"Üçyüz dört kişi öldü. İsrail yaman saldırdı. Ölenlerin çoğu çocuk! Cesetler üst üste… Hastanelerde yararlıları koyacak yer kalmadı. Koridorlar bile doldu. Sadece koridorda otuz kadar yaralıyı ameliyat ettim. Elektrik kesildi. Yaralılardan bazılarını cep telefonlarının ışığı altında ameliyat etmek zorunda kaldım. Durumları; ümitsiz olanlar var. Bugün yarın ölürler diye bekliyoruz. Filistinli doktor “Dünya susuyor, biz insan değil miyiz?”

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısı dünya basınına kana bulanmış onlarca fotoğraflarla yansırken, en çok akılda kalan karelerden biri, dört yaşındaki kızının yeşil kefenine sarılmış bir babanın görüntüsüydü. Evi, önceki gün bir İsrail füzesine hedef olmuştu. Dokuz çocuğundan Tahir (17), İkram (15), Samer (13), Dina (8), Cevahir (4), beş kızını kaybeden acılı baba Enver Beluşa, İngiliz Guardian gazetesine konuştu:

“...Ölenler İsrailli olsaydı, bütün dünyanın bunu kınadığını ve karşılık vereceğini görecektiniz. Biz insan değil miyiz? Kendi topraklarımızda yaşıyoruz. Kızlarımın odası tuğla yığınına dönmüştü.”

Ocak 2009 Gazze yanıyor, ateşler içinde

Bin ölü, iki bin yaralı

Cankurtaranda doktorlar vuruluyor, okulda çocuklar

Gazze’de vahşet içinde vahşet, İsrail keyifli, 

Uçaklarıyla misket bombası gemileriyle füze yağdırıyor

Tank ve topuyla da yakıp geçiyor

Katlediyor Filistinlileri.

Amerikan silâhları, Irak'ı yıktığı gibi yıkıyor Gazze'yi

Ne diyor Tevrat: “Komşunu kendin gibi seveceksin.” 

Seviyor! Komşusunu İsrail toplu kıyımıyla

Öldürdüğü çocuklarla, yaşlılar, gençler, analarla.

“Onlarda büyüyüp asker olacak” diyerek öldürdüler altı çocuğumu

Yükseliyor acılar, figanlar Filistinli analardan

Ceset dolu Gazze sokakları

Anayasa yapmış Birlemiş Milletler:

“Barışı, güvenliği, kardeşliği, huzuru” korumak için

Yazmışlar ya, kendiliğinden gidip boğmuyor zalimleri

Anayasa maddeleri vurulurken yardım konvoyları.

Ey Gazze! Su yok, elektrik yok, ilaç yok, yıkılmış binalar

Ölüm tarlasına dönmüş okullar, dershaneler, hastaneler

Durdurun bu vahşeti ey insan hakları uzmanları

En büyük hakkı yaşamaktı bu çocukların...

GAZZE KATLİAMI 2

Gazze'de artıyor ölü sayısı her dem

Ocak 2009’da, yardım yok sağ kalanlara 

Vuruluyor konvoylar

Cankurtaran araçları

Bombalıyor İsrail, Birleşmiş Milletler binalarını

Bir aile çadırda oturuyor baba taburede

Çocuklar boy boy beşi kız dört oğlan

Ayakkabılar insanlardan çok, belli ki ölülerin

Tuğla harmanına dönmüş yıkık binalar

Düşünceli ağlamaklı insanlar, hüzün dolu

Hitler kesti 2 milyon Yahudi”yi, Yahudiler kesti

Binlerce Filistinli'yi; yarısı çocuk, ihtiyar!

Ortada bir tencere kaynıyor, herhalde altında yanan 

Üç yüz altmış çocuk cesedidir.

İsrail uçakları vurmuş, insaf yok merhamet yok

Zulüm, zulmet gaddarlık çok. 

Dinler uçup gitmiş, kimsenin haberi yok

Teröriste karşı terörist bir devlet vuruyor zavallı bir halkı

Seyrediyor emperyalistler, Batılılar, yardım ediyor ABD!

İyi ki kovmuş Teodora Herzi"yi 2. Abdülhamit

Toprak istedi diye  

Fatih kabul etti bin beş yüz Yahudi'yi sürgündüler İspanya'dan

Atatürk kucak açtı Hitler'in kovduğu yetmiş bilim adamına

Kimyager, hukukçu, edebiyatçı, dilbilim uzmanı... hepsi de

Arıyor dünya Atatürk'ü barış için, dostluk için, dayanışma için

Arıyor Filistin Atatürk'ü kurtuluş için, bağımsızlık için.

Kırşehir, Ocak, 2009

NOT: Bu şiirleri şair 2009 Gazze katliamı nedeniyle yazmıştır. Her iki şiir, şairin “Hüzün benim

Ekmeğimdir” ve “Islığını Derin Çal Yüzyılları Getirsin” adlı kitaplarından alınmıştır.

Ekim-2023 katliamı henüz yazılmadı!