2019 yılında ekonomi yönetimi maalesef sınıfta kaldı. Hükümet ekonomiyi iyi yönetemediği için ne yazık ki 2019 yılı ekonomik verileri bakımından karanlık bir yıl olarak tarihin tozlu raflarında şimdiden yerini aldı.
Tabii ekonomi açısından durum pek iç açıcı olmayınca da, özellikle küçük esnaf, bankalara borçlu olan vatandaşlar ve yatırım yapma düşüncesinde olan iş çevreleri hep tedirginlik yaşadı, hal böyle olunca da belirsizlikler hiç kimseye yaramadı, ülkemizin ekonomisi zarar gördü. Döviz fiyatlarında ki anormal artışlar, altın ve diğer emtialarda yaşanan fiyat yükselişleri hep dar gelirlinin alım gücünü zayıflattı. Yani sözün özü 2019 yılı ekonomi açısından kara ve kayıp bir yıl oldu.
Hani perşembenin gelişi çarşambadan belli olur denir ya, 2020 yılının da ekonomik açıdan 2019 yılından daha beter olacağı şimdiden görülmektedir. Zira 2020 yılına az bir zaman kalmışken, henüz döviz kurlarında, dış ticarette, faizlerde ve işsizlikte olumsuz tablo derinden ve ağırlaşarak devam etmektedir.
İhracatta artış eğilimi yok, işsizlik her geçen gün artıyor, emekli perişan, asgari ücretliye kaşıkla sanki sadaka gibi verilmesi düşünülen ücret artışı kepçeyle geri alınacağa benziyor, çalışanların alım güçleri zayıflıyor ancak tüm bunlar yaşanırken hükümet yetkilileri 2020 yılına girerken bile temiz bir sayfa açıp çözüm üretemiyorlar.
Bugün, Türk Lirası karşısında dolar 5.88 lirayı geçti bile. Liradaki değer kaybı devam ediyor. Bu da iğneden ipliğe her türlü tüketim mallarında maliyet artışları yaratıyor dolayısıyla da zam olarak tüketiciye yansıyor. Önümüzdeki süreçte dolar ve Euro’nun kaç lira olacağını kimse tahmin edememektedir. Bu da iş çevrelerinin ve yatırımcının geleceği göremediği anlamına gelir ki, ekonomik açıdan geleceğin biraz daha karanlık olduğu gerçeğini doğru tanımlar.
Kırşehir’de birçok vatandaşımız ile konuşup sohbet etme olanağı buldum ve netice oldukça ilginç, her bir birey ayrı ayrı sorunlarını anlatırken temelinde ekonominin olduğu gerçeği apaçık görülmektedir.
Ekonominin iyi olmaması halinde;
İyi eğitimin yapılamayacağı,
Terörle mücadele edilemeyeceği,
Sağlık hizmetlerinin yararlı bir şekilde verilemeyeceği,
Adaletin sağlanamayacağı,
Sanayi imalatında verimin artırılamayacağı,
Tarım üretiminde yeterli verimin alınamayacağı, aşikardır.
Ülkemizin ekonomisinde olduğu gibi, birçok alanda oluşan olumsuz kötü gidişatı normalleştirmenin yolu ancak siyasi belirsizliklerin ortadan kalkmasıyla sağlanabilir.
Bilinmeli ki! ülke içerisinde ve dışarıda siyasi çözümler üretemediğimiz sürece piyasalarda güven tesis olmaz. Güvenin olmadığı yerde ise ekonomi dengeleri düzenli olmaz. Buna bağlı olarak ta yabancı sermaye gelmez, hizmet ve üretim alanında yatırım yapılamaz, Bu da ülke ekonomisi üzerinde ciddi bir baskı oluşturur.
Yani 2019 yılının çözülemeyen ve ağırlaşan sorunları, 2020 yılına devredilerek gelecek yılın yükünün daha da ağırlaşacağını şimdiden görüyoruz. Ümit ederiz ki! Ülkemize siyasi istikrar ve huzur bir an önce gelir de, sosyal, kültürel ve ekonomik olarak geldiğimiz uçurumun kenarından döneriz.