüzde 10’un üzerinde oyu alması halinde “Barajı geçmiş sayılacağı” hükmü içerdiği için Bahçeli partisini TBMM’ye sokmayı garantilemiş oldu. Ne yapsın Bahçeli bu onun son çırpınışıydı. Herkes MHP’yi terk etmişti. MHP’den ayrılanların kurduğu İyi Parti giderek güçleniyordu.
Bahçeli’nin bu son kararında Mart 2019’da yapılacak olan yerel seçimlerden çıkabilecek olumsuz sonuç ve AKP’yle seçim kampanyası sürecinde tabanda yaşanabilecek kırılmaların yaklaşık 7 ay sonra yapılacak olan genel seçim ittifakına “olumsuz yansıyabileceği” endişesinin yattığı belirtiliyor.
İktidarın küçük ortağı konumundaki MHP ve onun lideri Bahçeli’nin siyasi çizgileri saymakla bitmiyor. Aslında Bahçeli’nin aklından çıkmayan ve rüyalarına giren ise İyi Parti’nin kurulmasıyla MHP’nin giderek eridiğini pek çok il ve ilçedeki partilileri istifa edip İyi Parti’ye katılması yapılacak ilk seçimde MHP’nin kesin daha öncekileri gibi baraj altında kalacağıdır.
AKP’ye ve onun liderine destek çıkan ve ittifak yaparsa birkaç milletvekiliyle Meclise girmeyi hedefleyen Bahçeli’nin hedefi ve son şansı bu olsa gerek.
MHP’yi Başbuğ Türkeş’in oğulları ve eşine kadar herkes terk etmiş Bahçeli ise etrafındaki birkaç kişiyle partiyi ayakta tutmaya çalışıyor.
Bahçeli bırakın MHP’yi, Ülkücüleri bile böldü. BBP’lilerin olduğu gibi
AKP’lilerin de ülkücülere benzer gençlikleri var. Bunların hepsi daha önce MHP ve Ülkü Ocaklarının gençleriydi. Hırs, ihtiras, Bahçeli’yi bugünlere getirdi.
Geçmiş yıllarda Ülkücüler Kayseri Erciyes gibi Kurultayları gibi kurultaylar yaparlardı pek çok ilde. Ne oldu bu etkinliklere, Bahçeli hepsini kaldırdı.
İşte böyle Devlet Bahçeli’nin inişli çıkışlı çizgileri say say bitmez, yaz yaz bitmez…
Son 2015 seçimlerinde Kırşehir’de 20’den fazla milletvekili aday adayı bulunan MHP’nin 24 Haziran seçimlerinde bakalım kaç kişi aday olacak ve seçimlerde nasıl bir sonuçla çıkacağını hep birlikte göreceğiz.