KIRŞEHİRLİLER’İN ANILARINDA
YAŞAYAN ÇARŞI ve SOKAKLARI

MİLLET BAHÇESİ'NDEN AHİ STADI'NA (9)
Tekel’e doğru ilerlerken bugün halı ve mobilya mağazasının bulunduğu büyük dükkânın olduğu yerde inşaat malzemeleri satılırdı. Sahibi Cavit Uluğ bu dükkânı sattı ve Mersin’e yerleşti.
Bundan 30 yıl önce Necip Aksu burada lokantacılık yapardı. Daha sonra bu dükkânda başkaları hizmet verdi. Bu dükkânın bitişiğindeki iki katlı dükkânda şimdi Teknosa mağazası var. Bitişiğindeki TEB Türkiye Ekonomi Bankası)’in olduğu yerde 50 yıl önce eski Belediye Başkanı Av. Kemal Hotomaroğlu oturdu. Bugün Yapı Kredi Bankası’nın olduğu yer de Kemal Hotomaroğlu’nun bir akrabasınındı. Kemal Hotomaroğlu burayı satın aldı ve kendi arsasıyla birleştirerek iki katlı çok güzel bir bina yaptırdı. Kemal Hotomaroğlu’nun eşi Nurdan Hotomaroğlu üst kattaki dairede doktorluk yapardı. Kemal Hotomaroğlu’nun kendisi de ana caddeye bakan dükkânın birisinde avukatlık yaparken 2 Şubat 1968 tarihinde kendisini destekleyen Adalet Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi’nin oylarıyla bağımsız olarak Belediye Başkanı seçildi. Kemal Hotomaroğlu daha sonra Süleyman Demirel’in Adalet Partisi’ne geçti. 1973 seçimlerinde Adalet Partisi’nden yeniden Kırşehir Belediye Başkanlığı’na aday oldu, ama CHP’nin aday gösterdiği eski Millet Partili Orhan Baycan’ın karşısında seçimi kaybetti. Orhan Baycan da Belediye Başkanlığı’nı 12 Eylûl 1980 darbesine kadar iki dönem sürdürdü. Kemal Hotomaroğlu daha sonra iki katlı binasını satarak Ankara’ya yerleşti. Bu dükkânları satın alan hemşerilerimiz de geçtiğimiz yıllarda bu binayı yıkıp yerinde iş merkezi yaptırdı. İş merkezinin bugün altında Yapı Kredi Bankası, üstünde de bir dershane bulunuyor.
Kemal Hotomaroğlu’nun binasının üst tarafındaki binanın girişinde ise en az 25 yıl toptancılık yapan esnafları görüyoruz. Buradan Ziraat Bankası’na doğru ilerlediğimizde Varlık Arısan Pasajı’nın girişinde otobüs yazıhanesi, bakkal gibi iş yerleri ile üst katında dernek ve inşaat büroları, kafeler var. 1957 yılında yapılan, ancak yıllar sonra kaldırılarak yeri Cacabey Meydanı’na bırakılan bugün özelleştirilmiş Tekel Müdürlüğü’nün eski binasının müteahhitliğini Mustafa Karagüllü ile emekli Özel İdare Müdürü Arif Zülkadiroğlu yapmışlardı.
Eski Tekel’in karşı tarafında Girne Pasajı, Arif Başar’lara ait bina, Mermerler Apartmanı, Turizm Müdürlüğü binası, Park Oteli vardı. Mermerler Apartmanı’nda en son oturanlar üst katta DYP, altta Mermerler otobüslerinin yazıhanesi ve çemenci Ali Güzey’in olmuştu. Arif Başar’lara ait iki katlı binanın Cacabey Camii’ne bakan tarafını bir zamanlar Doktor Adem Egeli ve Diş Hekimi Hasan Makaklı faaliyet göstermişler, barınacak yerlerinin olmadığı günlerde de Kırşehirspor oyuncuları burada kalmıştı.
Ön tarafta köşedeki Park Oteli Hacı Avşar Ergül’e aitti. Park Oteli bundan 50 yıl önce Kırşehir’in en iyi otellerindendi. Avşar Ağa’nın pek çok garip gurebayı hiçbir para almadan otelinde barındırdığı söylenir. Otelin altında berber Ali Sedef, kuru temizlemeci Mevlüt Çiçen, Aktaş Otobüs Yazıhanesi vardı. Tam otelin karşısında emekli öğretmen Hıfzı Sözüer tarafından 70 bin liraya yaptırılan saat kulesi vardı. Saati ikide bir bozulduğu için hiçbir işe yaramayan ve halkın “kaktüs” adını verdiği bu saat kulesini dönemin Belediye Başkanı Dr. Cahit Gürses bir gece yıkıp ortadan kaldırdı. Avşar Ağa’nın oğulları hiçbir zorluk çıkarmadan cüz’î bir bedelle oteli Belediye’ye verdiler. Belediye de oteli yıktı.
