Adı üstünde yerel seçim bu seçimler birde taşra da yapılıyorsa hem güzellik, hem de çirkinlikler vardır.
Biz çirkinliklerden çok güzel taraflarına bakalım…
Seçim çalışmalarını partiler büyük bir hızla devam ediyor.
MHP CHP’nin, CHP MHP’nin, AK Parti CHP’nin, MHP AK Parti’nin ve nihayet AK Parti MHP’nin seçim bürosuna gidip, hem hayırlı olsun derken, hem de ortamdaki ikili ilişkilerin düzelmesine vesile oluyorlar.
Ben bir seçmen olarak bu durumdan ziyadesi ile memnunum.
Keşke yukarıda da durum böyle olsa ama ne yazık ki hiçte öyle değil.
Şehir küçük olunca hemen herkes birbirini tanıyor biliyor.
Birbirlerini bildikleri gibi siyasi görüşlerini de bilip ona göre tavır alıyorlar, istisnalar hariç.!
Adaylar kendilerinden çok Kırşehir’e yapacaklarını bir anlamda seçim vaatlerini halkımıza anlatıyorlar.
Biri çıkıp; 40 projesi olduğunu açıklıyor, biri çıkıp 20 proje ile 20.000 kişiye iş ve aş imkânı olduğunu anlatırken, bir diğeri ise üretim yapan inavasyon merkezleri kuracağını açıklıyor.
Aslında bu üç aday da memleketin çocukları ve ilimizin menfaatleri için çalışacaklardır.
Genel anlamda bakıldığında hepsinin amacı ile bir takım katkılar ve istihdamlar sağlamak.
Güzel olan bir diğer olay ise başkan adaylarının birbirlerine atıp tutmamaları tabiri caiz ise bel altı siyaset yapmıyor olmaları.
Başkan adayları projelerini anlatıyorlar. Ama bir birlerine atıp tutmuyorlar. Bu da ilimizde üstte bir sorun olmadığını, buna pareler seçmen tarafında birazcık üslup sorunları ve sataşmaların olduğunu gözlemliyoruz.
Seçmen kısmında birçoğu sırf davası için oy kullanıyor iken, bir kısmı da kendi çıkarları doğrultusunda hareket edecek.
Bu her devirde ve her dönemde olmuş olmaya da devam edecektir.
Şer grupları, çıkar odakları ve kendine iltimas sağlayan ve sağlanmasını isteyen birçok seçmen her partide de var.
Peki, seçmen neye ve kime göre karar verecek?
Seçmen yukarda yazdıklarımızı göz önünde bulundurur iken; yapılan hizmetlere, yapılacak olan hizmetlere, vaat edilen projelere, siyasi konjonktüre, kendi çıkarlarına, ülke ve şehrin çıkarlarına, gelecek nesilleri düşünerek ve en önemlisi de siyasi kimliğine göre hareket edip oyunu kullanacak.
Yaklaşık 1 ay var seçimlere ve bu seçimler aslında yerelde şehrin anahtarını 5 yıllığına siyasilerden birine emanet edecek.
Seçime bir adım önde girenler olduğu gibi, seçimlerde geriden gelenlerde var. Yerelde en büyük etken hükümet partisinin bu seçimlere 1 hatta 2 adım önde başlıyor olmasıdır.
Kimine göre devlet imkânlarını kullanıyor, kimine göre hükümet partisi kazanmaz ise hizmet edemez, yapacak bir şeyi olamaz gibi bir takım düşünceler içerisindeler.
Bütün bunların sonucunda aslında en önemlisi yapılan ittifakların yerelde ne kadar karşılık bulacağıdır.
Cumhur ittifakı mı? Millet İttifakımı kazanacak? Bunu 31 Mart akşamı hep birlikte göreceğiz.
Umuyor ve diliyorum ki bu seçim gününe kadar başta başkan adayları olmak üzere seçmende birbirlerine saygı göstermeye devam ederler.
Kırmadan, dökmeden, üslup ve seviyelerini bozmasınlar nihayetinde savaş değil, seçim yapıyoruz.
Bu seçimler biter ve bu insanlar cadde ve sokakta, düğünde cenazede birbirleri ile karşı karşıya gelecekler bu konuları da unutmasınlar.
Bana göre bu seçimleri aslında Ülkücü kesimin duruşu ve alacağı tavır belirleyecek diyorum.
Gelecek yazımızda bu konuya değineceğiz.