Bugün 16 Aralık. Yani 2016’yı uğurlamaya şunun şurasında 15 gün kaldı.

Bugün 16 Aralık. Yani 2016’yı uğurlamaya şunun şurasında 15 gün kaldı.
Ben aslında bugün 2016 yılını şöyle bir Kırşehir olarak değerlendirecek, koskoca bir yılda kazandıklarımızı, kaybettiklerimizi yorumlayacaktım. Ama ülkemin içinde ve dışındaki üzücü olaylar herkesi olduğu gibi beni de çok etkiledi.
Son olarak İstanbul Beşiktaş’ta 44 polis ve sivil vatandaşımız hainlerin, alçakların bombalı saldırısıyla şehit oldular.
Yazıklar olsun masum insanları katleden hain ve alçaklara.
Bunlar insan hiç olamaz hayvandan daha beter mahlûklardır.
Evet, ülkemiz çok zor günlerden geçiyor.
Bir yandan terör, bir yandan ekonomik sıkıntılar milletimizi derinden sarsıyor.
İçimizdeki hainler ve dış güçler bu cennet ülkemiz üzerinde çok sinsi, çok alçak, çok kanlı oyunlar tezgâhlıyor ve bunları uyguluyor.
Kırşehir ne kadar Türkiye’nin en huzurlu illerinin başında gelse de, çok şükür terör olayları olmasa da, ülkemizin her hangi bir ilinde, ilçesinde köyünde yaşanan bir olaya duyarsız kalamıyor.
Kırşehir’de kimle görüşseniz herkes hain saldırılara tepki gösteriyor. Göstermesi de gerekiyor. Çünkü Türk Milleti bir bütündür. Birdir. Ülkemizi bölüp parçalamak isteyenlere karşı tek yumruk olmak zorundadır.
Hainler ve dış güçler her gün yeni şeytanlıklarla karşımıza çıkıyor, bölgemize yeni nifak tohumları ekmeye çalışıyor. Kanlı gözyaşıyla, iç savaşla, mezhep savaşlarıyla bölgemizin geleceğini karartmaya çalışıyor.
Birkaç gün önce İstanbul Beşiktaş’ta 44 masum polis ve vatandaşımızın bombalı saldırıyla şehit olmasını vatanını, milletini seven hiç kimsenin kabul edemeyeceği de ortadadır.
Peki biz ne yapacağız?
Ne yapmalıyız?
Elbette ülkemizi viraneye çevirmek isteyenlere izin vermeyeceğiz, vermememiz de gerekiyor.
Her gün masum insanlarımızı katledilmesine, çoluk-çocuk ve vatan evlatlarının yok edilmesine, onların geride bıraktığı masum çocuklarının gözyaşlarına da seyircisiz kalamayız.
Artık millet olarak silkinip kendimize gelmeli, birlik ve beraberliğimizi daha da pekiştirmeliyiz.
Çünkü gün, çekişme günü, çatışma günü, husumet günü, eski defterleri karıştırma günü değildir.
Eğer Türk Milleti olarak sen-ben kavgasına girer, siyasi ve etnik köken ayrımcılığı yaparak birliğimizi, beraberliğimizi güçlendirmez, bu saldırıların karşısında çelik gibi bir iradeyle tam bir kararlılıkla durmazsak hiçbirimiz yarınlarımıza güvenle bakamayız.
İşte önceki gün Meclis’te grubu bulunan üç siyasi partinin genel başkanı bir araya gelerek terörle mücadelede kararlılık mesajı verdiler.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Çankaya Köşkü'nde basına kapalı gerçekleştirilen ve yaklaşık 2,5 saat süren görüşmenin ardından, ortak bir açıklama yaptılar.
Başbakan Yıldırım, "Bu toplantımızda şunu bir kez daha gördük ki terörle mücadele konusu, Türkiye'de siyaset üstü bir konudur ve parti görüşümüz, düşüncemiz farklı olabilir, ama terörle mücadele konusunda kararlılık, gerek CHP'de, gerek MHP'de, gerekse de AK Parti'de devam etmektedir" diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli terörle mücadele konusunda yapılacak her türlü çalışmada, alınacak her türlü kararda ve yasal düzenlemelerde gerekli katkıyı sonuna kadar verecekleri mesajı geldi.
İşte Türk toplumunun ve Kırşehirlilerin beklediği bir birliktelik bu…
Başbakan Yıldırım bu toplantının ardından şunları söylüyor:
"Ülkemizin gelecek sorunudur. Burada, içeride ve dışarıda kim ne söylerse söylesin, bizim açımızdan anlamı yoktur. Anlamı olan Türkiye'nin birliği beraberliği, toprak bütünlüğünün devam etmesi, milletimizin kardeşliğinin zarar görmemesidir. Bu çerçevede geniş kapsamlı değerlendirmeler yaptık. Yapılan çalışmalar hakkında gerek Suriye'de gerek Irak'ta gerekse yurt içinde, konuları sayın genel başkanlarla paylaşma fırsatı buldum. Kendilerinin düşüncelerini dinledik. Bize önerileri oldu, onları da not aldık. Gayet verimli bir toplantı oldu."
