Türkiye daha 10-15 yıl önce FETÖ tarikatının altın çağına şahitlik ediyordu. Muazzam servetleriyle, devleti her kademesinde hükümet desteği ile daha doğrusu iktidarın kendi ağzıyla yaptığı itirafıyla ifade edecek olursak ‘ne istedilerse verilmesiyle’, koskoca TSK’ya iktidarın kapı açması suretiyle sahte delillerle operasyonlar yapmasıyla FETÖ hep gözümüzün içine bakarak her yere hükmetti. Bu yılları AKP şimdi kandırılmış diyerek geçiştirse de kendilerinden başka herkesi FETÖ’cü ilan etmekten de geri kalmayarak sözüm ona bu tarikatı devletin kılcal damarlarına kadar kazıdılar.

Toplumun sorduğu ‘bugüne kadar FETÖ şaibeli hiçbir AKP’liye neden dokunulmadı?’ sorusu ise maalesef halen yanıt bulabilmiş değil. Hatırlıyoruz elbette, iktidar yanlılarının yükselmek, ihale kapmak, kadrolaşmak v.s. için FETÖ kapılarını aşındırdıkları yılları! Hele ki o sıralar FETÖ hakkında olumsuz bir şey söylemeye veya yazmaya kalkın. Linç edilmekten, karalanmaktan veya iftiraya uğramaktan kurtulamazdınız. FETÖ’yü eleştirdiği MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli başta Bekir Bozdağ’ın Meclis kürsüsünden çıkışması olmak üzere AKP’nin yoğun taarruzuna uğramıştı.

Tüm bunları unutmamak gerekir diye sürekli yazıyorum. Ancak bunun nafile bir beklenti olduğuna da üzülerek şahit oluyorum. Zira FETÖ senaryosunun neredeyse aynısının şimdi Menzil denen tarikat ile yeniden oynandığına dair ortada duran haber ve iddialar insanın huzurunu kaçıracak cinsten. Menzil Cemaati de mensuplarını artırabilmek için halk içerisinde iktidarın sağladığı kolaylıklarla tanıtım ve propaganda faaliyetleri yapıyor. Menzil bu faaliyetleri sivil toplum örgütleri kurarak yürütüyor. Bunların başında Semerkand Vakfı ve Beşir Derneği geliyor. Bu kurumların son yıllarda deprem gibi afetlerde veya maden kazası gibi büyük facialarda olay yerine giderek etkin bir şekilde faaliyet gösterdiği görüldü. Semerkand Vakfı; bağış çalışmaları ile kongre, sohbet, ziyaret gibi etkinlikler düzenliyor. Menzil’in basın ve yayın alanındaki çalışmalarını ise Semerkand Yayın Grubu üzerinden yürütüyor. Semerkand TV, Semerkand Radyo, Semerkand Yayınevi, Hacegan Yayınları, Semerkand Dergisi, Semerkand Çocuk Dergisi, Semerkand Aile Dergisi, Genç Okur dergisi yayın faaliyetleri arasında yer alıyor.

Menzil Cemaati, diğer tarikat ve cemaatler gibi devlet içerisinde de hızla yayılıyor ve güçleniyor. Bu yapılanmayla ilgili Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tarikatlar raporunun son bölümündeki şu kısım çok dikkat çekici:

“Son zamanlarda Menzil grubunun bürokraside teşkilatlandığı ve kamuda etkinliğini artırdığı yönünde kamuoyunda bir kanaat dillendirilmeye başlanmıştır. Doğru olması halinde bu tezahürün ülkemizde orta ve uzun vadede sıkıntılara yol açacağı değerlendirilmektedir.”

Gazeteci Saygı Öztürk’ün Menzil hakkındaki kitabının çalışması sırasında bu tür iddiaları sorduğu "Menzilciler" ise bu iddiaların doğru olmadığını söylemiş. Ancak Abdülbaki Erol’un on binlerce kişinin katıldığı cenaze töreni ve törene destek veren devlet görevlileri düşünüldüğünde Menzil, Türkiye'de ilerleyen dönemlerde çok daha etkili olacağını görüyoruz. Bir zamanlar FETÖ’nün devlet içindeki örgütlenmesini görmeyenler, görmezden gelenler, hatta görüp de gizleyenler şimdi de benzerini Menzil Cemaati için yapıyorlar.

FETÖ’nün boşalttığı yerlere Menzilcilerin doldurulduğu, aynı senaryonun farklı isimler ve kuruluşlar eliyle yeniden sahneye konulduğuna dair çok ciddi iddialar var. Fetöcülerin TUSKON adlı bir işadamı örgütü vardı. Aslan payı TUSKON'a aitti. TUSKON’un yerini Menzil'in TÜMSİAD'ı aldığı, Fetöcülerin Kimse Yok Mu Derneği'nin yerini Menzil'in Beşir Derneği geçtiği, Beşir'i, Erenköy'cülerin Aziz Mahmut Hüdai Vakfı, İsmailağa'nın İDDEF'i ve İskenderpaşa'nın Hak-Yol dernekleri izlediği iddia ediliyor. Fetöcülerin STV'si yerine Menzil'in Semerkand TV'si geldi denilmesi tarikatların yeni medya gücüne ilişkin işaretler veriyor.

Menzil'in varlığı, yalnız Sağlık Bakanlığı'nda değil, İçişleri Bakanlığı'nda da kendini hissettiriyor deniliyor. İddiaya göre Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı'nda örgütleniyorlar. Hak-Yol'cular Adalet Bakanlığı'na, İsmailağa'cılar Diyanet'e, Erenköy'cüler ticarete, Süleymancılar Kuran kursları ve öğrenci yurtlarına, Işık'çılar medyaya hükmettiği iddilarını her yerde duyuyoruz. Tarikatların birer holdinge, şeyhlerin CEO'ya, müritlerin müşteriye adeta çevrildiği istismar çarkı daha çok dünyalık ve makam edinmek için “İslam” dinin ve masum müminlerin nasıl kullanıldığına dair işaretler taşıyor.

