Benim yazılarımı takip eden okuyucularım yazımızın konusunu niye yarım bırakıp başka konulara değindiğimi merak etmişlerdir. Yazıma başlamadan önce bu konuda açıklama yapma gereği duyuyorum. Bir müddet ülkemizin beka sorunu olarak nitelendirilen ve her ağzı olanın (bilgisi olsun olmasın ) fikir beyanında bulunduğu Türkiye’nin tapusu Lozan ve Talat Paşa hakında cahilce konuşmalar ve beyanlar olduğunda benim, bu iki önemli konu hakında yazı yazmaya zorunlu olduğumu hissettim ve bulduğum kaynaklardan gazetemizde yayınlanmak üzere 3 ay süren haftalık yazılarımı kaleme aldım. Tabii bu süre içinde Atatürk’ün liderlik özellikleri konulu yazıma ara vermek zorunda kaldım.

Bu haftadan itibaran Yeniçağ Gazetesi’nde tefrika halinde yıllar önce yayınlanan “Atatürk’ün Liderlik özelikliği” konusuna gazete arşivimden yararlanarak devam edeceğim

Mustafa Kemal kıdemli Yüzbaşı iken Genelkurmay Başkanlığına çektiği şifreli telgraf ile lider hüviyeti onda, adeta heybetleşir. Bu şifreli telgrafta Muftafa Kemal, Genelkurmay Başkanın üstünde bir makam gibi görünür. Bu şifre, özetle şöyledir:

“Otuz üç yıllık uzun ve uğursuz bir istibdat döneminden sonra, bütün Osmanlı Milleti’nin koruyucu çoşkunluğu ile sağlanan ve geri alınan meşrutiyetimizi, yine istibdat celladının eline verme amacıyla, bin bir türlü melunca oyun ve karıştırmalarda bulunmuş ve sonunda sanki şeriat istiyormuş gibi, gerçekte şeriata tüm karşı olarak, kanlı bir askeri ayaklanmaya sebep olmuş bulunan hain ve vicdansız istibdatçılarla, birtakım alçak çıkarcıların şeytanca öğütlerine kapılmış başkentin ve Millet Meclisi’nin al kanlara boyanmasına ve milletin temiz bağrına giderilmesi zor lekeler sürülmesine sebep olmu bulunan Hassa Ordusu erleriyle, deniz ve tophane erlerinin geçmiş harekatı altı yüz yıllık lekesiz bir namus ve itaat taşımakta olan kutsal Osmanlı Ordusunu büyük bir utanca uğratmış ve bu lekenin olağanüstü bir hızla temizlenmesi, Yeşilköy ve Çekmece’ye gelmiş olan 2. ve 3. Ordulardan ayrılan muntazam Osmanlı kuvvetleri Anayasa’nın bundan sonra her türlü saldırı ve zedelenmeden korunması, birlik ve düzenin yeniden sağlanması, hafiyetlerle alçak çıkarcıların cezalandırılması maksadıyla girişilen her türlü eylemde serbest olabilmek ve böylece Osmanlı Ordusu’nun namusunu tamamlamak için, İstanbul’da bulunan kara ve deniz silah arkadaşlarından aşağıdaki hususları ister. Haftaya bu huşuları yazmaya devam edeceğim.