Bu hafta, başta ülkemizi ve dünyayı meşgul eden Suriyelilerin durumunu irdeliyeceğim. Zalim ve işgenceci Devlet Başkanı Esat’ın 2 milyar dolar ve yüklü miktarda altınla Rusya’ya kaçmasından sonra, 15 bin silahlı gücü olan eski İŞİD’ci teröristlerden Ahmet El Şara, yönetime el koydu ve geçici devlet başkanı oldu. Zalim Esad’ın ülkesinden kaçması ile başta biz olmak üzere bütün dünya rahat bir nefes aldı. Bir müddet geçtikten sonra anlaşıldı ki, ülkelerinin büyük sorunu olan ve olacak olan Suriyelilerde ülkelerine gidecekler. Maalesef Suriyeliler, dönüş konusunda beklenti karınca yürüyüşü bir kıbırdama oldu. Dünya’da en çok Suriye’li mülteci barındıran ülke Türkiye olduğundan Zalim Esad’ın vatanından kaçması ve ülkesinin rahatlaması en çok bizi ilgilendiriyor. 2011 yılı itibari ile ülkemize sığınan Suriye’li sayısı resmi rakamlara göre 3 milyon 650 bin Ancak bu resmi sayıların dışında bu rakamın on milyona dayandığı, siyasi parti ve sosyal medya haberlerinden anlıyoruz.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın açıkladığına göre 9 Aralık 2024’ten bu yana 175 bin 512 Suriyelinin gönüllü olarak ülkesine döndüğünü bildirdi. Ülkemizdeki hiç kimse bu dönüş rakamını beklemiyordu. Her Türk vatandaşı, tamam Esad gitti Suriyelilerin burda kalmaları için bir neden kalmadı diye düşünüyordu. Her yıl ülkemizde doğan bebek sayısı bu gönüllü dönen Suriyelilerden fazla olduğundan bu ülkelerine dönen bu 175 bin 512 sayısı komik çok kalıyor.
2011 yılı itibariyle ülkemize sığınan Suriye’li mültecileri ilk önce Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki illerde kurulan geciçi barınma merkezlerine yerleştirildi. Bu devlet polikası tüm kesimlerden olumlu tasvip gördü. Bunları buralarda kontrol etmek kolaydı. Bu uygulamayı Ürdün yaptı ve halen devam ediyor. 2 milyon mülteciyi içeriye almadı ve sınırda onlar için hazırlanan yerde onlara bakıyor.
Sınıra yakın illerde tutulan sığınmacıları zamanla bu geçici barınma merkezlerinden ülke içlerine dağılmalarına göz yumulmaları sonucu şimdi Suriyeler ülkenin her yerinde En fazla Suriye’li barındıran iller İstanbul, Gaziantep, Şanlıurfa, Hatay Kilis ve altı il daha var. sağlıklıktan beslenmeye kadar kendi ihtiyacı olan ddar gelirli vatandaşlarımızdan daha rahat yaşıyorlar.
Arap Baharı ile başlayan Suriye’li sığınmacılar meselesi “Büyük Ortadoğu Projesi”ne doğru gidiyor. Irak’’ın Kuzeyinde kurulan “Kürdistan Özerk Öönetimi” ve Suriye’nin kuzeyinde YPG’nin başını çektiği PKK’nın ikinci versiyonu olan “Kürdistan Özerk Yönetimi” ABD’nin yardımı ile kuruluyor. Bundan sonra hedef İran mı yoksa Türkiye mi, bunu zamanla göreceğiz.
Suriyeliler meselesinin nasıl bu günlere geldiğini, başlangıcından bu yana ve bunun altında yatan amaçların ne olacağını biraz tarih bilinci olan her Türk vatandaşı tahmin edebiliyordu. Olaya, ülkeyi yönetenler din kardeşi perspektif’i ile bakmaları neticesinde Suriye bataklığına gözü kapalı daldık. Sözün kısası din kardeşi, savaş edebiyatı sömürüsü 2025’te bitti. Dünyada hiçbir devletin yapmadığını, büyük bir hoşgörü ve misafirperverliği Türk Milleti yaptı. Sözün kısası, yaklaşık 14 yıldır Suriye’li sığınmacılara ev sahipliği yapıyoruz. Türkiye’nin çoban ihtiyacını karşılayan Afkanlı sığınmacılar kalsın, Suriyelilerin 13 yıllık misafirlikleri yeter, 3 milyon 500 bin sığınmacı ülkelerine gönderilsin.