ONBİR ayın sultanı Ramazan ayının içindeyiz. Kırşehir'de cadde ve sokaklara bakarsanız herkes bir Ramazan reha-veti içinde.
ONBİR ayın sultanı Ramazan ayının içindeyiz.Kırşehir'de cadde ve sokaklara bakarsanız herkes bir Ramazan reha-veti içinde.
Çarşı Pazar inzivaya çekilmiş, sanki sokağa çıkma yasağı konulmuş gibi cadde ve sokaklar bomboş!
Esnaflar müşterinin yolunu beklemekten yoruldu. Bir kısım esnaf Ramazan ayındaki boşluktan yararlanarak Karadeniz turuna çıkıyor ailece, cümbür cemaat…
Trabzon, Ordu, Giresun, Rize, Artvin, derken Batum'a ulaşan bazı esnaf arkadaşlar önce Gürcistan sınırına geçip birbirlerine hava attılar, şimdi döndüler, çek, senet derdine düştüler.
Neyse o onların sorunu da gerçekten Kırşehir'de herkes bir rehavet içinde.
Bir kamu kuruluşunda görüşmeniz gereken bir kişi var, ya dışarı çıkmış, ya çarşıya inmiş, ya da..... Ulaşılamıyor!
Aynı kurumda başka bir biriyle görüşmek için santralı arıyorsunuz, bir dakika önce telefonuna yanıt veren santral memuresi şimdi yerinde yok! Telefon çalıyor, çalıyor, tık yok!
Uyuyo desem bu kadar çaldırıyorum, uyanır diye düşünüyorum. Sonra telefonun sesini kısmışsa kim duyar ki diyorum.
Yani çalışanı da, evde yan gelip yatan da bir rehavetin içinde.
Herkes olur da ben olamam mı ki!
Tabi olurum, hem de bal gibi olurum.
Sanırım yazın ve Ramazan'ın rehaveti bana da çöktü, uzun süredir elim kolum bağlanmış, hiçbir şeyi canım istemiyor.
Gece yatamıyor, sabah kalkamıyor, hiçbir şeyden zevk alamıyorsunuz.
Ramazan deseniz, yani tabi çok şükür diyelim ama epey zorluyor. Susuzluk açısından çok sarsılmıyorum ama uykusuzluk beni bitiriyor…
Gece yatamıyor, sahurdan sonra yani 04.00'ten sonra yatıyor, 5'te uyuyor, 8'de kalkıyorsunuz.
Neyse tabii yakınmak gibi olmasın, bu günlerin güzelliği, bereketi, tüm bu sıkıntılara yeter de artar bile... Beraber oturulan iftar sofralarının, oruçlu olunan saatlerde aç kalan insanlara edilen duaların, iftar vaktinde aslında normal zamanlarda ne kadar şanslı olduğumuzu bir kere daha hissederek şükretmenin hazzına değer bu sıkıntılar...
Velhasılı kelam, üzerime çöken rehaveti yendim ve böyle bir yazıyı kaleme aldım!
Evet, Kırşehir insanını tam anlamıyla oruç çarptı. Oysa havalar çok ta sıcak gitmiyor, serin geçiyor, ara sırada yağmur, dolu, seli bile andıran yağmurları görüyoruz.
17 saati geçen oruçla birlikte Kırşehir'de birçok aktivite de durma noktasına geldi.
Hayatın saat 10.00'dan önce başlamadığı şehirde kamu kurumlarının bazılarında da inanılmaz bir hareketsizlik gözleniyor. Özellikle hastanelerin boşalmasına neden olan Ramazan ayında ortaya çıkan bu tablo, ibadet boyutunda yerine getirdiğimiz hassasiyetin, iş üretmede düşmesi sıkıntıları da beraberinde getiriyor.
Tam 33 yıl sonra aynı aya denk gelen Ramazan aşırı sıcaklıklarla birlikte oruç tutanları tam anlamıyla çarptı.
Bugün bir haftasını geride bıraktığımız, mübarek Ramazan ayı, Kırşehir'de yeterince verimli geçmiyor. Üstelik geçen yıllardaki gibi kavurucu sıcaklar da yok. Ama süre uzun olunca insanı biraz zorluyor. Ama artık insanlar alıştı, oruçlarını rahatlıkla tutabiliyor.
İş temposunun oldukça düştüğü şehirde hayat neredeyse öğleden sonra gerçek ritmine ulaşıyor.
Sağlam bir inanca sahip ve dininin bütün vecibelerini yerine getirmek adına oldukça hassas olduğu bilinen Kırşehir insanı, bu hassasiyeti ibadet boyutunda yerine getirirken, iş üretmede aynı beceriyi sergilemekten uzak kalıyor.
Buna karşın, gerek gündüz, gerekse akşam saatlerinde, şehir adeta kabuğuna çekilmiş izlenimi veriyor.
Mesai mecburiyeti olanların ve memurların bir tarafa tutulması halinde, halkın diğer kesiminden ses-sedâ yükselmiyor. Yoğunlaşma 17.00 ilâ 19.00 arasında en üst noktasına erişiyor. Bu saatler haricindeki zaman dilimini insanlar evlerinde geçirmeyi tercih ediyor.
Fırınlarda pide kuyruğu… iftara dakikalar kalmış, herkes biran önüce pideyi kapma telaşında. Gel gör ki sırayı atlayanlar var, kalabalıktan çıkan bağırtılar, çağırtılar kavgalara kadar götürecek. Neyse ki fırın sahibi ve kuyruktakilerin yatıştırıyor o gerginliği…
Bir işiniz var bir arkadaşınızı arıyorsunuz şu işimizi ne zaman yapacaksın diyoruz aldığım cevap “Bayramdan sonra”…
Bir yere gideceksiniz, eşiniz veya dostunuz “Bayramdan sonraya erteliyor…
Birinden alacağınız varsa o da bu erteleme sürecine giriyor, bayramdan sonraya kalıyor.
Ama ödemeniz gerekenler, gitmeniz, gelmeniz gerekenler beklemiyor bayramdan sonrayı…
İşte yukarıda dedim ya herkesi bir rehavet kaplamış, kimsenin eli kolu kıpırdamıyor.
Benimkisi kıpırdasa ne yazar?
Zaten bizimkisi kıpırdasa böyle kısa bir yazıyı yazmak için bu kadar uğraşmazdım.
Hepinize rehavetsiz ramazanlar…
Ekmeğimizle oynamayın artık!
Her Ramazan ayında olduğu gibi bu mübarek Ramazan ayında da Kırşehir’de ekmek fiyatları gündemde…
7 Haziran seçimleri sabahı sanki şaka yapar gibi ekmeğin fiyatı 70 kuruştan 85 kuruşa çıkarılınca Kırşehir’de herkes “Ya birileri bizimle dalga mı geçiyor, kafa mı buluyor. İki-üç ay önce 30-40,50 kuruşa ekmek satan fırıncılar şimdi zarar ediyor diye 15 kuruşluk ekmeğe zam mı yapılır?” diye tepki göstermişlerdi.
Gerçekten Kırşehirliler bu fırıncıların elinden yıllardır hep çekiyor da çekiyor!
Bir daha Kırşehir’de faaliyet gösteren fırıncıların bir kısmı Esnaf Odalarına bağlı, bir kısmı Ticaret ve Sanayi Odası’na bağlı. Her oda zam kararını kendisi belirliyor, ama bu konuda hiçbir yaptırımları yoksa çok vahim bir durum olsa gerek.
Kırşehir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Bahamettin Öztürk, vatandaşlara 400 gram pideye 1,70 TL değil, 1,35 TL ödemeleri gerektiğini hatırlata dursun bu konuda nedense hiçbir şey yapmıyor, yapamıyor. Odanın işi sadece fiyat ve gramaj belirlemekse neden Esnaf Odaları Birliği Başkanı veryansın ediyor? Yetkililere gereğini yaptıramayacaksa orada niye duruyor ki?
Bakın Birlik Başkanı Öztürk, bu konuda ne diyor?
