Büyük olmak, lider olmak çok farklı bir şeymiş.
Yıllar önce iktidara gelen Adalet Partisi ve onun lideri Süleyman Demirel, 1966 yılında Başbakan iken CHP ve onun Genel Başkanı İsmet İnönü Ana muhalefet lideriydi. Demirel, Cumhuriyet’in kurucusu Atatürk’ün silah arkadaşı, Cumhuriyet’in ikinci adamı olan İnönü’ye büyük saygı duyardı.  
İşte o günlerden bir anı…
Demirel, İsmet İnönü ile Meclis binası önünde karşılaşır. 
İsmet İnönü gülümseyerek sorar:
“Meclis’in kaç merdiveni var Süleyman Bey?”
Süleyman Bey bir anda şaşırarak, “Bilmiyorum efendim” der.
Beklemediği bir soruyu cevapsız bırakan Demirel’in canı sıkılır. 
Birkaç gün sonra Meclis’e giden Demirel, İnönü’nün kulağına eğilerek, “Efendim Meclis’in 220 merdiveni var!” der.
“Kime saydırdın?” diye sorar İnönü.
Demirel, “Bizzat kendim saydım efendim” der.
Bunun üzerine İnönü’den tarihi bir söz duyar Demirel:
“Bak Süleyman Bey, lider o dur ki, zor işlerle uğraşır. Böyle basit işleri kendisi yapmaz. Bak mesela ben Meclis’in kaç merdiveni olduğunu bilmiyordum. Sana saydırdım!”
O büyük insan Süleyman Demirel, Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ün bir numaralı sırdaşı, arkadaşı İsmet İnönü’yü orada zor duruma sokar mı? Kulağına eğilerek, “Efendim ben de sizin gibi yaptım. Ben de başkasına saydırdım” diye yanıt verir. 
O büyük adamlar bu devlete hizmet ettiler. Türk insanına hizmet ettiler. Hiç bir zaman siyaseti çirkinleştirmediler. Birbirlerini eleştirdiler, yerden yere vurdular, ama memleket meselesinde bir araya geldiler. Ülkeyi hiçbir zaman zor duruma sokmadılar. 
İnönü “halkım” dedi, “demokrasi” dedi, “milletim” dedi. 
Demirel, “benim köylüm”,” benim milletim” dedi.
Ama her ikisinde de ortak amaç Türkiye ve Türk Milleti ise gerisi teferruata bıraktılar.
İşte büyük olmak, lider olmak böyle bir şey olsa gerek.
Her ikisine de rahmetler diliyorum. Ruhları şad, mekânları cennet olsun. 
Evet, yıllar önce İsmet Paşa Kırşehirli Sahir Kurutluoğlu’nu Kırşehir’de CHP’den milletvekili adayı gösterir. Düşünmez ki Kırşehir Osman Bölükbaşı’nın memleketi ve Bölükbaşı’nın kalesi. Yani Kurutluoğlu’nun seçilme şansı yok!..
O da ne yapsın, Sahir Kurutluoğlu’nu Meclis dışında İçişleri Bakanı yapar. 
Kurutluoğlu da “memleketim” diyerek 1960’lı yıllarda Kırşehir’e bir eser kazandırmak için bugün yıkılmış olan tarihi Hükümet Konağı’nı yaptırır. 
Şehrin muhtelif yerlerinde olan resmi dairelerin bu Hükümet Konağı’nda toplanmasını sağlar. 
O yılların teknolojisine göre bu bina oldukça sağlamdı. Hatta depreme dayanıklı hale bile getirilmişti ve Kırşehir halkına yarım asır hizmet vermişti.
Sonra ne olduysa oldu bizim Hükümet Konağı’nın başına gelmedik kalmadı. Aylarca güç bela yıktılar, milyonlarca lira harcayarak kazık temelle modern bir Hükümet Konağı’nın yapımını başlattılar. 
Tam devam ediyordu ki birileri bu devasa yatırımı gözden çıkarıp, “ödeneğimiz yok! Kırşehir’de böyle büyük Hükümet Konağı’na ihtiyaç da yok!” gerekçesiyle öğrenci yurduna dönüştürüleceğini açıkladılar!
İşte tam da bu sırada tartışmalar devam ederken, AK Parti Kırşehir Milletvekili Mustafa Kendirli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ahilik törenleri için Kırşehir’e geleceği hafta başında bir açıklama yaptı ve Hükümet Konağı Binasının Kredi ve Yurtlar Kurumu’na devir sürecini anlattı.
Milletvekili Mustafa Kendirli, Hükümet Konağı projesinin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun devletin parasının heba edilmesini istemediğini ifade ederek iptal edildiğini, kendilerinin de buna bir şey diyemediklerini açıklaması gerçekten çok üzücüydü. 
    31 Mart yerel seçimlerinin ardından durdurulan ve daha sonra Kırşehir Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü'ne devredilerek yurt binasına dönüştürülen Hükümet Konağı inşaatı ile ilgili süreci anlatan Milletvekili Mustafa Kendirli, pandemi nedeniyle tasarruf tedbirleri söz konusu olduğunda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kendilerini çağırdığını ve “Kırşehir'deki Hükümet Konağı projenin rantabl olmadığına karar verdik. Ben bu projeyi yapmam, devletimizin parasını heba etmiş oluruz. Buranın daha verimli çalışabileceğimiz bir bakanlığa devrini yapalım” diye ısrar ettiğini ifade etti.
Kendisinin de İçişleri Bakanı Soylu’ya siyaseten bunun altında ezileceğini söylediğini anlatan Milletvekili Kendirli “Sayın Bakanım, değerli hemşehrilerim bana, ‘başlanmış bir işi tamamlatmamış milletvekili’ adını verecekler dedim. Sayın Bakanım ise bana 'Buna göğüs gerebilirsin, seni tanıyorum' dedi. O dönem Valimizle birlikte gittiğimizde 'Devletin parasını heba etmek mi, yoksa daha verimli kullanmak mı?’ deyince inanın bir şey diyemedik'' diye açıklama yapmış.
Hükümet Konağı binasını önce Maliye Bakanlığı'na devrederek vergi dairesi yapılmasını düşündüklerini de açıklayan Milletvekili Kendirli, Maliye Bakanlığı’nın bunu yapacak bütçelerinin olmadığını söyleyince daha sonra Gençlik ve Spor Bakanlığı ile görüşerek, 3 katını Gençlik Merkezi olarak, diğer 3 katını ise yurt olarak dizayn ettiklerini, en kısa sürede yurt olarak yapım çalışmalarına başlanacağını ifade etmiş.
Gerçekten Milletvekili Kendirli’nin Hükümet Konağı’nın gözden çıkarılmasını böyle açıklamasını hiçbir Kırşehirli kabul etmedi, edemedi.
Bu olay bana 1954’te Kırşehir’in ilçe yapılması için Kırşehirli olan Demokrat Parti’nin Ankara Milletvekili Osman Şevki Çiçekdağı’nın Adalet Bakanlığı’na getirilip, Kırşehir’in ilçe yapılması kanun teklifini de ona hazırlatıp, Meclis’e sunulmasını hatırlattı.
Kırşehir’in ipini bir Kırşehirliye çektiren Demokrat Parti’nin bu tutumunu Meclis’te Kırşehir’in ilçeliğe düşürülmesi görüşülürken, Kırşehirli Millet Partisi’nin Genel Başkanı Osman Bölükbaşı ayağa kalkarak, “Yapmayın, etmeyin bir Arap için Arabistan’ı yakmayın. Kırşehir’i ilçe yapmayın, ben siyaseti bırakacağım. Gelin Kırşehir’i ilçe yapmayın” sözlerine Bakanların sırasında oturan Kırşehirli Demokrat Parti’nin Adalet Bakanı Osman Şevki Çiçekdağı’nın yılışarak gülmesine sinirlenen Bölükbaşı “Ey memleketin gafil evladı. Memleketin boğazlanıyor güleceğine ayağa kalk ta savun!” diyerek ne kadar çok ağır sözler sarf ettiğini, Meclis’teki başka illerin milletvekilleri de Osman Şevki Çiçekdağı’na ağıza alınmayacak hakaretler ettiğini Meclis tutanaklarında bugün hala yer alır. 
Neticede Demokrat Parti’nin özel olarak Ankara’dan Milletvekili seçtirdiği bir Kırşehirliyi Adalet Bakanı yapıp, Kırşehir’i onun eliyle boğazlatıp, ilçeliğe düşürerek Nevşehir’e bağlatmışlardı. 
Dönemin iktidarı yaptığının “fahiş bir hata” olduğunun farkına varıp, üç yıl sonra Kırşehir’i yeniden il haline getirse de kolu kanadı budanmış, küçültülmüş bir il haline getirmiş ve 70 yıldır hâlâ belini doğrultamamış ve bu kafayla doğrultacağına da inanmadığım bir Kırşehir’e dönüştürmüşlerdi.
Şunu da özellikle hatırlatmak isterim ki Kırşehir’in ilçeliğe dönüştürülmesinin kanun teklifini hazırlayıp Meclis’e sunan, sözde Kırşehirli Adalet Bakanı Osman Şevki Çiçekdağı’nın bugün mezar taşının bile olmadığını buradan üzülerek ifade edeyim.
İşte bu olay bana İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Kırşehir Hükümet Konağı’nın yapımından vazgeçip, yurda dönüştürme kararını da bizim Kırşehir Milletvekili Mustafa Kendirli’yi ikna ederek vermiş.
Kırşehir siyasi tarihinde nice değerli milletvekili, bakan, belediye başkanı seçti. Yine nice yaptığı hizmetlerle unutulmayan, silinmez izler bırakın milletvekilleri, belediye başkanları geldi geçti. Hala da bunlar saygıyla anılıyorlar.
Yine Kırşehir’e hiçbir hizmet getirmemiş, ya da bir eseri ve hizmeti olmayan milletvekili ve belediye başkanları da Kırşehir’e gelemedikleri gibi insan içine de çıkamıyorlar. Unutuldular, silinip gittiler. Allah kimseyi bu durumlara düşürmesin.