Şehri azim, yani azimli insanların yaşadığı şehir olarak bilinen Kırşehir…
Kırşehir tarihini incelediğimizde görüyoruz ki, nice unutulmaz değerleri yetiştirmiş kadim bir şehirdir Kırşehir…
Tarih ve kültür şehri olduğunu bilen çok iyi bilir. Biz Kırşehirliler de her daim tarihimizle, kültürümüzle, evliyalarımızla, bilim adamlarımızla, siyasilerimizle, yetiştirdiğimiz değerlerimizle gurur duyar, onlarla övünür, onlarla her ortamda onur duyarız. Çünkü bunlar ülkede ses getirmiş, isim yapmış, Kırşehirlilerin gururu olmuş kıymetli birer değerlerimiz olmuşlardır.
Ben de bunları zaman zaman köşemde dile getirir ve onları hep minnet ve şükranla yad eder, unutulmamalarına ve yeni neslin tanımasına imkan sunarım.
Kırşehir; Ahi Evran-ı Veli’siyle, Aşık Paşa’sıyla, Hacı Bektaş-ı Velisiyle, abdal kültürünün başkenti olmakla övünen Muharrem Ertaşları, Çekiç Alileri, Şemsi Yastımanları, Neşet Ertaşları sinesinde barındıran, Türk siyasetinde unutulmaz izler bırakmış, bir dönem Kırşehir adı onunla anılmış Osman Bölükbaşı’nın topraklarında demokrasi tarihine adını altın harflerle yazdırmış, Kırşehir’de tıp ve bilim alanında da nice unutulmaz değerler yetişmiştir. 
Bir Prof. Dr. Erol Güngör’ü. Bir Prof. Dr. İlhan Kılıçözlü’yü, bir Prof. Dr. İlhan Şahin’i, bir Op. Dr. Erdal Ahat’ı, bir Prof. Dr. Mehmet Ali Altın’ı, bir Prof. Dr. Hüsnü Özek’i, bir Prof. Dr. Erkan Ahat’ı, bir Prof. Dr. Cemil Yıldırım Türk’ü, bir Prof. Dr. Tamer Demir’i ve daha başkalarını saymak mümkün.
Yine Kırşehir’in yakın tarihine şöyle bir göz atıyoruz ki 1980 yılından sonra Kırşehir’de eğitim düzeyinin yüksek seviyelere çıktığını görüyoruz. 
Kırşehir’in bu tarihlerde iki ortaokulu vardı. Birisi Kale’deki Prof. Dr. Erol Güngör’ün, Osman Bölükbaşı’nın, hukukçu Celâl Tekiner’in daha başka pek çok ünlü Kırşehirlilerin okuduğu, merdivenlerinden inip çıktığımız, tarihi Kale Ortaokulumuz ve Cacabey Ortaokulumuz. Buralarda nice Kırşehirli değerlerimiz mezun olmuş, doktor olmuş, mühendis, hakim, savcı, eczacı olmuş isimlerimizi görüyoruz. Şimdi hepsi ülkesine hizmet eden değerler, benim Kırşehirli hemşehrilerimdir. 
