Mülkiye Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yaparken, 14 Mayıs’ta Kırşehir Valiliği görevine atanan İbrahim Akın’ı geçtiğimiz hafta gazete olarak ziyaret ettik.
1970 yılında Çorum ili, Osmancık ilçesi, İncesu köyünde doğdu. İlkokulu köyünde, ortaokul ve liseyi ise Çorum’da tamamladıktan sonra 1992 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun olan ve 1994 yılında Kastamonu Kaymakam Adayı olarak göreve başlayan Vali İbrahim Akın’ın, Diyarbakır-Kulp, Şanlıurfa-Akçakale ve Eskişehir-İnönü ilçesi Kaymakamı olarak görev yaptıktan sonra 25 Ocak 2006 tarihinde Mülkiye Müfettişliği, 1 Temmuz 2008 tarihinde Mülkiye Başmüfettişliği görevine başladığını öğreniyoruz.
2009 yılı Eylül ayından 2013 yılı Ocak ayına kadar geçici görevli olarak Başbakanlıkta görev yapan, 2013 yılında 1 yıl süreyle yurt dışı inceleme ve araştırma görevi kapsamında ABD’de bulunan Vali Akın, 16.04.2015 tarihinden itibaren Mülkiye Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yaparken, Vali Necati Şentürk’ün emekliye ayrılması ile 14 Mayıs 2018 tarihli Bakanlar Kurulu Kararıyla Kırşehir Valiliği görevine atandı.
Ramazandı, seçimdi derken Vali İbrahim Akın’ı makamında ziyaret edip, başarı dileğimizi geçte olsa geçtiğimiz Cuma günü yapabildik.
Kendisini biraz daha yakından tanıma fırsatını bulduğumuz Vali İbrahim Akın’a Kırşehir’in eğitim, organize sanayi bölgesi, sağlık, spor gibi konularında çeşitli sorular yönelttik ve kendisi de açık yüreklilikle cevap verirken, Kırşehir’i, kamu kurum ve kuruluşlarını, çalışmaları hakkında yeni yeni bilgiler aldığını ifade etti.
Vali Akın’ın genç, dinamik ve çalışkan bir yapıya sahip olduğunu gözlemledim.
Kendisinden önceki her valinin Kırşehir’e hizmetler ettiğine vurgu yapan Vali Akın’ın yoğun ziyaretçi akınından fırsat buldukça Kırşehir’deki yatırımları, çalışmaları, kurum ve kuruluşları tanımak için yoğun bir gayret içinde olduğunu gözlemledim.
Makamında oturan değil, halkla iç içe olacağını gösteren Vali İbrahim Akın, daha öncesi valiler gibi gösteriş ve şovdan uzak, eskort ve koruma istemeden ilçeleri, köyleri, cadde ve sokakları geziyor. Kırşehir’de esnafları ve işyerlerini ziyaret etmesi de bizim gibi bütün Kırşehirlileri de memnun ediyor dersek abartmamış oluruz.
Ben Kırşehir’de nice valiler gördüm, tanıdım. Kimisi akşama kadar makamından dışarı çıkmaz, halkın içine girmez, bir devlet memuru gibi evrak imzalayarak, şov ve gösteriş yapan, “baba vali” unvanıyla günlerini boşa geçirip risk almadan görev yapıp gitti.
Kırşehir’de ismi hatırlanmayan, eser bırakmayan valiler arasına adını yazdırıp gidenler olduğu gibi Kırşehir için risk alan, elini taşın altına değil bedenini koyan, yeri gelince doğru yaptıkları her işin karşısına dikilen iktidarın milletvekillerine ve bakanlarına karşı çıkan bir Vali Mustafa Yıldırım, bir Vali İrfan Kurucu, bir Lütfullah Bilgin gibi valiler geldi, geçti Kırşehir’den…
Bir de elinde Zülfikar kılıcıyla Valilik binasına çıkıp, İsrail’den başlayıp Kudüs’ü fetheden, ona buna bol bol altın dağıtıp, yolda kimi görse, “Yasin Suresini ezberle altın vereceğim! Çocuklarınızı İmam-Hatip’e gönderin!” diyen, hatta bir okulun kantinini kapatıp burayı mescide dönüştüren, gençlere “Ya Allah, Bismillah” diye tekbirler getirtip, “Vali Baba” diye sloganlar attıran bir Vali geldi, geçti Kırşehir’den…
Elbette her vali az ya da çok Kırşehir’e bir eser, bir hizmet bırakmıştır. Ama devleti temsil eden bir valinin siyasetin içinde olmasını, kutsal dinimizi alet etmesini kimse hoş karşılamıyor Kırşehir’de…
Valilerimizin devletin valisi olduğunu, icranın başındaki hükümetin temsilcisi olduğunu herkes gibi bizler de biliyoruz. Her vali hükümetin ve devletin hizmet ve yatırımlarını savunacak, yatırım ve çalışmalarını verilen ödenek ve bütçelerle yerine getirecektir. Ama kendisini asla iktidar partisinin bir il başkanı konumuna düşüremez, düşürmeye de hakkı yoktur. Böyle olursa hem makamına, hem kendisine, hem de görev yaptığı ile büyük zarar verecektir.
İşte Kırşehir’de 3,5 yıl Valilik makamında bulunan ve biraz da bizim haberlerimiz sayesinde üç ay önce emekliye ayrılarak görevini bırakmak zorunda olan Vali Necati Şentürk’te yukarıdaki bir kısım yazdığım yanlışlarda bulundu. Menfi olarak Kırşehir’de bir iz bırakıp gitti.
Vali Şentürk’ün iyi niyetinden midir, yoksa vurdumduymazlığından mıdır neyse bütün kamu kurum ve kuruluşları adeta çiftliğe döndü. Kimin ne yaptığı, nasıl çalıştığı belirsiz, vatandaşa hizmet etmek yerine zulmedenler çoğaldı Kırşehir’de…
Daire müdürleri günlerini bol bol makam aracıyla gezip tozmakta, iktidar partisi binasında yandaşların emrinde olmakla geçirdi. Bu kurumlara giderek sorunlarını çözmek isteyen vatandaşlar hep eliboş döndüler, gide gide adeta buraları yol ettiler. Baktılar ki çözüm bulamıyorlar, onlar da sorunlarını çözmek için iktidar partisinin il başkanlarına ve milletvekillerine ulaşarak çözüm aradılar!
Yani kurumlar çiftlik oldu.
Şimdi Necati Şentürk’ten sonra bu makama gelen Vali İbrahim Akın’ı devlet ve millet sevdalısı, kendisine gelen talep ve düşünceleri enine boyuna araştırmadan, olumlu ya da olumsuz cevap vermediğini gözlemledim.
Makamının sorumluluğunun bilincinde olan Vali İbrahim Akın’ın bu açıdan Kırşehir için önemli bir şans olduğunu idrak ederken, Sayın Vali Akın’la birlikte pek çok sorunların çözümleneceğini, büyük mesafeler alacağımızı ümit ediyorum.
Devletin bir yandan vatandaşı kucaklarken bir yandan da denetim ve kontrol mekanizmasını iyi işletmesi için valilere büyük bir görev ve sorumluluk düşüyor.
Kamu görevlileri partizanlık yapmadan herkese eşit mesafede olması, belirlenen kurallara herkesten çok onların uyması gerekiyor. Çünkü onların kanunları uygularken, adil, tarafsız ve hakkaniyetli olmak zorunluğu vardır.
İşte Kırşehir’de bugün tarım ve hayvancılık, eğitim, sağlık, organize sanayi, spor gibi bir çok alanda pek çok sorunlar çözüm bekliyor. Bu kurumların başındakiler görev ve sorumluluğunun bilincinde hareket etmiyor, tam tersine zorluk çıkarıyor.
Devletin kıt imkânlarla Kırşehir’e gönderdiği ödeneklerin doğru ve akıllı yatırımlara yönlendirilmesi, kamu kaynaklarının doğru ve verimli kullanılması gerekiyor.
Burada yeri gelmişken bir konuya değinerek, sayın Valimiz İbrahim Akın’a birkaç öneride bulunmayı da bir gazeteci olarak kendime görev sayıyorum.
Lütfen şu kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan müdür, şef, amir, memur, hizmetli pozisyonunda görev yapanlara bir çeki düzen verilmesini sağlayın.
Mesai saatlerine riayet etmeden tutun da, sanki iktidar partisinin bir memuru gibi parti toplantılarında, etkinliklerinde boy göstermek yerine görevlerinin başında halka hizmet etmelerini, halkın sorunlarına çare bulmalarını ve projeler hazırlayıp, çözüm üretmelerini sağlayın.
Partizanlık yapan, politize olan nice daire müdürü, amiri, memuru, şefi ve memuru var Kırşehir’de…
İşte 24 Haziran seçimlerinde ben ve benim gibi bütün Kırşehirliler bunu meydanlarda, parti binalarında, çadır kurularak yapılan seçim etkinliklerinde, seçim bürolarında boy gösterirken gördüler. Oysa bunlar inanın hem iktidar partisine, hem de görev yaptıkları kurumlara büyük zarar verdiler. Seçim sonuçları da bunu ortaya koydu. İktidar partisi Kırşehir’de iki milletvekilliğinden birini kaybetti, oyları düştü. Eğer bunlar gerçekten görevlerini harfiyen yerine getirselerdi, vatandaşların memnuniyeti artar ve dolayısıyla iktidarın, yani AK Parti’nin oyları daha da artardı.
Elbette kamuda çalışan herkesin siyasi bir görüş ve düşüncesi olacaktır. Ama partizanlık yapamayacağı gibi bir parti mensubu gibi davranamaya da hakkı yoktur.
Kırşehir’de görev yaptıkları kurumlara bile gitmeden, telefonla kurumunu idare edenler, devletin araç ve gereçleriyle kendi kişisel işlerini yapanlar, pazara, markete gidenler, eşini kuaföre, çocuğunu okula götürenler hala gözlerimizde, hafızalarımızda. Bunları Kırşehirliler unutmadı, unutmuyor, unutmayacakta…
Özetle ben Vali İbrahim Akın’ın kimseye önyargılı davranmadan, sorunların üstüne gider, siyasi görüş ayrımı yapmadan, vatan, millet ve Kırşehir sevdasıyla çalışırsa Kırşehir’de hizmetleriyle, çalışmalarıyla iz bırakan ve tarihe geçen başarılı valiler arasına adını yazdırır diye düşünüyorum.
Vali olarak ilk görev yeri olan Kırşehir’de valilik makamını en iyi şekilde temsil edeceğine inandığım Sayın Valimiz İbrahim Akın’ın genç, çalışkan, dinamik ve disiplinli bir yapıda olması da bizim ve Kırşehir için büyük bir şanstır.
Kısa bir süre önce görevine başlamış olmasına rağmen olumlu izlenimler edindiğim ve Kırşehirimize yakışan Valimiz İbrahim Akın’a görevinde bir kez daha başarılar diliyorum.