“Ramazan sofralarının olmazsa olmazlarından biri pide. Ramazan öncesinde biz 400 gram boz pidenin 1,35 TL’den, 500 gram boz pidenin 1,70 TL’den satışını açıklamıştık. Ramazanın ilk günü belirlenen tarifelerle pide satışı başlamıştı. 500 gram pide tek yumurta ve susamlı 2,25 satışa başlamıştı. 400 gram pide 1,35 TL, 500 gram pide 1,70 TL, fakat bazı fırıncı kardeşlerimiz fırsatçılık yaparak 400 gram pideyi 1,70 liradan satmaktadırlar ve bakkal kardeşlerimize 400 gram pideyi 500 gram diye vererek 1,70 liraya sattırmaktadırlar. Ben vatandaşlarımıza sesleniyorum. 400 gram pidenin 1,35 TL, 500 gram pidenin de 1,70 TL olması gerekir. Halkın fırsatçılara fırsat vermemesi için bildik, tanıdık fırınlarından pidelerini alsınlar. Belediye Başkan Yardımcısı Emre Şahinci ile görüştük ve fırsat vermeyeceklerini söylediler. İl Tarım Müdürü Kenan Şahin ile de görüştük. Vatandaşlarımızı da uyarmak istiyoruz. Vatandaşlarımızın 400 gram pideyi 1,70 TL’ye değil, 1,35 TL’ye yemeleri için biz elimizden geleni yapacağız.”
Uzun lafa gerek var mı?
Düşünün bir Birlik Başkanı da halka fırıncıları şikayet ediyor, ama daha fazla yetkisi olmadığı için bir şey yapamıyor!
Una, mayaya, işçiliğe zam mı geldi bilmiyorum ama ekmeğin fiyatına zam geldi.
Ramazan ayında pide de değişik fiyatlarlarda satılıyor. 400 gram pidenin 1,35 kuruştan satılması gerekirken 1,70 kuruştan satılıyor. Yani verilen zamma bir de fırıncılar gramajını ve fiyatını yükselterek artış yapmışlar ki gel keyfim gel!.
Ne de olsa Vali Necati Şentürk izinde.
Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci sık sık Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun toplantıları için Ankara’da…
O zaman diğerlerini kim takar ki!
Vay Kırşehirimiz vay!
Neden bu kadar sahipsizsin ki!
Bu keyfilik, bu sorumsuzluk, bu ilgisizlik, bu vurdumduymazlık nereye kadar sürecek ki!
Fırıncılar bu işi iyi öğrendi!
Her Ramazan öncesi zamlarını tıkır tıkır alıyorlar, Ramazan da ürettikleri pideye zaten kimse bakmıyor! Verilen fiyatlara zaten uymuyorlar, kendileri belirliyorsa gel keyfim, gel…
Vurun abalıya!
Vurun gariban halka!
Kalite mi, fiyat mı derseniz orasını hiç sormayın.
Kaliteyi bir kenara bırakıp fiyatına bakar oldu bu millet…
“Ekmeğimiz kaliteli olsun da fiyatı önemli değil” diyoruz ama nedense göstermelik denetimle kalitesiz ekmek yemeye ve kazıklanmaya devam ediyoruz.
Hiç kimse gereği gibi denetim yapmaz, yaptırıma gitmez.
Fiyat, kalite, denetim kim, biz kimiz!
Kuzu gibi milletiz velhasıl kelam!
Bakın Mustafa Onur Yurttaş adlı bir okurumuzun bize gönderdiği bir mesaj:
“Gramajını bilmem ama ekmeklerin yenecek hali yok. Belediye Başkanı hiç ekmek yemiyor mu? Çevre illere gidip bir bakın. En kalitesiz ekmek ve pide Kırşehir’de üretiliyor. İçiniz alıyorsa hepinize afiyet olsun.”
Yeter artık beyler ekmeğimizle oynamayın!
Biraz da gülelim!
Eşek demenin yolu
Hazır cevap adamın biri ayağına basan kadına "eşek" dediği için yargılanmıştı. Duruşma sonunda yargıç adama kararı okudu:
“Altı ay hapis cezası verdim, cezanı paraya çevirdim” dedi.
Sanık sordu:
Peki sayın yargıç, bir eşeğe "hanım" desem yine suç olur mu?
Yargıç kısa kesti:
Olmaz.
Sanık, davacı kadına döndü:
İyi günler, hanım!
Sevdiğim bir söz!
“Şansı değerlendirin! Hayat sadece bir şans. En uzağa giden adam, en çok şeyi yapan ve en çok cesaret edendir. 'Her şeyden emin gemisi' kıyıdan hiçbir zaman fazla uzaklaşmaz.”
Dale Carnegie