Cacabey Parkı’nın genişletilmesi sırasında Belediye Başkanı Metin Çobanoğlu döneminde bina sahipleri mağdur edilmeden arsaları Belediyece alınarak yıkıldı ve buraya iki katlı yeraltı çarşısı yaptırıldı. “Cacabey Yeraltı Çarşısı” en altı otopark, onun üstü çarşı, en üstü de park yapılarak Kırşehir’e kazandırıldı.
Cacabey Meydanı bir zamanlar siyasetçilerin kalbinin attığı yerdi. Osman Bölükbaşı burada çok meydan mitingleri yaptı. Bülent Ecevit bir gün Nevşehir dönüşü akşam karanlığında Kırşehir’den geçerken Cacabey Meydanı’na da uğramış, kendisini bekleyen partililere hitaben ışıklar altında bir konuşma yapmıştı. Aynı şekilde Necmettin Erbakan da Millî Nizam Partisi ve Millî Selâmet Partisi genel başkanı olarak birkaç kez burada konuşmuştu.
Başbakan Süleyman Demirel 31 Ocak 1977 tarihinde Petlas Lâstik Fabrikası’nın temelini atmak üzere geldiği Kırşehir’de düzenlenen mitingte Cacabey Meydanı’ndaki traktör römorkunun üzerine çıkarak Kırşehirliler’e hitap ederken meydanda toplanan kalabalığın arasındaki Eğitim Enstitüsü öğrencileri “Vali istifa” sloganlar atıp Vali Mehmet Emin Dündar’ı protesto etmişlerdi. Tabiî Süleyman Demirel dâva adamıydı, öğrencilerin bağırmasına aldırış etmedi. Vali Dündar Kırşehir’de birkaç yıl daha görev yaptı.
Daha sonraki yıllarda parti liderleri Valiliğin gösterdiği yerde değil, kendi parti binalarının önünde otobüs üzerine çıkarak Kırşehirliler’e hitap ettiler. Şimdi her türlü etkinlik, miting, gösteri ve eylemler Cacabey Meydanı’nda yapılıyor.
Bugünkü Anıt İş Merkezi’nin yerinde olan Hacı İsmail Altınlı, Hacı Kadir Altın, Hasan Hüseyin Çetin ve Arif Gökbulut’un sahibi oldukları iki katlı eski binayı herkes gibi hatırlıyorum. Bu binanın altında Beşir Ağa’nın nalbant dükkânı olduğunu eskiler bilirler. Yakın yıllara şöyle bir baktığımızda o eski binanın üst katının Şehir Oteli olduğunu, oteli “Kürt Osman” olarak tanıdığımız Osman Ünlü’nün çalıştırdığını, daha sonra Terzi Adil’in işlettiğini hatırlıyorum. Bu binanın üst katının sağ köşesinde Merkez Polis Karakolu vardı. Daha sonra burada bir süre Adalet Partisi oturdu. Altında da Malatyalı Eşref Karakaya’nın fırını, yanında bir manav, Çanta’nın bakkal dükkânı ve eczane vardı. Köşebaşında ise Kayserili Fahri İkiz’e ait “Galeri İkiz” adlı konfeksiyon mağazası hizmet verirdi. Bu binayı yukarıda isimlerini belirttiğim hemşehrilerimizin varisleri yıktırıp üst katları otel olarak kullanılan bugünkü iş merkezini yaptırdılar.
Yanındaki şimdi Ünal Çarşısı’nın olduğu yerin de Niyazi Ünal’a ait olduğunu öğreniyoruz. Bu geniş alanda Demokrat Parti İl Başkanlığı yapan Sefa Bey’in kardeşi Niyazi Bey’in oğlu Köksal Ünal ile Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci’nin dedesi Yaşar Bahçeci ve Mermerler’in ortak otobüs yazıhaneleri ve bazı iş yerleri faaliyet gösterirlerdi.
Ünal Çarşısı’nın yanında bulunan bugünkü Hürriyet İş Hanı’nın olduğu yerde altmış yıl önce Ali Gökbulut’un gazoz üretirdi. Bitişiğindeki Yeni İş Hanı’nda da “Kel Basri” adıyla tanınmış Adana’lı Basri Yöney bilardo salonu çalıştırırdı. Çemenci Ali Ağa, Manav İlhan gibi daha başka esnaflar da burada faaliyet gösterirlerdi. Bu hemşerilerimiz daha sonra başka illere göçtüler.
Yolun karşı tarafında PTT’nin yanındaki altında şimdi dondurmacı, emlâk bürosu ve beyaz eşya bayii bulunan iki katlı binayı Neşet Uz ile Ali Gökbulut yaptırdılar. Binanın arkasındaki sinemayı Neşet Uz ve Ali Gökbulut uzun yıllar işlettiler. Beyaz eşya bayiinin bulunduğu yerde gerçekten tarih olmuş Sırsaray Restoran, köşesinde de Avukat Şaban Küçükkâtipoğlu’nun yazıhanesi vardı. Öğretmen Evi’ne giden yolu geçince altında beyaz eşya mağazası, kuru yemişçi dükkânı ve elektronikçinin bulunan üç katlı binayı da yine Neşet Uz ile Ali Gökbulut yaptırmışlardı.
Hemen bitişikteki Tan İş Hanı’nı ise Seyrek köyünden Bekir Tan ve Kadir Tan’ın babaları Mustafa Kâhya yaptırdı. Bu binada 50 yıl önce Kırşehir’in ilk özel hastanesi olan Kayadelen Hastanesi hizmet vermişti. Hastanenin sahibi Op. Dr. Rifat Kayadelen Kırşehirspor, Şehir Kulübü gibi sosyal derneklerde de görev yapmıştı. Şimdi burada bir restoran faaliyet gösteriyor.
Caddenin karşı tarafında köyden şehre göçün başladığı 1960’lı yıllarda Kuşaklı’dan ilk gelenlerden Hacı Avşar Ergül ile Hacı Mustafa Çavuş (Mustafa Kaya) yan yana beşer katlı otel ve giriş katlarına da dükkânlar yaptırdılar. Yakından tanıdığım Avşar Ağa ve Mustafa Çavuş çok iyi ve çalışkan insanlardı. Şimdi aynı işleri bu hemşerilerimizin oğulları sürdürüyorlar. Avşar Ağa’nın yaptırdığı oteli bugün Bahamettin Öztürk çok yıldızlı Cingöz Resort Otel olarak işletiyor. Altında ise yine güzel bir restoran ve gözlükçü dükkânı bulunuyor. Yanındaki Kurt Apartmanı’nı da Hasan, Salih ve Osman Kurt kardeşler yaptırdılar.
Bu binanın yanındaki altında pastanenin olduğu binayı da Yeni İkinci Çarşı’da radyo tamirciliği yapan “Hacı Çakır’ın Ömer Efendi”nin oğlu Mehmet Köker yaptırmıştı. Onun yanındaki Kırşehir Apartmanı ve Kırşehir Pasajı’nı bir araya gelen bazı müteşebbis hemşehrilerimiz yaptırdılar. Bu hemşehrilerimiz buranın zemin katına bir çarşı, birinci katına bürolar, üst katına da apartman daireleri yaptırmışlardı. Bitişiğindeki Biliciler Apartmanı’nı ise aşiretten Mehmet Bilici yaptırmıştı. Buranın arsası Bakırcı Haydar Bey’e, yanı ise kebapçı Etem Ağa’ya aitti. Bugün avukat yazıhaneleri, lokanta, kuru yemişçi ve fırının bulunduğu Biliciler İş Hanı’nın yerinde kırk yıl önce tek katlı, kerpiç, toprak örtülü tek katlı ev vardı. Evin önünde de su kuyusunun olduğunu hatırlıyorum.
Yolun sağ karşı köşesindeki dershane, eczane, telefon bayii, pastane gibi iş yerlerinin olduğu yerde ise bundan 50 yıl önce “Kervan” adlı yazlık sinema vardı. Sinemanın olduğu yere sonradan Yağmurlulu terzi Hasan Özdemir bugünkü büyük iş merkezini yaptırdı. O zamanki yazlık sinemanın yanına bugünkü Baykal-Yüksel İş Hanı inşa edildi. Buradaki yaklaşık 40 yıl önce yıkılan Semerci Raşit Artuk’un sahibi olduğu iki katlı binada Avukat Akıp Aksaç, Arzuhalci Galip Kaya (Dayı), çevresinde “Sıdıklılı Kâtip Abdullah” diye tanınan arzuhalci ve Adalet Partisi İl Başkanı Abdullah Yılmaz’ın yazıhaneleri vardı.
