İnsanoğlu yaşamı boyunca hep daha ileri teknolojiyi bulup icat etmek ve ondan en iyi şekilde yararlanmak ve yeniliğe yenilik katmak için uğraştığından hiç şüphe yok.
Bu, inşaat sektöründe, iletişim araçlarında (cep telefonu v.s), küçük büyük her çeşit otomobil, araç ve gereçler, ev ihtiyaçlarında kullanılan elektronik beyaz eşyalar, televizyon derken tüm bu yeniliklere yetişmek onunla yaşamak gayreti içinde oluyoruz. Yani insan değişikliğe ve gelişmeye açık düşünebilen canlıdır. Çağımızın gençleri bir önceki nesil’e göre çok daha yeniliklere yatkın yetişmektedir.
Bugün yaşantımızı düzenlediğimiz siyasi hayatımız da, yeni söylemlere, yeni davranışlara, yeni umutlara yeni yapılanmaya ihtiyaç olduğunu 31 Mart yerel seçimlerinde sandıktan çıkan halkın iradesi gösterdi.
Anlaşıldı ki, millet artık heyecan verici, bağırıp çağırarak gerginlik yaratan, baskı ve korku yüklü söz ve davranışlar yerine, daha güzel daha güvenli, sakin, akılcı, sevgiye dayalı ve hoşgörülü, yarınlardan kaygı duymadan çoluk çocuğunu eğitimli kültürlü yetişme ortamını tercih ediyor.
18 yıldır iktidarını sürdüren politikacıların eski alışkanlıklarından vazgeçmediği, gelişen teknolojiye uyum sağlayamadığı aşikâr, içinde yaşadığımız toplum da kendini yönetenlerden daha ileride olduğu için uyuşmazlıklar ve tartışmalar 31 Mart yerel seçimlerinde sandığa yansımış görünüyor.
Nedense ömürleri koltukta geçen siyasilerin yönettiği ülkelerin özgürlükleri ve demokrasileri gelişmemiş, adaletten uzak kalmışlar, üretimleri yok, ekonomileri son derece zayıf ve halkı fakirlikten kurtulamamıştır. Öyleyse eski siyasetçi, eski kafa, eski uygulamalarla yenilikler yapmak teknolojik çağa uymak olanaksızdır. Yani eski kerpiçle yeni bina yapılmaz.
Oysa gelişen demokrasilerde siyasetçilerin ömrü 2 veya 3 dönemle sınırlıdır, isteseler de kalamazlar zira hukuk müsaade etmez. Genç beyinlerle değişime ve yeniliklere açık, gelişen teknolojiyle uyumlu bir şekilde yönetime katkı sağlamak zaten gelişmişliğin simgesi sayılır.
Ne yapalım şanımız yürüsün demek yerine, ilim demeliyiz,
Şöhretimiz konuşulsun demek yerine, kültürümüzü konuşmalıyız,
Bu lider iyi konuşuyor diye arkasından koşmak yerine, bilime yürümeliyiz.
Yani yeni de bir bina yapacaksak yeni tuğla ile yapmalıyız. Eski siyasiler artık güven yitirmiştir, millet eskilere rağbet etmiyor. Özgürlüklere, demokrasiye, yeniliğe ve değişime yelken açıyor bu millet.