Diyanet’in Tarikatlara ilişkin raporunda Menzil tarikatı şöyle anlatılıyor:

“Menzil Cemaati faaliyetlerini Semerkand Yayın Gurubu adı altında Semerkand Tv, Radyo 15, Semerkand Yayınevi, Hacegân Yayınevi, Semerkand Dergisi, Semerkand Çocuk Dergisi, Semerkand Aile Dergisi, Genç Okur Dergisi ile sürdürmektedir. Yayınevleri aracılığıyla hepsi de tasavvufî görüşleri içeren pek çok kitap neşretmiştir. Televizyon ve radyo programaları, yukarıda zikredilen görüşleri yoğun olarak işlemektedir……..Menzil grubu ülkemizdeki benzeri yapılar içerisinde en çok taraftara sahip olanlardan biri olarak görülmektedir……Son zamanlarda Menzil Grubunun bürokraside teşkilatlandığı ve kamuda etkinliğini artırdığı yönünde kamuoyunda bir kanaat dillendirilmeye başlanmıştır. Doğru olması halinde bu tezahürün ülkemizde orta ve uzun vadede sıkıntılara yol açacağı değerlendirilmektedir.”

Merkezi Menzil’de olan tarikatın Semerkand Vakfı, Semerkand Holding, EMSEN hastaneleri, Semerkand TV, radyo, dergi… Ankara ve İstanbul’da okullar, BİLTEK kolejleri, Kırgızistan’da medreseleri bulunuyor. Tarikatın, "Semerkand Öğrenci Yurdu’' adı altında ülke genelinde 150 yurdu var. Menzilcilere bu yüzden, “Semerkand Cemaati” de denilir. Menzil’de özellikle Ramazan ayında sokaklarda ellerinde tesbihle dolaşan devletin çok sayıda bürokratını görmek mümkün denilmektedir. İddialar o ki Devlet içinde FETÖ’nün gücü kırılırken yerini Menzilciler almaya çoktan başlamıştır. Menzilcilerin etkisini en fazla hissettirdiği bakanlığın Sağlık Bakanlığı olduğu da çok yazıldı. Bir dönem Fetöcüler nasıl sivil ve askeri bürokrasiyi ele geçirdilerse, Menzilcilerin de bürokraside güç kazandığı, yalnız Sağlık Bakanlığı’nda değil, diğer bakanlıklarda ve TSK’da da söz sahibi oldukları toplumda çokça konuşuluyor. Dünün Fetöcülerinin de şimdi Menzil'in içinde yer almaya başladığı çok tehlikeli bir iddiadır.

Siyasilerin, daha özelde iktidar olarak AKP ile Menzilciler arasında nasıl bağlantı var? Elbette bu kapsamlı bir yazı konusu olmakla birlikte uzun bir yazının anlatacakları hakkında kısaca bir fikir verebilecek olan son yılların seçim sonuçlarına bakmak dahi yetecektir:

·         12 Eylül 2010 halk oylaması: Türkiye'de anayasada yapılan 26 maddelik bir değişiklik Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından12 Eylül 2010 tarihinde referanduma sunuldu. Menzil’de oy kullananların tamamı “evet” dedi, “hayır” diyen bir kişi bile çıkmadı.

·         1 Kasım 2011 genel seçimleri: Menzil köyünde kurulan üç sandıkta veriler oyların tamamı AKP’ye çıktı. Diğer partilerin tümü sıfır çekti.

·         10 Ağustos 2014 cumhurbaşkanlığı seçimi: Menzil’de oy kullanan 325 seçmenin tamamı Tayyip Erdoğan’a oy verdi. Ekmeleddin İhsanoğlu ve Selahattin Demirtaş’a bir oy bile çıkmadı.

·         7 Haziran 2015 genel seçimleri: Oyların tamamı AKP’ye verildi. Diğer partilerin tümü sıfır çekti.

·         2023 Menzil seçim sonuçları: AKP %96,7. Diğer partileri saymaya bile gerek yok.

Menzil’in diğer koluna Sivrihisar Buhara’nın oy sonuçları;

·         10 Ağustos 2010 cumhurbaşkanlığı seçimi: Tayyip Erdoğan 72, CHP’nin adayı Ekmeleddin İhsanoğlu 1.

·         12 Haziran 2010 genel seçimler: Geçerli 83 oyun 79’u AKP’ye, 4’ü MHP’ye. Diğer partiler sıfır çekti.

·         1 Kasım 2015 genel seçimler: 60 oy AKP’ye. 1 oy MHP’ye.

·         24 Haziran 2018 cumhurbaşkanlığı seçimi: 68 oy Erdoğan’a verildi. Muharrem İnce’ye 1 oy bile çıkmadı.

·         24 Haziran 2018 genel seçimler: 67 oy AKP’ye, 1 oy MHP’ye çıktı. Diğer partiler sıfır çekti.

Menzil tarikatı, görülen o ki, elbette kendisine devletin FETÖ’den boşalan tüm makam ve kapılarını açan AKP iktidarına sımsıkı sarılacak, tarikatın oy deposunu onların emrine sunacak! Zira bu gayet doğal bir karşılıklı menfaat ilişkidir. Ne istedilerse verenler memnun, ne isterlerse alanlar memnun! Ama sonunda kaybeden hep bu millet olmaya devam ediyor! Gelecekte olabilecek ikinci bir FETÖ mağduriyetinden bu milleti Allah muhafaza eylesin inşallah!!!

                                                                                       Av. Bülent DEMİRBAŞ