Ankara Caddesi’nin 1950 yılında trafiğe açılmasından sonra buraya ilk modern binayı iki yıl sonra Dr. Sami Eralp yaptırdı. Ondan sonra bu caddede yapılanma başladı. Bugün Dr. Sami Eralp’ın binasının alt katında Arif ve Mustafa Çoban kardeşlere ait Stüdyo Aile, üst katında bir kebapçı ile bazı iş yerleri bulunuyor.
Yanındaki Çetin Apartmanı’nın altında gözlükçü, çiçekçi gibi iş yerleri var. Köşe başında ise yıllardır faaliyet gösteren bir eczane bulunuyor. Üst katlarında Kent Konseyi ile bazı dernek ve bürolar faaliyet gösteriyor.
Bugünkü Kültür Merkezi’ne giden sokağın karşısındaki Agâh Apartmanı’nın olduğu yer 60 yıl önce Tekel’den emekli Rıza Genç’e aitti. Daha sonra burasını Ali Osman Agâh satın alarak bugünkü binayı yaptırdı. Bu binanın az ilerisinde ise bir grup doktorun bir araya gelerek yaptırdıkları Özel Aşıkpaşa Hastanesi var. İkizarası’na giden yoldan sonra da Kültür Müdürlüğü ve Kırşehir Müzesi bulunuyor.
Agâh Apartmanı’nın yanındaki Esen Pasajı’nı Kırşehir eski milletvekili Avukat Sabri Yavuz 1970’li yılların sonunda bir grup Kırşehirliyle ortaklaşa yaptırdı. Yanında eskiden Erzincanlı Hamdi Dinçer’e ait üç katlı eski bir binanın olduğunu öğreniyoruz. Daha sonra bu binayı Hasanlar’lı Abdullah Türkmenoğlu satın alarak o yıllarda üç katlı bir bina inşa ettirmiş, bitişiğindeki Türkmenoğlu İş Merkezi’ni ise oğlu Ali Türkmenoğlu yaptırmıştı.
Eski adliye ile hükûmet binalarının da CHP’li Sahir Kurutluoğlu’nun Adalet Bakanlığı zamanında inşa edildiğini, adliye binasının yerinin Maliye’den emekli Nevzat Ulucan’a, yıkılan hükûmet binasının yerinin de Kasap Süphan ve vârislerine ait olduğunu ve m2’si 35 liradan istimlâk edildiğini öğreniyoruz. Kayserili bir müteahhide o zamanki parayla 3 milyon 340 bin liraya ihale edilen ve 1963 yılında Sahir Kurutluoğlu tarafından temeli atılan hükûmet binası iki yılda tamamlanabilmişti. Bu binanın aynısı Kırşehir’in yeniden il olduğu 1957’de il olan Sakarya ve Adıyaman’da da yaptırılmıştı.
Emniyet Müdürlüğü yanındaki eskiden Toprak-Su Ekip Başmühendisliği’nin olduğu arsaya yeni hükûmet binası yapılınca eski hükûmet binasında Defterdarlık, Nüfus Müdürlüğü, Tapu ve Kadasro Müdürlüğü gibi kamu kuruluşları bir süre faaliyet gösterdi. Yıkılan bu binanın yerinde şimdi Selçuklu mimarîsi tarzında, Kırşehir’e yakışır daha modern bir hükûmet konağı yapılıyor.
Bir zamanlar Kırşehir’in imara ilk açılan Ahievran Mahallesi ve Ankara Caddesi çocukluğumuzun, gençliğimizin geçtiği en güzel yerlerdi. “Şimdi Kırşehir’in en modern ve işlek caddesi Terme Caddesi’nin gölgesinde kaldı Ankara Caddesi” desek yeridir. Ankara Caddesi’nin ilk yapılanmasıyla birlikte o yıllardaki plân ve projeler, küçük dükkânlar bugün Terme Caddesi’ndeki geniş kaldırımlar, büyük dükkânlarla baş edemedi. Bütün büyük markalar, alışveriş merkezleri, üniversite, termal oteller, öğrenci yurtları, kafeler, restoranlar Terme Caddesi’ni renklendirdi, daha da canlandırdı. (BİTTİ)