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da "Sayın Başbakan, yaşanan terör olayları dolayısıyla bizleri bilgilendirdi, kendisine teşekkür ederiz. Terör konusunda bütün siyasal partilerin ortak tavır takınması, teröre karşı hep birlikte mücadele etmemiz gerektiği konusunda bir uzlaşmamız oldu. Zaten bu uzlaşma, hayatın doğal akışına da en uygun uzlaşmadır. Terör can yakıyor ve bir insanlık suçu. Teröre karşı hep beraber, bütün vatandaşlar ve ülkedeki 80 milyonun ortak tavır takınması gerekiyor. Türkiye süratle olağan bir sürecin içine gelmeli ve terör olayları bitirilmelidir. Terör bir siyasi partinin tek başına çözeceği bir olay olmanın da ötesinde, bütün siyasi partilerin, bütün vatandaşların, bütün sivil toplum kuruluşlarının ortak sorunudur. Bu ortak soruna karşı, ortak mücadele etmemiz gerekir. Bu mücadeleye kim ön ayak oluyorsa, bizler de haklı olarak onlara her türlü desteği vermek durumundayız. Dolayısıyla düşüncelerimizi aktardık. Umuyoruz Türkiye bu tür acı olaylardan süratle kurtulmuş olur."
MHP Genel Başkanı Bahçeli ise şunları söyledi:
"Sayın Başbakanımızın çağrısı üzerine, Türkiye'de acımasızca ve alçakça sürdürülmek istenen terörle mücadeleyi değerlendirmek amacıyla yapılmış olan toplantı, milletimizin beklentilerine cevap verebilecek bir olgunluk içerisinde gelişmiştir. Siyasi partiler, terörle mücadelenin kesin ve acımasız bir kararlılıkla sürdürülmesini talep etmektedir. Bunun da uygulamalarının önümüzdeki günlerde görüleceği inancıyla Sayın Başbakan'a ve Sayın Genel Başkan'a teşekkürlerimi sunuyorum. "
Evet bu üç partinin bir araya gelerek teröre karşı ortak bir tavır almaları son dereceye isabetli ve Türk toplumunun istediği bir duruş.
Zaten Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan da “Gün, çekişme günü, çatışma günü, husumet günü, eski defterleri karıştırma günü değildir. Eğer birliğimizi, beraberliğimizi güçlendirmez, bu saldırıların karşısında çelik gibi bir iradeyle tam bir kararlılıkla durmazsak hiçbirimiz yarınlarımıza güvenle bakamayız. Milletimizin birliğine, beraberliğine, kardeşliğine kastedenin başını ezmezsek bekamızı sağlayamayız. Bayrağımızı indirmeye kalkanın kolunu kanadını kırmazsak şehitlerimize mahcup oluruz. Vatanımızın tek bir karış toprağına dahi göz dikenin gözünü çıkarmak bizim namus borcumuzdur, bunu da böyle bilelim. Buradan tüm vatandaşlarıma sesleniyorum, Anayasamızın 104. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başı olarak, PKK'sıyla, DEAŞ'ıyla, FETÖ'süyle, DHKP-C'siyle ve tüm diğerleriyle, adı, söylemi, yöntemi ne olursa olsun, tüm terör örgütlerine karşı milli bir seferberlik ilan ediyorum" diyor.
Kırşehir’in il yöneticileri, siyasileri ve sivil toplum kuruluşları da teröre karşı tepkilerini dile getirerek, birlik ve beraberlik mesajları verdiler.
O halde Türk halkı olarak bu saatten sonra gücümüzü birleştirmeli ve dış güçlere ve içimizdeki terörist hainlere karşı tek yumruk olmak zorundayız.
Türkiye yeni bir Kurtuluş Savaşı’nın içinde ne yazık ki… Türk halkı bu savaştan zaferle çıkıp, dünyaya Türk’ün gücünü bir kez daha göstermelidir.
Türkiye sadece terörle mi boğuşuyor bugün?
Elbette ki hayır. Ekonomik olarak daülkemizi bir çıkmaza sürüklemek isteyenler var görüyoruz. Dövizdeki hızlı yükseliş her kesimi olumsuz yönde etkiliyor. Kırşehir’de herkes bu sıkıntıdan payını alıyor. Ama bu zor günleri birlikte aşmaktan başka bir çaremizin olmadığını da herkes artık görüyor. O halde gün birlik ve dayanışma günü…

***
Biraz da gülelim!

Elmas gerdanlık!

Eve geç kalan adam karısına nerede olduğunu açıklıyor, ama karısını heyecana uğratıyor.
Kadın sinir içinde cep telefonundan kocasını aramış:
“Saat kaç oldu, hangi cehennemdesin?"
Kocası:
"Aşkım o hiç unutamadığın harika elmas gerdanlığın bulunduğu kuyumcu var ya… Hani o zaman param yoktu alamamıştım ve 'Sevgilim bir gün mutlaka bunu sana alacağım, göreceksin' demiştim. Hatırladın mı?"
Bu sözü duyan kadın birden yumuşamış, heyecandan titreyen sesi ile "Eee. Evet bir tanem hatırlamaz olur muyum?" demiş. Adam da; "Evet aşkım, işte o kuyumcunun hemen yanındaki kahvede arkadaşlarla oyundayım!”

***

Sevdiğim bir söz

“Dünyanın en mert erkekleri az söz verir, ancak verdiği sözü mutlaka yerine getirir.” (Jean Jacwues Rousseau)