Bu konularda Kırşehir’e ve Kırşehirlilere söz söyletmeyen bir gazeteci olarak kimleri yazmadım ki? Görüştüğüm, konuştuğum bir Prof. Dr. Erol Güngör, Prof. Dr. İlhan Kılıçözlü, Opr. Dr. Erdal Ahat’ı, Prof. Dr. İlhan Şahin, Prof. Dr. Hüsnü Özek, Prof. Dr. Mehmet Ali Altın, Prof. Dr. Cemil Yıldırım Türk, Prof. Dr. Tamer Demir ve diğer unutulmaz değerli hocalarımızı, akademisyenleri bu sütunlarda defalarca yazdım, kaleme aldım. Hepsi yazılmayı, anlatılmayı fazlasıyla hak etmiş birer değerlerdi benim için… Eğer yazmazsam edemezdim bu değerli Kırşehir evlatlarını…
Bugünkü yazımda 1967 yılında Kırşehir’de doğmuş, 1978 yılında Cumhuriyet İlkokulunu bitirmiş, 1981’de Kale Ortaokulu’ndan mezun olmuş, Aşıkpaşa Mahalleli, yaz aylarını Çaydeğirmeni semtindeki bağ evlerinde geçiren, Kasalar Sülalesinin YSE’de tamirci olarak çalışan babası Ahmet ve annesi Göçeroğulları’ndan Sevinç hanımın oğulları Metin Durandurdu…
O yıllarda ailesinden iyi bir eğitim ve terbiye almış, yetiştirdiği başarılı öğrencileriyle ünlü Cumhuriyet İlkokulu ve Kale Ortaokullarından okumuş, arkadaşlarıyla uyum içerisinde olmuş, öğretmenlerin sevdiği, başarısıyla öne çıkan, kibar, düzgün, naif bir yapıya sahip Metin Durandurdu lise tahsilini İstanbul’da yapmak ister. Babası YSE’de tamirci Ahmet Durandurdu ile annesi Sevinç hanım oğullarının bu isteğini yerine getirerek İstanbul’a gönderirler. 
Hayatında ilk defa İstanbul’a giden, ilk defa denizi burada gören Metin, ailesinin ve yakın çevresinden aldığı bir mektubu Kırşehir Cumhuriyet İlkokulu’ndan öğretmen olarak görev yapmış Kırşehir’in sosyal, kültürel tüm etkinliklerde aktif görev almış, benim de yakından tanıdığım, bildiğim, görüştüğüm, İstanbul Etiler Hasan Ali Yücel İlkokulu’nda müdür yardımcısı olarak görev yapan öğretmen Aydın Dölek’e götürürler.
İstanbul’u iyi bilen Dinekbağlı eniştesi Mehmet Dolu ile İstanbul’da öğretmen Aydın Dölek’in Etilerdeki evine varırlar. Kırşehir’den geldiklerini ve bir yakınlarından aldıkları o mektubu Aydın Dölek hocaya verirler. 
Aydın Dölek, “Tamam sevgili hemşehrilerim, Metin’i Kabataş Erkek Lisesi’ne kaydettireceğim” diyerek evden çıkarlar ve Beşiktaş Balmumcu’daki Mermerler’in işyerlerine giderler.  Orada Muzaffer Mermer’in gelmesini bekleyen bir hemşehrimizle karşılaşırlar. O hemşehrimiz Kırşehir’in yetiştirdiği çok mükemmel insan, büyük eğitimci, Cumhuriyet ve Atatürk ilkelerinin yılmaz savunucusu, büyük Atatürkçü, büyük insan Arif Gönendik’tir.
Aydın Dölek ile Arif Gönendik, Metin’in elinden tutarlar, Kabataş Erkek Lisesi’ne götürürler ve yazdırırlar. Sevinç duyarlar, gurur duyarlar, Kırşehirli bir hemşehrilerinin evladını Türkiye’nin önde gelen en başarılı liselerinden biri olan Kabataş Erkek Lisesi’ne yazdırmakla ilerisi için bir doktor adaylarını şimdiden bulup çıkarmışlardı. 
Tabi Metin de o hemşehrilerini mahcup etmez ve buradan başarıyla mezun olur.  Yatılı ve burslu olarak okuduğu okulu bitirir Metin…  
Kabataş Erkek Lisesi’nde okurken Kırşehirli biyoloji öğretmeni İbrahim Konukman’ın da çok desteğini görür, Metin Durandurdu. 