***

Sevdiğim bir söz

“Korkuyor iken yapabileceğiniz en cesur şey, cesur olduğunuza inanıp bunun doğrultusunda davranmaktır.” Corra Harris

***

BİRAZ DA GÜLELİM

MUAYENE

Adam karısı ile birlikte doktora muayene olmaya gider. Muayene biter ve doktor odasından çıkarak kadının yanına gelir ve “Kocanızın ölmemesini istiyorsanız şu kâğıda yazdıklarımı uygulayacaksınız” der:
1- Sabahları güler yüzle güzel bir kahvaltı hazırlayın ve ise mutlu gitmesini sağlayın
2- Öğleleri eve geldiğinde güler yüzle karşılayın ve güzel bir öğle yemeği ile takdir edildiğini hissettirin, böylece günün geri kalan kısmını da iyi geçirmesine yardım edin.
3- Akşamları eve geldiğinde yemek özellikle güzel olmalı. Eve gelince eline bir kadeh içki verin dinlenmesini sağlayın.
4- Onun gönlünü hoş edin.
- "Eğer bu dediklerimi harfiyyen uygularsanız kocanızın sağlık yönünden hiçbir problemi olmayacak" der doktor.
Eve geldiklerinde adam karısına sorar:
- "Ne dedi doktor sana?"
- "... ölecekmişsin.."