Türkiye Cumhuriyetinin tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan seçildiği günden beri siyasetin içinde, AKP’yi istediği gibi yönetmeye devam ediyor. Halkın verdiği çoğunluk oyu ile seçilen başbakanı, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir şekilde görevinden edebiliyor.

Türkiye Cumhuriyetinin tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan seçildiği günden beri siyasetin içinde, AKP’yi istediği gibi yönetmeye devam ediyor.
Halkın verdiği çoğunluk oyu ile seçilen başbakanı, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir şekilde görevinden edebiliyor. Parlamenter sistem içerisinde bu tür hadiseler olmaması gerekir. Maalesef ülke genelinde olduğu gibi, Kırşehir halkı da seni beğenmiyorum görevini bırak git diyeni anlıyor da, benim tercihim değil zaruretten gidiyorum diyeni doğrusu anlamakta güçlük çekiyor.
Ülkemizde yaşanılan bu garip durumun ne olduğunu halk henüz anlamaya çalışıyor. Kimisi Cumhurbaşkanı getirdi şimdi de o götürüyor dolayısıyla haklı dediği gibi, kimi de olmaz böyle hadise bu bir tür darbe diyebiliyor. Hukuki olmayan, ülke geleceği adına kaygı verici bu durumu halk dehşetle izlemeye devam ederken bunun demokrasiye yapılan bir darbe olduğunu söyleyenler de bir hayli fazla ve bu kesime katılanlar her geçen gün artarak devam ediyor.
Şimdi biraz düşünüldüğünde 1 Kasım genel seçimlerinde yüzde 49 oy alarak iktidar olan bir Başbakan, konuşmalarında demokrasiden, özgürlüklerden, hak ve hukuktan söz eden Cumhurbaşkanı tarafından saraya çağrılarak, Başbakanlığı ve AKP Genel Başkanlığını bırakması talimatını veriyor, verilen talimat ta itiraza mahal bırakılmadan, düşünülüp taşınılmadan, zaman bile geçirilmeden derhal yerine getiriliyor. Ülkede yaşanılan bu garip durumu, bazı aydın geçinenler, yazarlar, çizerler, iktidarda olsun, muhalefette olsun bir kısım siyasiler sadece izlemekle yetiniyorlar.
Bir kısım halk kesimlerinde fırsat kollayanların kaçırmaması gereken ortam oluştu, zira tam da şimdi HDP ve MHP ülke gündeminden uzak, siyaset bile yapamıyorlar. Her iki muhalefet partisi de kendi iç meselelerini çözmekten acizler. HDP kandile söz geçiremiyor, MHP ise sorununu yargıya havale etmiş durumda. Şimdi bir erken seçimin başkanlık yolunu açabileceği algısını sıkça dillendirmekteler.
Ancak Meclisteki büyük muhalefet CHP sadece geçmişin bekçisi değil de geleceğin öncüsü şiarıyla hareket ederek, Cumhuriyetin korunması gerektiği bilinci ile hareket ediyor. Hatta CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun tek bir CHP’li kalsa bile başkanlık yönetimine geçit vermeyecektir diye keskin ve sert söylemi toplumda anında karşılık buldu. Bu sözüne destek verenler her geçen gün çığ gibi artıyor.
Öyleyse seçmenin iradesini yok sayan AKP zihniyetinden kurtulmak için birlik ve beraberlik içerisinde olmanın zamanı geldi geçiyor bile…
Ülkesini seven AKP’liler,
Ülkesini seven CHP’liler,
Ülkesini seven HDP’liler,
Ülkesini seven MHP’liler,
Ülkesini seven her insan bölünmek yerine bütünleşmek için,
Demokrasi için,
Hürriyet ve Cumhuriyet için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir.