İnsanın yaşamsal değerleri bakımından bir daha yaşamamak üzere karanlıklarla dolu 2016 ve 2017 yıllarını geride bıraktık. Geçtiğimiz yıllarda telafisi mümkün olmayan bir dizi olayları milletçe birlikte yaşadık.
İnsanın yaşamsal değerleri bakımından bir daha yaşamamak üzere karanlıklarla dolu 2016 ve 2017 yıllarını geride bıraktık.Geçtiğimiz yıllarda telafisi mümkün olmayan bir dizi olayları milletçe birlikte yaşadık.
İnsanlık dışı;
Terör örgütü FETÖ’nün kanlı darbe kalkışmasını,
PKK terör örgütünün kanlı eylemlerini,
Sınır komşumuz Suriye'deki terör eylemlerini,
Küçücük yavruların yurtlarda yanmasını,
Koruma altında bulunan küçük çocuklara yapılan tecavüzleri,
Kadın cinayetlerini,
Canlı bombaları ve nihayete eren yaşamları gördük.
Bir an evvel, bir daha gelmemek üzere gitmesini istediğimiz özellikle 2016 ve 2017 yılı, sanki bağrında barındırdığı tüm olumsuzlukları 2018 yılına devir etti gibi.
Zira 2017 yılının ilk saatlerinde İstanbul’da bir eğlence yerinde yapılan katliam ve peşinden gelen İzmir olayları, deyim yerindeyse perşembenin gelişi çarşambadan belli olur dedirtti.
Kırşehir’in çarşı ve pazarlarında kime sorsam insanlar siyasi, sosyal ve ekonomik gidişata bakarak adeta umudunu yitirmiş söylemler içindeler. Peşinden her alanda 2018 yılının olumsuzluk beklentileri konuşuluyor.
Ülkemizin Güneydoğu bölgesinde terör tam anlamıyla durulmuşa benzemiyor.
Özellikle Güneydoğu bölgemizde zaman zaman olumsuz haberler gelmeye devam ediyor, geride gözü yaşlı analar, yetim çocuklar ve dul eşler bırakıyor.
Bugünkü iktidar;
Ekonomik,
Tarım,
İşsizlik,
Terör,
Adalet gibi sorunların üstesinden gelemediği gibi sorunların üzerine sorun kattı ve bu gün gelinen nokta da tıkandı kaldı. Halen doğru bir yol ve yöntem bulunamadı.
Ekonomide işlerin iyiye gitmediği görülüyor. İşsizlik, enflasyon ve döviz kurlarındaki olumsuz tablo, öyle bu işi uzmanlara sormayı gerektirmeyecek kadar kötü olduğu açık seçik görülüyor.
Ülkenin her geçen gün iyiye gitmediği artık görülebiliyor. Altın ve döviz fiyatları sürekli yükselerek rekor üstüne rekor kırıyor, siyasette olduğu gibi ekonomide de istikrarsızlık devam ediyor.
2018 yılının henüz birinci ayındayız ama bütün ekonomik verilerin dengeleri bozuk, tahminler gerçeklerden uzak, esasen ekonomi temelden bozuk.
Ülkemizde bunca sorun varken, iktidar partisi ve onun yardımcısı konumunda bulunan küçük muhalefet partisi yeni anayasa ve içinde barındırdığı başkanlık peşindeler.
Terörü yok etmeyi,
15 Temmuz günü memlekete ihanet edenlerin siyasi ayağını ortaya çıkarmayı,
Ekonominin nasıl düzeleceğini,
İşsiz vatandaşa istihdam yaratmayı,
Çalışanı, işçiyi, emekliyi ekonominin olumsuz girdabından çıkarmayı düşünecekleri ve çözüm yollarını arayacakları yerde 2019 seçimlerinde başkanlığı nasıl getiririz’in düşüncesi içindeler.
Bu tablonun ne kadar iç acıtıcı olduğu ortada. Yani 2018 yılı zor bir yıl olacak gibi…
Öyleyse bu ortamda Türkiye’nin sosyal demokrat, özgürlükçü ve hukuku gözeten bir Vizyona ihtiyacı olduğu aşikâr.