1981 yılında gittiği İstanbul’da 14 yıl kalan Metin Durandurdu 1984 yılında Kabataş Erkek Lisesi’ni, Eski Feriye Sarayı’nı yatılı ve burslu bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’ne girer. Tıp Fakültesi’nde okurken Radyoloji Profesörü Kırşehirli hemşehrimiz Prof. Dr. İlhan Kılıçözlü, Metin’in derslere girdiğini öğrenen öğrenci arkadaşları Metin’i zorla Kılıçözlü’nün odasına sokarlar. Metin kendisini tanıttıktan sonra Kılıçözlü, “Yarın sizi yazılı yapacağım, çok çalışın” der Metin’e…
Kapı açılınca Metin’in arkadaşları hemen etrafını sararlar , “Ne dedi hoca?” diye… Belki onların amacı soruları yazılıdan önce öğrenmek istiyorlardı muzipler kim bilir…
Şimdi hepsi anılarda kalan bu güzellikleri anlatarak bugün sizlerle paylaşmak istedim.  
Metin Durandurdu artık okumuş, doktor olmuştur. İç Hastalıkları ihtisasını İstanbul Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ve Medeniyet Üniversitesi’nde yapar.. 
Metin Durandurdu 1995 yılında doğup, büyüdüğü memleketine doktor olarak dönmüş ve Kırşehir’deki SSK Hastanesi’ne atanmıştı.
1995-2005 yıllı arasında SSK Hastanesi’nde dahiliye uzmanı olarak binlerce hemşehrisine hizmet veren Metin’in 2003-2005 yılları arasında da aynı hastanenin başhekimliği görevini başarıyla yürüterek unutulmaz hizmetler yaptığına tanık olduk… 
2005 yılından bu yana Kırşehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Dahiliye Uzmanı olarak görev yapan Dr. Metin Durandurdu evli ve iki kız evlat babası.
Büyük kızı doktor Asena Durandurdu, küçük kızı hukuk öğrencisi Damla Durandurdu. Eşi Kırşehir Ağız ve Dış Sağlığı Hastanesi’nde görev yapan Diş hekimi Funda Altınok Durandurdu. 
Yirmibeş yıldır Kırşehir’de Dahiliye Uzmanı olarak görev yapan Dr. Metin Durandurdu 2016 yılında da başarılı çalışmaları nedeniyle Kırşehir’de Yılın doktoru ödülüne layık görüldü ve bu ödülünü 2017 yılının 14 Mart Tıp Bayramı’nda dönemin Sağlık Bakanı’ndan aldı. 
Metin Durandurdu başkaları gibi para ve ikbal peşinde koşmadı. Kırşehir’den ve hemşehrilerinden kopmadı, onlara sevgi ve saygıdan kusur etmedi. 
Birçok dönem onu birileri siyasetin içine çekmeye çalışsa da o bu tekliflere teşekkür ederek geri çevirdi, o “Kırşehir” dedi, “hemşehrilerim” dedi. Zira siyaset nice değerlerimizi harcadı. 
Zaman zaman çeşitli sıkıntılar yaşasa da, mücadele etti, yılmadı, o başkaları gibi Kırşehir’den kopup, başka yerlere gitmedi. Memleketini terk etmedi, Kırşehir’de yaşadı. Kırşehirlilere hizmet etti.
Dr. Metin Durandurdu’yu daha uzun uzun yazıp anlatmak isterdim. Ama biliyorum ki Dr. Metin, gösterişe ve şov yapmaya alışık biri değil. O dürüstlüğü ile Kırşehirliliği ile, güler yüzlü ve mütevaziliği ile binlerce Kırşehirlinin kalbinde, gönlünde silinmez izler bırakmış; aydın, Atatürk ilkelerinin savunucusu, değerli bir Kırşehir evladı olarak benim de ona şükran borcum olduğunu belirterek, böyle bir yazıyı kaleme aldığımı ifade etmek isterim.
O benim ölümüne sevdiğim Kırşehir’imin yetiştirdiği tertemiz ve lekesiz bir doktor olarak Kırşehir’de hep sevgiyle, saygıyla anılacak ve unutulmayacaktır.