Ülkemin kimsesiz sokaklarına.

Yoksul kasabalarına, buğulu ağıtlarına.

Çaresizliğine bu halkın, kar yağıyor.

*****

Bir işçi yüklenmiş gidiyor omuzlarında, çığ düşmüş hayatını.

Göz kapaklarında biriken bir Anadolu boranında.

Küreyerek göz bebekleri ile karlı bakışlarını.

Terleyen asfaltlarda bırakıyor meteliksiz çarpan kalbini.

Koltuk altında her sabah, bir masanın ortasında.

Bir başına, katıksız bırakacağı.

Gövdesi yanık somunu sıkıca tutarak yürüyor.

Bir yanı emeğine, diğer yanı kederine sarılmış.

Başka baharın mücadelesini başlatıyor her adımında.

*****

Kar yağıyor. Çocuklar, bıçak sırtı şafaklara yürüyor her sabah.

İskeletlerinden ağır, tekstil bozgunu çıkınlarııyla.

Geleceğe, umuda. Serçe parmakları ayaza patlamış postallarıyla.

Kederli, öfkeli bir babanın başucunda. Yeni bir kavgaya.

Her çocuk, hayallerini dik tutarak bakışlarında.

*****

Gün be gün kalplerinden aldatılan.

Gövdesinden ve çaresizliğinden vurulan kadınlar, yeni bir yoksulluğa uyanıyor her sabah.

Küf sarmış sofralara. Çetin kışa, soğuk kayalıklara.

Umutlarının uçumunda üşümüş berfinleri.

Çatlamış parmak uçlarıyla yeni bir hayatı aralıyor.

Bakışlarında üşüyen ömürlerini kar örtemiyor.

*****

Kar yağıyor. Hiç usanmadan. Yoksul ömürleri mücadelesine çağırarak.

Kar yağıyor kimsesizler ülkesine.

Kar yağıyor gülüşü solmuş albümlere, ipte oğul kokan çamaşırlara, anılara kar yağıyor.

Cinayetleri saklayan çukurlara, adalete, demokrasiye.

Kar yağıyor maden kuyularında sönmemiş, nöbet tutan ağıtlara.

Kar yağıyor Anadolu’ya, asla zalimleri ağartmayan.

*****

Düşünün zalimler.

Sizler de bu yaralı ömürlerin çevrilen benzer sayfalarından çıkıp geldiniz.

Sizin de anneniz telaşını kar yağan mevsimlerde, yüreğinde araladı.

Siz de, annenizin ellerinde, çocuklarınızın bakışlarında.

Yenilmiş, yoksulluğundan utanan bir vesikalık olarak kalmak ister misiniz?

Yarasız bir soru biliyorum.

Oysa, zalim sevmeyi anlayamamış bir yabancıdır kendine.

*****

Bu ülkede uyku bir düşünce molası mı? Bütün umut ve çığlıkları silen siyah bir örtü.

Kar yağıyor.

Bir boran uyandırıyor beni.  Ardına düşüyorum dizelerin.

Soğuk bir ülkeye çıkıyorum.

Halkını üşüyen yürekleri ile bırakanların suç odalarına.

*****

Gece. Umudun mikrofonlarından daralan yüreğime kibrit çakıyorum.

İçimdeki ateşi üflüyorum. Bu ülkeyi tutuşturabilir miyim iyimserli.

Çünkü biliyorum. Bu ülkede her anne, her baba ve her çocuk şimdi.

Telaşın ve korkunun isli camlarını yumrukluyor.

****

Anadolu’ya bir şarkı yağıyor.

Sıcacık. Bu şarkı önünde tükeniyor kar.

Bu şarkı avutabilir beni.  Bu şarkı kırılmış sesimi, ılıklara boğulmuş gözlerimi onarabilir.

Dizlerime dayanma gücü verebilir.

Bu şarkıyı çaresizlikten beyazlamış saçlarına takıyorum ülkemin.

Bu şarkıyla örtüyorum bütün karanlık çukurları.

Ama unutmuyorum.

Yüreğime not düşüyorum!