Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimlere girmeye hak kazanan partilerin milletvekili adayları listeleri netleşti ve böylece meclis seçimleri için de gerçek anlamda start verilmiş oldu. Listelerdeki yerlerini beğenmeyen adayların istifaları ile sonuçlanan krizlere ilişkin ülkenin dört bir yanından yaşanan gelişmeler basına yansımaya devam ederken Kırşehir özelinde durumlar nedir bir bakalım.
AKP yeni isimler yeni yüzlerle seçime girecek lakin AKP için isimlerin aslında pek bir önemi yok, zira her zaman olduğu gibi adaylar seçime yine Sayın Erdoğan’ın ismi ve gölgesi altında girecekler. Seçmen AKP’de adaya değil, aday kim olursa olsun Erdoğan’a oy verir. 
Bu iddianın sahibi ben değilim, bizatihi eski bir AKP il başkanıdır! Yıllar önce MHP il yönetimi olarak AKP il başkanlığına bir ziyarette bulunmuştuk. Dönemin AKP il başkanı odasında, MHP ve AKP’li yöneticilerinde olduğu bir ortamda MHP eski il başkanımız Sayın Cemil Cahit Pişkin’e hitaben “Siz parti olarak çok çalışıyorsunuz ama bizim çok çalışmamıza gerek yok, biz de seçimi sadece Sayın Erdoğan götürüyor, her yerde oylar ona veriliyor!” demişti. 
Bu konuşmayı hiç unutmadım, zira hakikat payı vardı! Bir diğer açıdan ise AKP’de milletvekili adaylık başvurularınınbu kadar çok olması bazıadaylar için seçilme ihtimalleriolduğu veya memlekete hizmet edebilme aşkıyla yandıkları için değildir. Siyasetle az çok uğraşan herkes bilir ki iktidar partisinden aday adayı olmak çoğu için şahsi ikbal hesabıdır. İsimlerini duyururlar, akabinde de milletvekili aday adayı olmuş olma etiketini ön plana çıkararak iş ve ihale kovalarlar, atama talep ederler, makamlarında yükselmek isterler v.s. Hülasa hakikat olan odur ki, AKP iktidardadır, Sayın Erdoğan’ın siyasi karizması gölgesinde talih yüzüne gülenler debu vesileyle saltanatlara yelken açarlar. Zaten AKP’den seçilen milletvekillerinin çalıştıklarına da Kırşehir geçmişte nadiren şahit olmuştur, “gemisini kurtaran” kaptan deyip Ankara’ya yerleşip Kırşehir’i unutan vekilleri çok görsek de seçimde oylar esasında AKP adayına değil de yine Sayın Erdoğan’a verilecek gibi gözüküyor. Ancak biz yine de AKP adaylarından Kırşehir’e hizmet etmelerini ümit ve temenni ediyoruz.
CHP açısından baktığımızda ise mevcut vekilin yine ilk sıradan aday olduğunu, önceki il başkanını da ikinci sıraya koyduklarını görüyoruz. Beklenti CHP’de bir bayrak değişimi olması yönündeydi lakin partinin Metin İlhan’ı çalışkan bulması ve devam etmesi yönünde irade gösterdiğini anlıyoruz. Geçtiğimiz dönem CHP milletvekilinin hakikaten de iktidar partisinin milletvekilinden daha çok çalıştığını, Meclis’te kürsüye daha çok çıkıp ilimiz sorunlarını dillendirdiğini gördük. Bunun ödülünü aldı diye düşünülebilir. Ancak seçilmek için ikinci sıra adayının elbette diğer tüm partilerde olduğu gibi Kırşehir’de bir şansı gözükmüyor. Ayrıca CHP’nin her iki adayının da Kırşehir’in aynı demografik ve seçim bölgesinden olmaları büyük bir handikap olmuş ve CHP’yi Kırşehir genelinde zora sokmuştur.
İYİ Parti ise bu seçimdeki ilimizdeki en büyük hayal kırıklığı oldu. Zira ilk sıradan adaylığına kesin gözüyle bakılan ve tabanda ciddi bir destekçisi bulunanAsaf Kayaoğlu ikinci sıraya alındı, ilk sıraya da Kırşehir’de kimsenin tanımadığı dışarıdan ithal bir aday getirildi. Herhalde daha torpilli olan ilk sıra adayının Asaf Beyin ikinci sıradan çalışması sonucunda destekçilerinden yararlanma kurnazlığı hesaplanmış olmalı. Ancak bu hesap pek tutacak gibi gözükmüyor. Zira Kırşehir siyasetinin eli çantalılar diye tabir ettiği ve Kırşehirlilerin her zaman yadsıdığı bir durumu acı bir şekilde yaşayan İYİ Parti artık seçimde hiçbir iddiası kalmadı gibi gözüküyor. Bu iddia benim mesnetsiz bir lafı güzafım değil, bilakis İYİ Partililerin fikri. Bunu gerek partililerle konuşmalarınızdan gerekse sosyal medyadaki partililerin tartışmalarından görebiliyorsunuz.
