21 Mart 2018  günü Kırşehirli  değerli  siyaset adamı Osman Bölükbaşı’nın oğlu, emekli büyükelçi ve MHP eski milletvekili Ahmet Deniz Bölükbaşı da akciğer kanseri ve böbrek yetmezliğinden vefat etti.

Genç denebilecek bir yaşta 69 yaşında. Oysa ki politikacılar, bedavadan ve hazineden  geçinmeci olduklarından  uzun yaşarlar. Tedavi olanakları sınırsızdır. Zannım odur ki  Deniz Bölükbaşı siyasette uzun süre kalamadı.

Yetkin ve etkin olması nedeniyle  başına çorap ördüler. Tıpkı Deniz Baykal gibi onu da

kaset metoduyla  harcadılar. Belki de  bunun yeis ve üzüntüsüyle  yakalandı o amansız,

mel’un hastalığa!

Yanında güçlü adam istemeyen Devlet Bahçeli de bunu fırsat bildi ve  Deniz Bölükbaşı’nı  harcadı. Aday göstermedi. Pasifize etti. ’’Fırsat bu fırsattır’’ demeye

geldi. Çünkü Ahmet Deniz Bölükbaşı, aileden, tahsilden, meslekten, kültürden… güçlü idi. Babaya kurulan komplo, oğula da kuruldu.

Kırşehir, Baba-oğul bu iki değere sahip olduğu için övünebilir!

Osman Bölükbaşı, Türk siyasi hayatının çok renkli simalarından biridir. Kurduğu siyasi partilerle özdeşleşmişti. Millet Partisi Genel Başkanlığı en uzun süreli olanıydı. 1913’te Kırşehir’in Hacıbektaş ilçesinde doğdu. Siyasi mücadelesi nedeniyle bu ilçeyi Kırşehir’den kopardı. Bu özgün–orijinal politikacı 2002’de Ankara’da 89 yaşında öldü.

İstanbul Erkek Lisesi’ni bitirdikten sonsa Fransa’ya gitti, 1937 yılında Naney üniversitesi Matematik Fakültesi’nden mezun oldu. İkinci Dünya savaşının kanlı boğuşmaları başlamak üzereyken yurda döndü. Kandilli Rasathanesi’nde ve Haydarpaşa Lisesi’nde öğretmenlik yaptı.

1946’da İsmet Paşa çoğulcu rejime geçti. Bölükbaşı, Demokrat Parti’ye girdi. Sert politikaları nedeniyle bu partinin yöneticileriyle anlaşamadı. 1947’de ayrılıp Millet Partisi içinde yer aldı. 1949’da İsmet Paşa ve muhalefet lideri Celâl Bayar’a komplo düzenlemekle suçlanarak hapse atıldı. Kısa süre sonra tahliye oldu.1950 yılında Kırşehir’den milletvekili seçilerek Millet Partisi’nin tek milletvekili olarak Meclise girdi. Bu parti 1953’te kapatıldı. Çünkü partilerin yasal güvencesi yoktu. Bunun üzerine Cumhuriyetçi Millet Partisi’ni kurdu. 1954’te Kırşehir’den yeniden seçilerek Meclise girdi. Bunun üzerine ve özellikle Demokrat Parti’nin yönetimine karşı yaptığı sert muhalefet nedeniyle siyasi iktidar tarihte eşi

görülmemiş bir hatayla Kırşehir’i ilçe yaptı, ilçelerinin bir bölümünü de Nevşehir, Niğde, Yozgat’a bağladı. Kırşehir halkı korkunç bir şekilde hukuk tarihinde yazılı olmayan, alamayacak bir cezaya çarptırılmıştı! Durum vahimdi!

Bölükbaşı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne hakaretten tutuklandı.

1957 seçimlerinde yeniden seçildi.1958’de Türkiye Köylü Partisi ile birleşip, CKMP’yi kurdu. 1959’da 10 ay hapse mahkûm oldu. 27 Mayıs Devrimi’nden sonra Kurucu Meclis üyesi oldu. 1961’de İnönü’nün teklif ettiği koalisyon Hükümeti’ne girmedi.1973’te milletvekilliğinden ayrılıp politikayı bıraktı.

Siyasetin acımasız çarkları bu çift beyinli adamı artık saf dışı bırakmıştı. Bölükbaşı siyasi mücadelesini, “kelebek gibi uçmak, arı gibi sokmak” şeklinde formüle etmişti.

Türk siyasi hayatında dokümansız ve notsuz olarak en uzun konuşan simasıydı. Düzce’ de 8, Erzurum’da 8 saat konuşmuştu. Ama tekrara düşmeden, bayağılığa sapmadan! Şimdi Kırşehir’de Doğu ve Güneydoğu arabalarının gelip geçtiği bir güzergâhta Bölükbaşı’nın heykeli yükseliyor. Kimileri bu heykele karşı çıktı. Kırşehir’in ilçe olmasına neden oldu, diyerek. Oysaki kabahatin en büyüğü siyasi iktidarındı, Bükemediği bilek nedeniyle bir İl’i ilçe yapmak, bir aczin, hukuk tanımazlığın ifadesiydi.

Bölükbaşı’nın siyasi fıkraları, siyasi edebiyatımızda önemlidir. Onlardan bir kaçını alalım:

SEÇİM GEZİSİ

Bölükbaşı, genel seçimlerden birinde Kırşehir’deki yönetim kurulundan bazı üyelerle propaganda gezisine çıkar. Sini ile bir yer sofrası kurulur. Ortada bir haşlanmış tavuk etrafında yoğurt, peynir, domates filan vardır. Oturulur. Yönetim kurulu üyelerinden biri tavuğun kanadına uzanır, koparır, daha ağzına götürmeden Bölükbaşı: “Dur”, der” ya bu tavuğu sen ye, sen kürsüye çık, sen konuş, ya da ben yiyip ben konuşacağım! ”Adam

kanadı olduğu gibi bırakır.

MECLİS’TE

Bölükbaşı Meclis’in kapıya yakın bir yerine oturmuştur. Görüşmeleri oradan izlemektedir, Belki de aritmetik dağılım böyle gerektirmiştir. Demokrat Parti’nin ileri gelenlerinden birinin kızı, Bölükbaşı’ya yaklaşır: “Amca sen neden kapıya yakın oturuyorsun” diye sorar, Bölükbaşı hazır cevaptır: "Ben tavla bekçisiyim, kızım der. Baban da bu tavlada.”

HÜRRİYET

Osman Bölükbaşı’nın mahkûm olup hapishaneye girmesinden iki ay kadar sonra bir kızı dünyaya gelir, adına “hürriyet” der. Soranlara da şu cevabı verir: Hürriyet dünyaya geldi. İnşallah ülkemize de gelir.

HAKSIZLIK

Osman Bölükbaşı, başı dik, haksızlıklar karşısında susmayan bir siyasetçidir. Dönemin Milli Eğitim Bakanı bir konu pasında İsmet Paşa’yı ima ederek pek saygılı olmayan bir konuca yapınca Bölükbaşı kürsüye çıkıp şöyle konuşur:

“Sayın bakan bize sağırlardan ve sakatlardan bahsetti. Bir insanın kulağının sağır, vücudunun sakat olması ayıp değildir. Vicdanının sağır, ahlâkının sakat olması ayıptır. Bu cevap da Bakana yeter.”

İnönü ve Demirel

Osman Bölükbaşı, iktidarda olsun, muhalefette olsun Demirel ile hep dost kalmıştı. Buna karşılık İsmet Paşa ile uzun yıllar hep karşı karşıya gelmişti. Ama son yıllarında dost olmuşlardı.

Bu konuda bir gün şöyle der:

“İsmet Paşa’ya karşı çok mücadele ettik. Ama ölürken en yakın dostu bendim.”

KARAKOL

Bölükbaşı, bir genel seçimde Anadolu kentlerinden birinde sert konuşmalarından birini yapmaktadır.

Yanındakiler, Bölükbaşı’ya kürsünün arkasında bir sivil polis olduğunu söylerler, Bölükbaşı fotoğrafçılardan hemen unun resmini çekmelerini ister, Sivil polis, yüzünü saklamaya çalışır, Bölükbaşı polise döner:

“Neden saklıyorsun, ayıp ise yapma değilse aç yüzünü. Polisin cevabı şu olur:

“Beyefendi güvenliğiniz için buradayım.”

Bölükbaşı’dan şu karşılık gelir:

“Güvenlik o kadar bozuldu mu ki, muhalefet liderlerinin ensesinde karakol kuruyorlar.”

UZUN KONUŞMA REKORU

Bölükbaşı bir genel seçim sırasında Düzce’de tam 8 saat 35 dakika konuşmuştur.

Bölükbaşı’nın o gün yaptığı konuşmanın sonlarına doğru kürsünün yakınına gelen bir kamyon şoförü ona bakarak şöyle der:

”-Beyim bu nasıl iştir? Ben bu sabah buradan kereste yüklerken konuşuyordun. Yükümü İstanbul’a boşaltıp geldim, halen konuşuyorsun!”

NE BAĞIRIYORSUNUZ?

Osman Bölükbaşı 1955 seçimlerinde İzmir’de Cumhuriyet Meydanı’nda bir konuşma yaparken bir ara bir tomar kâğıt çıkardı. Bölükbaşı’nın sözleri meydanın bir bölümünü dolduran Demokrat Partililer tarafından bağrışlarla, engellemelerle karşılanınca onlara bakarak şöyle der:

”-Bunlar, sizin başbakanınızın muhalefet yıllarında söyledikleridir”.

BÖLÜKBAŞI ERZURUM’DA

Bölükbaşı 1965 genel seçimlerinde Erzurum Hükümet Meydanı’nda en uzun konuşmalarından birini yapar. Meydan hıncahınç doludur… Tam 8,5 saat konuşur.

Kars’a gidenler bu süreçte geri dönmüşlerdir.

Bölükbaşı konuşmasının sonuna doğru şunları söyler:

”Demirel bana koalisyon teklif ediyor. Kendi muhtar olacak ben de onun yanında aza olacakmışım. Sizin deniz sağlam çıkarsa bunlara lüzum kalmayacaktır!”

Bölükbaşı 1957 seçimlerinde Giresun’da şöyle seslenir:

”CHP’deki maya ben de olsa, Karadeniz’i yoğurt yaparım!”

Bir ulus, bir ülke, bir il, yetişmiş değerleriyle geleceğe uzanır. Asıl zenginliğimiz, yetişmiş insan gücümüzdür, insan kaynağımızdır. Siyasi iktidarın eşi, benzeri görülmemiş hatasını, öz değerlerimize yükleyip tarihi hatalara bir yenisini katmak Kırşehir’e bir yarar sağlar.