2019 senesi iyi, kötü, acı ve tatlı hatıralarıyla geride kaldı. İnsanın yaşamsal değerlerini doğrudan etkileyen ekonomik olumsuzluklarla dolu 2019 yılını bir daha yaşamamak üzere geride bıraktık.
2019 yılında ülkemiz;
Terör belasından kurtulamadı.
Sınır komşularımız olan ülkelerle iyi ilişkiler sağlanamadı.
Kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin önüne geçilemedi.
İşsizlik azalmadığı gibi arttı.
İstihdam yaratacak olan yatırımlar yapılamadı.
Sağlık sisteminin olumsuzlukları bir türlü çözülemedi.
Eğitimde bilgiye ve bilime dayalı kalıcı bir yöntem getirilemedi.
Ekonomik sıkıntılardan bir türlü kurtulamadığımız gibi enflasyon artışının önüne de geçilemedi. Yani her vatandaşımızın 2019 yılında 2018’e göre biraz daha küçüldüğünü dolayısıyla fakirleştiğini gördük.
Geride bıraktığımız 2019 yılı sanki bağrında barındırdığı ve çözüm bekleyen tüm olumsuzlukları 2020 yılına miras olarak devir etti. Türk parası yabancı paralar özellikle dolar ve avro karşısında her geçen gün değer kaybediyor. Değerli maden fiyatlarındaki artışlar, akaryakıt, doğalgaz, elektrik, gıda v.s. fiyatlarının yüksekliği halen cep yakmaya devam ediyor. Deyim yerindeyse “perşembenin gelişi çarşambadan belli olur” dedirtti.
Memleketimizin genelinde olduğu gibi, Kırşehir’in çarşı ve pazarlarında kime sorsam insanlar siyasi, sosyal ve ekonomik gidişata bakarak adeta umudunu yitirmiş söylemler içindeler. Peşinden her alanda 2020 yılının olumsuzluk beklentileri konuşuluyor. Yeni yılın 2019’dan kalma sorunlarla başlayacağını ve umutların sanki bir başka bahara kaldığını, bırakın çözüm bulmayı hayal bile edemediklerini konuşmaktadırlar.
Zira günlük yaşamlarının normal akışının devam etmesini, huzur, sükûnet içinde hoşgörülü, sevgi ve saygıya dayalı bir ortamda yaşam düşünülürken, ekonomik olarak artık sıkıntılar içinde olmak hiç istemiyorlar.
Bugün geldiğimiz nokta da, ekonomi, tarım, işsizlik, terör, adalet, sağlık, demokrasi gibi sorunların üstesinden gelinemediği gibi halen doğru bir yol ve yöntem de bulunamadı. Tüm bunlar da insanların yaşamsal değerlerini doğrudan etkilemektedir.
Bu gün ülke ekonomisinde işlerin iyiye gitmediği görülüyor. İşsizlik, enflasyon ve döviz kurlarındaki olumsuz tablo, öyle bu işi artık uzmanlara sormayı gerektirmeyecek kadar kötü olduğu açık seçik görülüyor.
2019 yılından kalan en önemli miras, dengeleri bozuk bir ekonomidir. Gerçeklerden uzak tahmini açıklanan verilerle de ekonomi düzelmiyor ne yazık ki. Esasen ekonomi temelden bozuk bir şekilde geliyor.
Bu gün ülkeyi idare edenler, çalışanı, işçiyi, emekliyi, küçük esnafı yani toplumun her kesiminden insanları ekonominin olumsuz girdabından çıkarmayı düşünecekleri ve çözüm yollarını arayacakları yerde kanal İstanbul’la zaman geçirmeyi tercih etmektedirler. 2019 yılı tablosunun ne kadar iç acıtıcı olduğunu yaşadık gördük. Buna göre 2020 yılının da zor bir yıl olacağı aşikâr, zira 2020 zam ile başladı. Ülkemizin içinde bulunduğu bu duruma bakıldığında sosyal demokrat, özgürlükçü ve hukuku gözeten bir vizyona ihtiyacı olduğu artık gün gibi ortada...