Ne görkemli bir hürriyetsin sen. Ne büyük bir özgürlük.

Ne görkemli bir hürriyetsin sen.
Ne büyük bir özgürlük. Badem açan mevsimlerin habercisi, doğduğun, 19 Ocak sonrası baharlar yürüsün ömrüne; begonyalar, nergisler, sarı laleler yürüsün.
Miladım,
Benim iyi kalpli kraliçem. Dokunduğun bütün hayat arınır kederinden. Ellerinin yeteneği, gözlerinin aydınlığıyla koşuyorum yaşama. Yüreğinin bütün iyimser lavları taşarken dünyamızda, her yeni gün, tortular büyük aşk taşları bırakıyor yarına.
Seninle, yemyeşil ormanları özlüyorum, masmavi suları, güneşi, ayı, mehtabı. Seninle, hemen baş ucunda, yarınları özlüyorum, aşkla çoğalan, aydınlıkla büyüyen o festival havasında geçirdiğimiz yarınları.
Ayım benim,
Mehtabım,
Duyguları dört nala koşan, beyaz yeleli tayım.
Bu bereketli toprakların yarattığı, etimi, kemiği, ruhumu doyuran umut yüklü başağım.
Nereyi adımlasan, ardından tomur tomur yeşeriyor hayat.
Nereyi adımlasan, izi kalıyor orada,
İnsan olmanın, barış içinde sevgiyle yaşamanın.
Bugün unuttum,
Her yazımda damıttığım ülke sevdasını, ki ülkemsin sen.
Unuttum,
Kederli, yüzü pas içine ki çocukları,
Ki bu ülkede acıya düşmüş tüm çocukların umudusun sen.
Unuttum, entarisine gözyaşlarını akıtan anaları. Ki, o kederli annelerin sevdasısın sen.
Secdemsin benim,
Kâbemsin, kıblemsin,
Vatanım, ülkem, halkımsın benim.
Bu kederli dünyanın üzerine gürül gürül akan bir aydınlıkla doğdun,
İyi ki doğdun sevgilim.
Yaşam eşliğim, emeğim.