MHP Kırşehir seçimlerinde esasında iyi bir sonuç bekleyen parti değildi. Zira gerek yönetimlerinin halka soğuk ve uzak olmalarını, gerekse ülkücü taban desteği olmadan yukarıdan atamayla göreve gelmiş olmalarını, kongrelerde ise önceden belirlenmiş delegelerle tek adaylı seçimlerle yönetime gelerek tabandan kopuk olduklarını ve bu nedenlerle ülkücü tabandan yoğun tepki ve eleştiri aldıklarını malumunuz Kırşehir sokaklarında herkes konuşmaktadır. Ona keza ülkücü tabandan beslenen diğer partilerin de (İYİ Parti, Zafer Partisi, BBP, Milli Yol Partisi) etkisi ile bölünmüş bir ülkücü camianın ülkücü adaylar için pek bir gelecek vaat etmiyor olduğunu görüyoruz. Ancak gerek MHP ilk sıra adayı Aydın Akpınar’ın ülkücü camia tarafından sevilen ve saygı duyulan bir aday olması gerekse ikinci sıra adayı Mehmet Ay’ın taşra seçmeni tarafından sevilen birisi olması MHP açısından oldukça olumlu gelişmelerdir. Ancak dediğim gibi bölünmüş ülkücü camia MHP’nin bu olumlu tarafına olumsuz etki ederek seçimi zora sokmaktadır.
Milli Yol Partisi adayı Şevket Göçmen ile Zafer Partisi adayı Mustafa Kılıç da çok sevilen dürüst siyasetçi örnekleri olarak işaret edilebilecek insanlardır. Ancak adayların partilerinin gücü seçmenlerin tercihlerinde etkin bir faktör olması yanında Türkiye’nin bir tür kader seçimi olarak da adlandırılan 14 Mayıs seçimlerinin Erdoğan’ın gitmesi veya gitmemesi üzerine kurulmuş olması nedenleriyle seçmenlerin aman oyumuz boşa gitmesin saikı ile hareket edecek olmalarını da göz önüne alırsak normal şartlarda alabilecekleri oyun altında kalmaları muhtemel gözükmektedir.
Neticeten, 14 Mayıs seçimlerinde meclise iki milletvekili gönderecek olan ilimizde bir milletvekilinin AKP’den olmasına kesin gözüyle bakılıyor. Sokağın nabzı ikinci vekilin CHP’den olması yönündeydi lakin CHP’nin adaylarının nedense ikisinin de ilimizin aynı demografik bölgesinden olması, Kaman ve Mucur gibi bölgelerden kopmuş görüntü vermeleri CHP tabanını dahi rahatsız etmiş ve adaylarının seçilme ihtimallerini tehlikeye düşürmüştür. İYİ Parti’nin ilk sıra adayının ilimizde hiç tanınmaması ve genel merkez torpili ile aday yapılması İYİ Parti tabanında bile büyük bir tepki doğurmuşken Kırşehir genelinde kabul görüp seçilmesi de imkânsızlaşmış gözüküyor. Bu durumda İYİ Parti seçmenlerinin gerek partinin yaşadığı bazı krizler nedeniyle gerek aday sorunu nedeniyle MHP ve CHP’ye kayması muhtemeldir. Altılı masadaki HDP faktörü nedeniyle kimi oylar MHP’ye, kimi oylar da Erdoğan gitsin düşüncesi ile CHP’ye kayabilecektir. CHP ve İYİ Parti’nin ilimizdeki aday handikaplarının MHP’ye yaraması ihtimali vardır. Bu nedenle hakikaten zorlu ve hırslı bir çalışma ile ikinci vekilin MHP’den çıkması mümkün olabilecek gibi gözükmektedir. 
14 Mayıs seçimleri Türkiye için son derece hayati seçimler olarak değerlendirilmektedir. Zira sadece iktidarın kim olacağı değil, yönetim şeklimiz de adeta yeniden oylamaya sunulacak, halkımız parlamenter sistem ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemini de tekrar sandıklarda değerlendirecektir. Seçimlerin gerek ilimiz gerekse ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum…