Rahmetli Sadri Alışık’ın en sevdiğim, hatta Yeşilçam sinemasının en favori filmlerimden birisidir ‘Turist Ömer Uzay’da’ adlı sinema filmi. Zira burada ünlü Amerikan dizisi ve Hollywood filmleri de olan ‘Star Trek - Uzay Yolu’ filmi bir Yeşilçam filmine komedi unsuru olarak uyarlanmış ve bence gayet de başarılı olmuş bir Fantastik tür örneğidir. Turist Ömer’in Kaptan Kirk(Körk) ve Mister Spock(Spak) ile olan diyalogları bugün halen aklıma geldikçe beni gülümsetir. Bu haftaki yazıma bu güzel Türk Filmini hatırlatarak başlamamım nedeni haftalardır bizleri meşgul ettirmek için pompalanan Türkler Uzayda tantanasıdır. Uzaya ışınlanarak giden Turist Ömer gibi olmasa pencere kenarı koltuk satın alarak milli uzay turistimizi gönderdik. Pompalanan reklama bakarsanız sanki yerli ve milli uzay teknolojimiz sayesinde artık Uzay Çağına girmiş gibiyiz. Oysa perde arkasında olan gerçekler ise uzay biliminin dahi siyasi emeller için nasıl kullanılabildiği, hakikatlerin nasıl çarpıtılabildiğidir. İlk Türk astronot olarak lanse edilen Alper Gezeravcı’nın şahsiyeti ve geçmişi konumuz dışıdır. Buradaki mesele onun çok pahalıya mal olan uzay seyahatinin siyasi propaganda amaçlı kullanılmasıdır.

Hatırlarsanız AKP Genel Başkanı ve aynı zamanda Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan 2021 yılında yaptığı bir konuşmada 2023 de “AY’A GİDECEĞİZ” demişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan 9 Şubat 2021’de Milli Uzay Programının tanıtım toplantısında şunları söylemişti:

• “En önemli hedefimiz 100’üncü yılda Ay’a ilk teması gerçekleştirmek. Gökyüzüne bak, Ay’ı gör. İnşallah Ay’a gidiyoruz. İlk aşamada 2023 yılı sonunda yakın Dünya yörüngesinde ateşleyeceğimiz kendi milli ve özgün hibrid roketimizle Ay’a ulaşarak sert iniş gerçekleştireceğiz. İlk fırlatmayı uluslararası işbirliğiyle gerçekleştireceğiz. Böylece ikinci aşama Ay misyonu için de gerekli bilgileri toplamış olacağız.

• “2028’de gerçekleştirmeyi planladığımız ikinci aşamada ise aracımızı yakın yörüngeye çıkaracak ilk fırlatmayı bu kez kendi milli roketlerimizle yapmayı ve yumuşak inişi planlıyoruz. Böylece Ay’da bilimsel faaliyetler yapabilen sayılı ülkelerden biri konumuna geleceğiz.”

Sayın Erdoğan’ın bu vaatleri maalesef gerçekleşemedi. Çünkü Dünya’ya tam 384.400 Km uzaklıktaki Ay’a gidebilmek için Türkiye’nin halen ne teknolojisi ne de parası var. Ama ortada bol keseden atılmış bir vaat vardı, bu yüzden 384.400 km’ye gidemiyorsak bari 400 km uzaktaki, bulutların hemen üstündeki uzay üssüne gidiverelim, bunu da bir güzel abartalım demiş olmalılar. Teknolojimiz bunun için de yoktu ama iktidarın dâhiyane (!) bir planıyla emekliye işçiye yapılmayan zamlar sayesinde ve de aynı zamanda vergilere, benzine, motorine, gıda ürünlerine v.s. yapılan fahiş zamlarla kasamızda birikmiş paramızla elin Amerikalısının servetine daha da servet katmak için pencere kenarı bir koltuk satın alınıp pekâlâ bir turistik uzay yolculuğu yapılabilirdi. Bu dâhiyane plan geçtiğimiz haftalarda uygulandı. Sadece Astronotun eti ve kemiğinin Türk olduğu bir Amerikan Turistik Uzay Yolculuğunda bizim Alper’e torpilli ve manzaralı pencere kenarı koltuk rezerve edilerek Erdoğan’ın 2023 yılında gideceğiz dediği 384.400 km’deki Ay’a gönderemesek de 384 BİN Km kadar gerisine, 400 km dünyadan kadar yukarıya bilet parasını verip gönderebildik.

Yandaş medya dediğimiz iktidarın borazanlığını yapmakla mükellef kesimde daha çok “Türkiye uzayda”, “Bu büyük gurur Türk milletinin” haberleri yapılmasına rağmen itinayla yolculuğun maliyetinden söz etmekten kaçındılar.  Muhalif medyada ise bu uzay maceramızın maliyetinin 55 milyon Dolar olduğu yazılıp çizildi. Ancak bu 55 milyon Dolar, milli uzay yolculuğumuzun maliyeti değildi, esasında Elon Musk’un sahibi olduğu Axiom Space firmasına ödenecek pencere kenarı uzay turizminin koltuk bedeliydi. Ama o da ünlü havacılık sitesi Space.com’un, Ax-1 ile ilgili yapılacak ödemeye öbür giderler eklendiğinde Gezeravcı’nın uzay yolculuğunun maliyeti daha da büyük olduğu da iddia edildi. Mesela Türkiye Uzay Ajansı (TUA) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Lokman Kuzu “Görevin maliyeti biraz değişken. Ancak yapılacak görevin şu an için yaklaşık maliyetinin 70 milyon Dolar civarında olduğunu söyleyebilirim” açıklaması yapmıştı. Yani tahminimizden de tuzlu olmuşa benziyor bu turistik uzay seyahati! Tabi bu durum öncelikle ülkemizde açlık ve fakirlik sınırlarının altında yaşayan milyonlarca insanı, maaşlarına insan onur ve haysiyetine yakışır bir yaşam sağlayacak kadar zam alamayan milyonlarca emeklimizin haklı tepkilerini çekti. Hadi Türkiye kendi roket ve teknolojisi için masraf yapsa da açlığımızı sefilliğimizi sineye çeksek diyen insanlarımız her şeyin Amerikan olduğu sadece içine binen yolculardan birisinin Türk olduğu bir biletli seyahati bir uzay projesi başarısı gibi lanse edilmesini milletimiz her halde akıllarıyla alay etmek gibi anlamış olmalı ki bu yaşananlar ekseriyetle uzayın Türklerce fethi olarak kabul görmedi.

Gelelim diğer bir hususa; hani hepsini yuttuk diyelim bari şu Alper’e yaptırılacağı söylenen uzaydaki bilimsel deneylerle tatmin oluruz, böylece biraz bilimsellik konuşuruz ve milli onurumuzu kurtarırız diye düşündüm. Hani Sayın Erdoğan 2021 yılında demişti ya, 2023 de Ay’a sert iniş yapıp Ay misyonu için bilgiler toplayacağız diye! İlk astronotumuz olarak tanıtılan ama her yerde kendisinden daha çok turist olarak bahsedilen Alper Gezeravcı’nın sözüm ona bilimsel uzay deneylerinin top atma, el feneri çevirme, takla atma v.s. gibi görüntü ve bilgileri dünya kamuoyuna yayılınca şoke olduk. Bulutların hemen üstünde 400 km yukarıda yapılan sözüm ona bu bilimsel deneylerle hem milletimize hem de dünyaya rezil olduğumuzla kaldık!

(DEVAM EDECEK)