Bazen haber bülteninde duyduğun bir cümle kalbine saplanır.
İçinden “Allah’ım yine mi?” dersin, yutkunursun, susarsın…
Gürcistan’da düşen kargo uçağı haberi de öyle geldi.
Bir anda her şey sustu, yüreğimiz konuştu.
Çünkü biliyoruz; her şehit haberi bu milletin kalbine düşen sessiz bir yangındır.
Elim kazada şehit olan kahraman askerlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve yüreği bu haberle yanan bütün Türkiye’ye başsağlığı diliyorum.
Yine yüreğimize ateş düştü.
Yine bir sabah, görev başında, vatan görevinde can veren evlatlarımızla sarsıldık.
Onlardan biri Kırşehir’in Çiçekdağ ilçesindendi.
Ama memleketi fark etmez... Çünkü biz biliriz ki, bu topraklarda hiçbir evlat yalnız değildir.
Memleketi neresi olursa olsun, o şehit bizim şehidimizdir.
Onların hepsi bizim evladımız, bizim kardeşimiz, bizim gururumuzdur.
Çünkü bu topraklarda acı da ortaktır, gurur da.
Bizim milletimiz böyledir; birinin yüreğine kor düşerse, hepimizin içine köz olur.
O gençlerin yüzünde gördüğümüz kararlılık, o “Görevimiz vatan” diyerek çıktıkları yollar, kelimelere sığmaz bir yüceliğin göstergesidir.
Kim bilir, görev sabahı annesinin helalliğini alırken içinden “Sen merak etme ana, ben görevdeyim” demiştir belki.
Kim bilir, ardında kalan çocuklarının fotoğrafına son bir kez bakıp “Büyüyünce gurur duyun benimle” diye fısıldamıştır.
Ve bu kez acı biraz daha ağır...
Çünkü şehitlerimizden ikisi birkaç ay sonra baba olacaktı.
Eşlerinin yüreklerinde büyüyen iki küçük can, babalarını hiç göremeden doğacak şimdi.
Birinin eline dokunamayacak, diğerinin sesini duyamayacak…
Ama bir gün büyüdüklerinde onlara “Baban bir kahramandı” diye anlatacağız.
O çocuklar babalarının değil, bir milletin evladı olarak büyüyecek.
Onlar bu toprakların duası, umutla yoğrulmuş emaneti olacak.
Vatan sevgisi öyle bir duygudur ki, insanın iliklerine kadar işler.
Soğuk da dinlemez, uzak da fark etmez.
Bir asker yola çıkarken cebine bir dua, yüreğine bayrağını koyar.
O sevda, karda dağ başında donarken bile içini ısıtır insanın.
Bizim evlatlarımızın kalbinde işte o sevda vardı.
Gökyüzüne kanat açtılar, ama bir yanımız eksildi.
Şimdi eşler ağlıyor, analar ağlıyor...
Ama o gözyaşlarında isyan değil, sabır var.
Oğlunun tabutuna sarılan bir annenin dilinde hâlâ “Vatan sağ olsun” cümlesi var.
İşte bu milletin büyüklüğü tam da burada gizli.
Acının en koyu hâlinde bile, vatan sevgisi bir bayrak gibi dalgalanıyor yüreklerde.
Biz biliriz ki, bu topraklarda şehitler ölmez.
Onlar bu ülkenin damarlarında dolaşan sonsuz bir ruhtur.
Her ezan sesinde, her dalgalanan bayrakta, onların nefesini hissederiz.
O nefes, bizi diri tutar.
O nefes, bu milleti ayakta tutan en güçlü bağdır.
Birlik dedik ya…
İşte o birlik, bu milletin en büyük gücü.
Kimsenin rengi, inancı, memleketi fark etmez; çünkü hepsi aynı toprağa düşer, aynı bayrağın gölgesinde sonsuza kadar yatar.
Onların kanı, bizi birbirimize bağlayan en kutsal mühürdür.
Bu yüzden biz, acımızı da gururumuzu da paylaşmayı biliriz.
Bugün Çiçekdağlı bir şehidimizin ardından dua ediyoruz.
Ama aslında Edirne’den Hakkâri’ye, Sinop’tan Hatay’a kadar herkesin kalbi aynı anda yanıyor.
Bir milletin yüreği aynı anda atıyor, aynı anda ağlıyor, aynı anda dua ediyor.
Bu, sadece bir acı değil; bu, millet olmanın en derin, en gerçek hâlidir.
Gökyüzü şimdi biraz daha kutsal…
Çünkü orada vatan nöbetinde melek kanatlı askerlerimiz var.
Biz yeryüzünde onların emanetiyle yaşıyoruz: bu vatanla, bu bayrakla, bu sevdayla…
Onların bıraktığı yerde dimdik durmak, bu ülkeyi daha güçlü kılmak, onların hatırasına en büyük vefa olacak.
Şehitlerimizin ruhları şad, mekânları cennet olsun.
Vatan size minnettar…
Ve biz, sizin uğruna can verdiğiniz bu topraklarda, el ele, yürek yüreğe kalacağız.
Biz biriz, hep bir olacağız.