Seçimlerin ardından parlamenterler yemin ederek çalışmalarına başladılar. Şimdi sırada meclis başkanının seçilmesi var.
Seçimlerin ardından parlamenterler yemin ederek çalışmalarına başladılar. Şimdi sırada meclis başkanının seçilmesi var. Ancak seçimden sonra başlayan koalisyon tartışmaları devam ediyor ve kafaları karıştırdı. Sanki halkın hükümet kurulacak yönündeki beklentileri umutsuzluğa doğru yelken açmışa benziyor. Zira kendini naza çeken MHP nelerin olabileceğini konuşmak yerine, nelerin olamayacağını konuşuyor.MHP kırmızı, çizgilerinden söz ediyor ama bu çizginin sadece HDP olduğu zaten ilk bakışta anlaşılıyor. Öyleyse daha yakın durduğu AKP ile koalisyon kurması halinde, o çizgilerin ne kadar kırmızı olduğunu hep birlikte izleyip göreceğiz.
Öte yandan olası bir CHP-AKP koalisyonu, CHP tabanında çok fazla ilgi uyandırmıyor. CHP tabanı ve taşra örgütleri ilkelerinden ödün vermeyerek AKP ile hükümet kurmak yerine önce ülkeyi yasaklara, yoksulluklara ve yolsuzluklara sürükleyenlerle hesaplaşma ve sonra da toplumsal barış gerçekleşmeli söylemini daha fazla dillendiriyor.
80 vekil ile ilk defa Meclise giren HDP, her türlü kışkırtmaya rağmen, yapıcı siyaset üslubu ve soğukkanlı duruşuyla seçim öncesinde olduğu gibi halen toplumun beğenisini kazanmayı sürdürüyor.
Yapılan açıklamalara bakılırsa tüm partiler haklı.
İyi güzel de be kardeşim bu ülke hükümetsiz mi kalacak?
Kimisinin kırmızı,
Kimisinin sarı,
Kimisinin de siyah çizgileri var.
Bunları anlamak mümkün ama halkın beyaz çizgilerini hiç kimse dikkate almıyor. Peki, bir olası yeniden seçim de halkın beyaz çizgileri devreye girerse mızıkçılık yapanların meclise bile giremeyecekleri de aklınızda bulunsun.
Kurulacak koalisyon hükümetlerine çok çeşitli olumsuz senaryolar üretiliyor, bunlara çok fazla gerek yok. Elbette her siyasi parti elini taşın altına koymalı, çizgilerini bir kenara bırakıp ilkeler çerçevesinde ortaklık anlaşmasını yapıp koalisyonda yer almalıdırlar.
Burada CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun tutum, davranış ve söylemleri yerinde, olumlu ve takdire şayan olduğunu söylemek bir ödevdir.
Anlaşılan koalisyon kurulması için birçok seçenek varken, yolların bir bir kapandığı ve sadece CHP-AKP veya AKP-MHP seçeneklerinin kaldığı görülüyor.
Baskıcı,
Hukuk tanımaz,
Özgürlükleri yok sayan,
Sürekli gerilim yaratan, bir sürecin 7 Haziran seçimleriyle birlikte yerini normalleşme sürecine bıraktığı görülüyor.
Öyleyse bu sonucu iyi okumak ve anlamak gerekir. Siyasi partiler bir an evvel toplumsal barışı sağlamak adına bir araya gelmeli, Hukuku işleterek sorulması gereken varsa bir hesap onu da sormak en makul olanıdır.
Zira yapılacak olan bir yeni seçimin ülkeye yarar getirmeyeceği unutulmamalıdır.
Son olarak 7 Haziran seçimlerinde Kırşehirlilerin teveccühü ile Milletvekili seçilen Prof. Dr. Yıldırım Türk ile Salih Çetinkaya önceki gün TBMM’de yemin ederek resmen milletvekili oldular. Kendilerine başarılar diliyorum.