1983-84 sezonunda tarihi maçlara şahit olduk. O yıl şampiyon olan Malatyaspor karşısında ligin 24. Haftasında 2-0 öne geçmemize rağmen maçı hakem oyunları ile 3-2 kaybettik. Sonraki hafta Giresun deplasmanından 2-1 lik skorla galibiyetle döndük. Sonraki hafta sahamızda Rizesporla 1-1 berabere kaldık.
 29. Hafta Mardin deplasmanından 2-1’lik galibiyetle döndük. 30. ve son hafta sahamızda Diyarbakır ile oynayacaktık ve bize beraberlik dahi yetiyordu. Bir önceki sezon ligden beş takımın düştüğü bir sezondu ve biz ligde kalmayı başarıştık.
1983-84 sezonunda iki takım küme düşecekti ve bize son maçımızda sakamızda alacağımız bir beraberlik dahi yetecekti. Galibiyete 2, beraberliğe 1 puan verildiği yıllardı o yıllar. Bizim berabere kalmamız durumunda Urfa yense bile puanlar eşit olacaktı ve bizim -10, Urfa’nın da -18 averajı olduğu için biz averajla ligde kalacaktık. Sahipsiz Kırşehirspor hakem oyunları ile sahasında Diyarbakır’a 1-0 yenildi. Urfa sahasında Rize’yi 1-0 mağlup etti ve 24 puanla ligde kaldı. Biz de 23 puanla ligden düştük.
O maçta tribündeydim, ağabeylerim sahada olağanüstü bir mücadele ortaya koydular, attığımız üç gol verilmedi, kesin diyebileceğimiz bir de penaltımız gasp edildi. Bizim eski oyuncumuz Suat ilk yarıda orta sahadan uzaklaştırmak için rastgele topa vurdu ve kalecimiz Soner’in hatası ile o top kalemize gol oldu. Sonrasını hatırlayanlar olacaktır. Hakem elindeki düdük ile bizi küme düşürdü. 
Kırşehirspor üç tane hakeme yenilmişti. Urfa’dan da galibiyet haberi gelince hınca hınç dolu tribünlerin öfkesi her yana taştı. Büyük olaylar yaşandı. Yaralananlar oldu. Bunun dışında beni en çok etkileyen şey onlarca taraftarın ağlaması oldu. Hatta bir taraftarın başını tribünün duvarlarına vurarak ağlaması hala aklımda. Biz de çok duygulandık, çok üzüldük belki bizim de gözlerimiz yaşardı. 
Üzüntümüz maç sonucuna değildi elbet. Sahipsizliğimize, kimsesizliğimize ve uğradığımız derin haksızlığa yandık. Kimimiz ağladık, kimimiz başımızı tribün duvarlarına vurduk, kimimiz öfkelendik maç sonunda büyük olayların bir parçası olduk. Ama gerçek değişmedi. Küme düştük! 
Sonrasında çok şeyler konuşuldu, ünlü türkücülerden ünlü siyasetçilere kadar Kırşehirspor’u kurban edenler, para karşılığı kendini satanlar anlatıldı. Futbol böyle bir olgu maalesef. Sahadaki güç yeterli olmuyor. Dışarıda da güçlü olmak gerekiyor. Güçlü bir lobi ve para sahipsiz takımları kurban ediyor!
Küme düşmüştük. Hem de amatör kümeye. O yıl Türkiye 3. Liginin kurulacağından habersiz. Soyunma odası cenaze evi gibi. Herkes sessiz, donuk, ağlamaklı, yüreklerde hakeme isyan! Çaresizlikle kaplı her yer. Saatler sonra soyunma odasında vedalaşıldı ve ertesi gün herkes memleketine döndü.
Biraz ara verelim, sonra 84-85 sezonu üçüncü lig ile devam edelim.