Eh yarın öğretmenlerimizin günü ya, geçim sıkıntısından bir türlü kurtulamayan, alım gücü her geçen gün azalan, aklı evinin ve çocuklarının geçiminde olan öğretmenlerimizin günlerini huzur içinde kutlamaları biraz zor tabi ki! Çocuklarımızın eğitilmesi ve öğretilmesi için emanet ettiğimiz öğretmenlerimiz bin bir güçlükler içinde görevlerini yapabilmekteler. Onların idealleri sadece öğretmek topluma yararlı bireyler yetiştirmektir.
Türkiye Cumhuriyetimizin kurucusu, Mustafa Kemal Atatürk’ün de üzerinde çok durduğu ve bu konuda birçok söz sarf ettiği öğretmenler, bir milletin en değerli varlıklarından birisidir. Zira öğretmenler bu ülkenin geleceğine yön verecek ve yol gösterecek olan siyaset adamlarını, Yargıçları, askerleri, bilim adamlarını, hekimleri, mühendisleri, mimarları, veterinerleri, eczacıları, çiftçileri yani her gruptan meslek sahiplerini yetiştirecek ve topluma faydalı bireyler olmalarını sağlayacaktır. Öğretmenler toplumun temel taşlarıdır.
Bir ülkenin her alanda kalkınabilmesi, gelişmesi ve ilerlemesi eğitimle mümkündür. Eğitimli ve kültür düzeyi yüksek milletler, birçok uygarlığa imza atmışlar, iz bırakmışlardır. Çağdaş anlamda, uygar, kültürlü, birikimli ve etkili toplumlarda, milletlere yol gösterenler rehber olanlar öğretmenlerdir.
Öğretmenlerin her biri yaşamlarını insan yetiştirmeye adayan birer gönül erleridir. İnsanlar henüz çocuk yaşından beri kendi becerisi, aile etkisi ve en önemlisi de öğretmenin katkısıyla her alanda komple öğretilerek donanımlı hale getirilir.
Öyleyse bireyler üzerinde en fazla hakkı ve emeği olanlar öğretmenlerimizdir. Üzerinde yaşadığımız Vatan topraklarında, Cumhuriyetin ilanından sonra gerçekleştirilen kalkınma hamlelerinin ve düşünülerek yapılan yeniliklerin uygulanarak yerleşmesinde, Cumhuriyet rejiminin savunulmasında, Atatürk ilkelerinin genç nesillerimize öğretilmesinde en büyük rol öğretmenlerimizindir.
Mustafa Kemal Atatürk, “Öğretmenler, cumhuriyet sizlerin eseridir.” Derken, Türk öğretmeninin bu görevi en iyi şekilde yerine getireceğinden emindi. 1 Kasım 1928’de kabul edilen Türk alfabesini millete öğretenler, yeni nesilleri yetiştirenler yine öğretmenlerimizdir.
Her ne kadar ülkemizi yönetenler eğitim sistemimizi bilimsel verilere dayanmadan sürekli değiştirip sistemsiz hale getirmişlerse de, Ülkemizin çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmasında, daha iyiye ve ileriye giden bir Türkiye meydana getirmek için en büyük çabayı kuşkusuz öğretmenlerimiz göstermektedir. Onların verdikleri bilimsel, çağdaş, mesleki ve sosyal eğitimle, güçlü, bilgili ve gelişmelere açık bireyler yetişecek, geleceğe daha emin adımlarla ilerleyen bir toplum muhakkak oluşturulacaktır.
Bir köy öğretmeni Şefik Sınığ’ın şu sözleri her bir şeyi ne kadar da güzel anlatıyor...
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Bütün çiçekleri getirin buraya,
Öğrencilerimi getirin, getirin buraya,
Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer
Bütün köy çocuklarını getirin buraya,
Son bir ders vereceğim onlara,
Son şarkımı söyleyeceğim,
Getirin getirin… ve sonra öleceğim.