Elli yaşların tam da ortasına geldik. Geçmişi daha sık anar olduk. Eskiden çok üzülüp ağladığımız şeyleri şimdilerde tebessüm ederek hatırlıyor, bizi çok sevindirip mutlu eden şeyleri de hüzünlenerek anıyoruz. En çok ta Ahi Stadyumu kalmış aklımızda, dile kolay hayatımızın 15-16 yılı geçti orada. Gençliğimiz geçti.

En çok orada sevindik, en hüzünlü anlarımız da orada oldu. 1985-86 sezonunda son maçta Polatlıspor’u 3-0 yenip şampiyon olduğumuz günün coşkusu dün gibi hatırımızda. Beraberlikte bile ligde kalacağımız maçta Çorumspor’a yenilip amatör kümeye düştüğümüz maçın hüznü de hala bizimle. 1983-1997 yılları arasında biz hep oradaydık. Ben de oradaydım…

Neredeyse bir gün süren uzun Van deplasman yolculuklarında da oradaydım, Pazar lig, Çarşamba kupa maçı oynadığımız Eskişehir deplasmanında da oradaydım, lig maçı öncesi Kaleci Mehmet Abinin, gece otelin altında gösteri yapan Eskişehir taraftarlarının üzerine bir kova su döktüğünde de oradaydım, kimseye sormadan istirahat saatinde otelden ayrılıp çarşıda gezen ve otele döndüğünde Kaptan Muzaffer’den tokat yiyen de bendim.

Kaleci Sinan Abiye yapılan bir şiddetli faul sonrasında Kaptan Mehmet Bulut’un hakeme seslenerek “Hocam Kalecimize bıçak çektiler” diye bağırdığında da oradaydım. Antalya kampında rehin kalanlardan biri de bendim, Rahmetli Ergun Kantarcı Kırşehirspor’a hoca olduğunda da ben vardım. Ergun Kantarcı’nın Petrol Ofis maçında tam da bizim yedek kulübemizin önünde bacak arası yiyip hazır ol pozisyonu alan sağ bekimiz ve o günlerde asker olan Memduh abiye “Asker Raht”, “Tabur Takımı mı burası” dediğinde de ben oradaydım.

Kulakları çınlasın Muzaffer Abi her iki ayağını da iyi kullanır hatta sol ayağıyla penaltı bile atardı. Yine sol ayakla attığı bir penaltıyı kaleci kurtardı Allahtan dönen topu tamamladı golü attı. O sırada yedek kulübesinde hocamız Fehmi Kuş’un “Bu nasıl penaltı atışı”, “Solakmısınız, Sağlakmısınız kardeşim” diye bağırdığında da oradaydım. Rahmetli Balıkçı Çapo, Rahmetli Karayolcu Latif, Kitapçı Şakir, Sobacı Recep, Simoğlu bağırırken de oradaydım.

Bugün bile dostluğumuzun devam ettiği “Kırşehir Çiğdem” Gazetesi Sahibi ve Yazarı Salih Güner abi her maçtan sonra “Futbolcularımızın Karnesi” başlıklı bir köşe hazırlar ve bize not verirdi. Ben de vardım ve en kötü notları da ben alırdım. Ben de oradaydım diye başlayan nice cümleler kurabilirim ama kurduğum her cümle beni o günler götürüyor ve hüzünlendiriyor.

Bir de ölüm uykusuna yatanlarımız var. Feyzullah Biçer’i anmadan, Hacı Yüksel’i anmadan, Eski Başkanlar Hacı Mehmet Gülten’i, Atalay Ülgen’i anmadan onlara rahmet dilemeden de geçmeyelim.

Bir de yaşarken saygı duyulmayı hak edenler var. Mustafa Altınordu, Abdurrahman Cem, Muzaffer Atabay, Sinan Özdoğan ve Ali Uçar. Hizmetleriniz unutulmadı. Allah hepinize sağlıklı uzun ömürler versin. VAROLUN.